Galatasaraylılar TT Arena'da FB'yi güzel ağırlamalıdır!

Ne zamandır yazacağım, fırsatım olmadı. Artık yazalım...

Kadıköy'de oynanan derbi mücadelesi sonrasında hemen herkes, her açıdan maçı ve maçta olan gelişmeleri yorumladı. Ben olaya başka bir açıdan yaklaşmak istiyorum.

Hatırlarsanız bundan önceki sezonlarda Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan her maçta Galatasaray taraftarına ve takımına sidik torbaları dahil akla gelmeyen eziyetler yapılır, Hasan Şaş'ın kafasında omlet pişirilir, sahaya her türlü yabancı madde atılır, futbolcular korner atamayacak hale getirilirdi. Tabii ki Ali Sami Yen'deki maçlar bir piknik havasında değildi ancak Kadıköy'le karşılaştırıldığında piknik bile sayabilirdiniz. Eziklik denen bir şey varsa bu konuda oldu, Galatasaraylılar bu konuda ezik kaldı. Birileri bir şeyler yapmalıydı ama yapmadı. Ne federasyon ne de fenerbahçe yönetimi. Galatasaray hep dayak yediğiyle kaldı, içinde birikti birikti..

Bu maçların birikimi sonucu 2007 yılında Ali Sami Yen'de oynanan derbi mücadelesinde bir şeyler olacağı maçtan önce belli olmuştu. Galatasaray taraftarı yılların intikamını almak istercesine sahaya bir tek kendi kafalarını söküp atmadılar. 5 maç ceza alınmasına yol açan kara bir gündü bu. Anladım ama yakıştıramadım. Sanırım son Bursa maçından sonra fenerbahçeliler de biraz anlamıştır neden stadı yakıp yıkmak ister taraftarlar..

Fenerbahçeli dostlar bunları okuyunca kızmışlardır eminim. Yorumlarımızın farklı olacağını zaten biliyorum. Anlatmak istediğim aslında bunlar değil, anlatabileceklerim için bu tarz bir giriş yapmak zorundaydım. Her iki taraf da birbirlerini yeterince suçladılar bugüne kadar...

Neyse... Gelelim bugüne...

Bence iki hafta önce Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan son maçta fenerbahçe taraftarı sınıfı geçmiştir. Uzun yıllar sonra ilk kez bu kadar olaysız bir maç izledik. Saha içindeki atmosferin güzelliğine Fenerbahçe taraftarı da katkıda bulunmuş ve maçın derbiye yakışır bir şekilde tamamlanması için üzerine düşeni yapmıştır. Buna stada gelen taraftar profilinin değişmesi de etki etmiştir diye düşünüyorum.

Maç sonrası kaleci Volkan'ın cahilce, hazımsız ve komik açıklamalarını saymayalım... Maçta tribünlerde taşkınlık yaptığı için güvenlik görevlilerince saha kenarından geçirilerek dışarıya çıkarılmak istenen iki Galatasaray taraftarına, tribün korkuluklarının yanına kadar yanaşan çok sayıda sarı-lacivertli taraftar tarafından yabancı maddeler atılmasını da çok büyütmeyelim. Şimdiye kadar yaşananları düşünürsek, devede kulak...

Ligin ikinci yarısında TT Arena'da oynanacak olan rövanş mücadelesinde Galatasaraylılara düşen görev; ezeli rakiplerini iyi ağırlamaktır. Bence bu kez onlar bunu hak etmişlerdir. Yeni bir başlangıç için yeni bir stattan daha iyi bir fırsat olur mu?

Bu demek değil ki, Galatasaray taraftarı maçta FB'yi desteklesin :) Tabii ki sonuna kadar ıslık, sonuna kadar Galatasaray lehine tezahürat.

Maçtan önce taraftar grupları bir araya gelmeli, bu yönde açıklamalar yapmalılar. Yöneticiler çocukluğu bırakmalı, kendi aralarında nasıl dostlukları varsa, taraftarların önünde de bunu yapmalıdırlar.

Şiddetten beslenme alışkanlığının artık modası geçmiştir!

1. dakika ile 90. dakika arasında ezeli rekabet ama bunun dışında insanca muamele ve saygı... Merak etmeyin, birbirimize insanca davranmak, birbirimizin başarısızlıklarına sevinmemizi engellemez!

Yeni bir başlangıç, bu ülkeye borcumuzdur. Önder olması gerekenler de ezeli rakiplerdir...