Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

13 Haziran '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Gamsız hayat

Gamsız hayat
 

Ürperiyorum, sebebi üşümek. Adını bilmediğim kuşlar ötüşüyorlar. Yoğunlaştıkça daha da coşuyor tüm duygularım. Hissettiklerimle ben aslında savaşçı olmalıymışım. Parmağıyla düğmelere dokunup bombalar patlatandan değil, at üstünde birebir çarpışandan.

Gamsız, oryantal hayata uymayı öğreniyorum hala! O, kıvırarak üzerime geldikçe köşe başlarında ummadğım anlarda ben de kıvırmayı ne güzel öğrenmişim ve ha babam öğrenmeye devam.

Az sonra açılır hava siyahtan griye, griden koyu maviye. Çocukken bir dilim yağlı ekmek istemedim kimseden. Saat çok geç, zamanlardan çok öte. Yalnız, karanlık balkonumda aydınlanmaya çalışıyorum. Eskiden olsa aydınlanmak için sigaramın közünden medet umardım.

Korkmasam yürümek isterdim mesafelerce. Az önce savaşçı olmam gerekirdi diyen ben miyim? Bu ne biçim bir çelişki anlayamadım. Evet, yürümek isterdim ayaklarıma kara sular çökünceye, avazlarım boğazımdan gözlerime çıkıncaya, acılarımın katılığı gözyaşlarımın akışkanlığında yumuşayıncaya kadar. Yürüsem gitsem, gecenin soğuğunu sabahın aydınlığına bırakıncaya, anlatmak istediklerimi bitirinceye kadar. En çok anlaşılamamak üzüyormuş insanın canını.

Eh hayat, senden korkmuyorum diyorum ya. Yalan. Korkuyorum, korkağın tekiyim uğraşma artık benimle. Korkularım yüzünden dik dik yürüyorum üstüne üstüne. Senden hiç vazgeçtiğimi söyleyebilir misin? Hiç vazgeçtim mi en acılı zamanlarımda bile? Kimsenin sırtına, yakasına yapıştığımı gördün mü? Bak seninle birlikteyim çok üşüdüğüm halde. Bu nasıl güzel bir bahar havası gecenin bu saatinde? Bırak da hırpalamadan sevelim birbirimizi.

Düşürme burnumu sakın yere, burunsuz dolaşmak istemiyorum bu yaştan sonra. Sağlığıma dokunma ne olur, kendim için değil, ayakta kalmama bağlı hayatlar var. Henüz değil, bakma sen benim ara sıra dellenmek istediğim hallerime. Bazen çok ağır geliyor yaşadıklarım, şaşırıyorum cinsiyetim neydi benim diye.

Kötülükle dokunma bana korkuyorum. Bırak seveyim seni gözlerim kapanana, dallarım kuruyana kadar. Ne geldiyse başıma sevgilerimin ölçüsünü ayarlayamamamdan. Hiç ihanet etmeden yaşadım, bırak bundan sonra da fesat sokturma aramıza. Ben sevdalarımı, özlemlerimi kendime göre, kendimce, tek başıma yaşarım da yetmiyor bazen gördüğün gibi.

Bu ağaran havada yüreğim coştu yine. Bu nasıl bir yalnızlık ki deliler gibi konuşuyorum seninle. Aç kollarını, bırak ısınsın yüreğim aşkınla. Bilirim istesen ne civeleksindir de, ah o benden beter inadın yok mu, illa istediğini istediğin zaman vereceksin değil mi?

Bakma sen konuştuklarıma. Ne yangınıma ne külüme, ne acıma ne sancıma yoktur isyanım. Adsız bir hayat aşığı gönlüm. Gelene hoş geldin, aç mısın? Gidenin yolu benden uzak olsun. Ben de insanım çok ağladım da ağladıklarımı saklamaya çalıştım. Yalnızlıksa kaderim kafam dik sesimi çıkarmadan çekerim, sen uğraşıp durma benimle artık, inan çok yorgunum.

Bu kadar kuş nerede yatıp nerede kalkıyorlar acaba? Ne söylüyorlar birbirlerine sabahın köründe de bu kadar çok ses çıkarıyorlar. Bende bağırsam kuşlar gibi komşularım tarafından sevgiyle kabul görür müyüm acaba?

Çok üşüdüm al sabahın ayazı senin olsun, uykum geldi. Uyuyup enerji toplamam lazım, güreş yapmak kolay mı sandın seninle? Sırtımda geçmeyen acıya dönmüş bu ağrı varya seni alt etmeye çalışmaktan kaynaklanıyor. Sen ör yarınki çoraplarını ben seni rahatsız etmeyeyim. Nasıl olsa hazırladığın sürprizlere hiç engel olamıyorum.

Biraz gevşek ör çorapları, elin sıkı sonra çok sıkıyor bileklerimi.

Mayıs 2006

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..