Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

19 Kasım '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Gamsız hayat

Gamsız hayat
 

İnternetten alıntıdır


Gamsız hayat herkese başka sunar garip oyunlarını, gamsız hayat herkese başka kurar kahpe oyunlarını... Candan Erçetin dinliyorum akşamın alacasında. Hala ne olduğunu kestiremeden geçirdiğim uykulu haftanın çabuk geçen zamanları. Kalemin hiç oynamadığı, konuşmaların kesik ve anlamsızlık içerdiği o şaşkınlık sonrası saatlerini yaşıyor ruhum en derinlerden. En gamsız görünenimizin bile içinde irinli yaralar vardır kimseye gösteremediği. Ağlamaz görünenlerimizin bile henüz kanları kurumamış kesikleri, gülüşlerinin ardında kimseye anlatamadıkları ki ben her zaman konuşmaktan yanayım. Türk filmlerinin bütün esas kadınları sustukları için o kadar çileler çekiyorlardı yıllar boyunca. Onun içindir olanları hiç saklamamam. Ama bazen tükenir kelimeler, sen ne söylersen söyle hep en son sözü gamsız hayat söyler. Egosu öyle yüksektir ki her şey onun istediği zamanda istediği biçimdedir.

Teslim oldum hayata yıllar önce, sessizce değil ama, hem konuşurum hem kabul ederim, bunlar benim düşüncelerim-isteklerim, senden de taleplerim var derim, hınzırca dinledi her zaman, kimi zaman isteklerim akşamın sabahında önümdeydi. Kimilerini hala bekliyorum görebilecek miyim? Ben bilmem hayat bilir. Rüyalarımda zifirlerin içinde dolaşıyor ölüler, renklerimi kaybetmek üzereyim, tanımadığım mekanların içlerinde tüm tanıdıklarım karışmış birbirlerine, ellerimden de korkuyorum ne zaman bembeyaz olacaklar diye. Ne zaman yürüyüşe çıksam o zaman akıyor yaşlarım. Kimliğimi kaybettim soğuk-düz bir mermer üzerinde. Köpüklerin arasından akarken gördüm, tutamadım ellerim sıkılıydı, açamadım.

Nefesin bize ait olmadığını öğrenmiştim ama vücudumuzun ne zaman bizden olmadığını görünce biraz daha büyümedim de sanki pes ettim. Elbette toparlanacağım zamanla ama sanki sonbahar sivrisinekleri gibiyim. Hani kaçacak gücü olmadıkları için her seferinde ne zaman vursan anında öldürülürler ya aynen öyle. Ne kaçacak yerim kalmış ummadığım anda yüzüme şaklayacak tokattan ne de kaçmaya gücüm. Bu kaçıncı ölüm diye değil asla isyanım ya da şaşkınlığım. Sırası olmadığını, yalnızlığın son anının yaşandığını biliyorum. Erkek ölünce de yanıyor insanın canı ama kadın gidince kör kapı-ışıksız ev-soluksuz insan-elsiz ayaksız beden gibi oluyor insan.

Yaşarken hiç aklımıza getirmediğimiz ölümün sık-sık, çabucak, plansız ortaya çıkışları bütün çıkışlarımı kapattı. Ayaklarıma bakmaya bile korkar oldum, parçalarım bütün mü diye göremezsem diye... Sevdiklerime bakmaya korkuyorum ne kadar zamanımız var bilmiyorum diye. Hani artık hiç şaşırmıyordum hiç bir şeye? Neden bu çaresizliğim öyleyse? Nedenler ordusu yine yüksek seslerle rap-rap yürüyorlar beynimde. Telefon sesleri hiç bu kadar korkutmamıştı kulaklarımı. Kulaklarımın bile canlı olduklarını ilk defa duyumsuyorum. Ağlıyorlar duyuyorum. Boğazımda boğumsuz acıtan bir yudum ne akıyor aşağı ne de tükürebiliyorum dışarı. Yetersizliklerim hortlamış kimsesiz akşamların telaşsız saatlerinde. Yalnızlığı her şeyden çok seven ben. Bu kopkorkak kadın ben miyim?

Hani bitirmiştim bütün korkularımı-telaşlarımı? Hani hayat her sabah umutlarla doğururdu kendini günün içine? Hani çocuklarım kocaman olmuşlardı ne zaman döndüler küçücük zamanlarına? Neden özlüyorum onların süt kokan hallerini? İkisi de sığsa kollarıma korumak daha mı kolay olurdu o zaman acaba? Hani ayaklarım güçlüydü de ben yürümekten asla korkmazdım korkularımın üzerlerine? Bu rastgele adım atan ayaklar bana mı ait gerçekten? Bazen hayatta koyu renkler de var ve ne zaman girerler dünyamıza kestiremeyiz ne zaman çıkacaklarını bilemediğimiz gibi. Zamanla geçecek, zamanla açılacak koyuluklar, zamanla yok olmayacak ama azalacak etkisi bu hisleriminde biliyorum. Eğer görebilecek zamanım olursa tabi. Hayat ve zaman ben pes ettim teslim oluyorum sessizce. Ne zaman isterseniz o zaman çıkarın beni bu halsiz vakitsiz hallerimden.

Ayın son hallerinin bile sonları. İlkaylar ne zaman açarlardı unuttum

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..