- Kategori
- Güncel
Garip yaratık insan…

Hiç bu gün hiçbir konuyu benimsemeyeceğim, üstlenmeyeceğim, bu gün için hiçbir şeyden sorumlu olmayacağım dediniz ve bir gün için hayata öyle baktınız mı? Hadi bir tam günden vazgeçtik, birkaç saat böyle davranabildiniz mi? Bir deneyin derim. Ben denedim. Gerçi bütün uğraşlarıma rağmen iki saatten fazla devam ettiremedim ama olsun, çok ilginç şeyler tespit ettim.
Öncelikle eşime birkaç saat için bu dünyada olmadığımı kabul et ve beni yok say dedim. Her gün yaptığım rutin yürüyüşümü yaptım. Aynı yerleri gezdim. Aynı insanları aynı sokakları, aynı dükkânları yok gözü ile seyrettim. Eve geldim ve dünyaya açılan pencereyi, televizyonu açtım, dünyayı seyrettim. Yok düşüncesi ile seyrettiğim dünya ile var düşüncemle yaşadığım dünyanın birbirine hiç benzemediğini gördüm, sizlere de öneririm.
Bu yazımda her gün içinde yaşadığım ama asla farkına varmadığım ve yok yaşarken hayretle gördüğüm konulardan birini paylaşmak istiyorum. Biz insanların en çok hoşlandığımız şeylerin başında bize karşılık veremeyeceklere iştahla, ağzımızdan köpükler çıkararak vurmak geliyor. Bundan inanılmaz mutlu oluyoruz ki birine saatlerce vurduktan sonra dinlenmeden başka birine veya bir şeye vurmaya başlıyoruz.
Deniz kenarında dikildiğinizi düşünün. Elinize aldığınız taşları habire denize atıyor ve çok mutlu oluyorsunuz. Denizin “ne diye beni taşlıyorsun” demesi veya o taşı alıp size atması imkânsız.
Gazeteleri okuyorum. “AK Parti İstanbul Milletvekili Özlem Türköne’in eşi, Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mümtazer Türköne, “Askerler en iyi siyaseti bilirler. Borsayı iyi takip ederler, bir de emlak işini iyi bilir. Ama askerliği pek bilmezler” dedi.
Türköne, Abant Platformu’nda dün yaptığı konuşmada “Geçmişte bu ülkenin en ileri kurumu orduydu, bugün ise en geri, en ilkel ve en kaba kurumu ordudur. Askeri kendi haline bırakırsan diğer bürokratik kurumlar gibi lojman, sosyal tesis yapar” demiş.
Allah Allah, nereden bilmiş ki acaba? O beyefendinin sanırım gece rahat yatağında gaz kaçırarak uyumasını sağlayan o askerler. Askerliğin ne olduğunu en iyi askerin bilmesi gerekmez mi? Demek bir milyona yakın asker yaptıkları işin ne olduğunu bilmiyor, hazret biliyor. Komiklik yapıyor desek değil, atıyor dedik geçtik. Tabi asker aldığı disiplin ve eğitim icabı, bazı prof. lar dedikodu yapmayı, onu bunu karalamayı çok iyi biliyor ama prof.luğu bilmiyor, diyemiyor. Tıpkı deniz gibi.
Bu garip konu yok yaşadığım iki saatin sadece on dakikasını almıştı. Böyle o kadar ilginç şeyler görüyor ki insan. Siz en iyisi bir deneyin.
27/06/2010