- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Gazete Gazetecinin Gururudur

Gerçek gazeteci bunun bilincindedir.
Basının Basımı:-Bölüm 11
Gazete çalışanları bir aile gibidir. Gazetenin yayına hazırlandığı idarehaneyi bir ev gibi düşünürsek, idaresini üstlenen kişi olan gazete sahibi de (patron) baba konumundadır. Muhabir emirberdir. Ailenin ayak işlerine koşturan en küçük oğlu gibidir.
Bu evin babası olan patron, parayı verir. Evin küçük oğlu pazardan sipariş edilen sebzeleri (haberleri) toplayıp getirir.
Evin büyük ağabeyi yazı işleri müdürü olarak namlıdır. Lakin o da hep masada oturan değildir. (Basın toplantıları gibi) önemli işlere o gider.
Anadolu Basınında gazetecilerden en tahsillisi kim ise, o yazı işleri müdürü yapılır. Ya da patronun kız kardeşi veya kendi oğlu uygunsa o kişi yazı işleri müdürü olarak gösterilir. Kendisi gazetede hiç görünmese de, onun sigortası kesintisiz ödenir.
Gazeteci haberi alan ve yazandır. Gelen sebzeleri güzelce ayıklar, süzgeçten geçirir. Malzemeleri oluşturur yemeyi yapar, (haberleri yazar) sonra da pişirmeye vermeden önce baş aşçıya gösterir. Yemeğin hazırlanışı inceleyen baş aşçı beğenip onay verdikten sonra, yemek pişirilmesi için mutfak çalışanlarına teslim edilir. (Gazetenin mizanpajı ve basımı için yazılanlar matbaa ustalarına verilir.)
Baş aşçı pozisyonundaki şahıs editördür. Görevi, yazılar baskıya verilmeden önce cümleleri tek tek kontrol etmektir. Bu esnada imla kurallarına riayet etmektir.
Editörün diğer bir görevi de, yayınlanmış tüm ulusal ve yerel gazeteleri her gün düzenli takip etmek, onlardan geri kalmamak, hatta o gazetelerden daha başarılı olmak için gazeteleri yönlendirmektir.
Anadolu Basınında genellikle editör kullanılmadığından imla sorumluluğu haberi yazanın kendisine aittir.
Ne var ki Anadolu Basınında nokta virgül dışında imlaya pek özen gösterilmez.
Haber tez vakitte yazılır, mizanpaj ustasına verilir. Hızdaki sebep ya gazetecinin bir yerlere yetişme telaşıdır. Yahut önemli bir haberin peşine takılması gerekmektedir. Ya da 'atlatma haber' yaptık sanılır, haberin bir an önce manşetten baskıya verilmesi hedeflenir. Başka gazetelerdeki gazetecileri atlatmayı başaran gazeteci, haberinin ilgi görmesiyle ve gazeteci olmasıyla içten içe gururlanır.
İlkeli yayıncılığıyla tanınmış, yayınları merakla takip edilen, ses getiren bir gazetenin güvenilir bir ferdi olmak ayrıca onur vericidir.
Cümle düşüklükleri, anlamsız ifadeler ve harf hataları dolu yazıların yayınını sürdüren gazete ve onları hep o şekil yazan gazeteciler bana göre gazeteci değildirler. Çoğu genç yaşta ve mesleki deneyimsiz bu kişiler, haberin içeriğinde (5 N 1 K kuralı) ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden ve kim sorularının cevabını haberinde veremeyenlerdir. Biliniz ki bunlar gerçek gazeteci değildir.
Okuyucu kafasındaki ne, neden, nasıl, nerede, ne zaman, kim sorularının yanıtlarını gazetede okuduğu yazıda bulabilmelidir.Gerçek gazeteci bunun bilincindedir.
Gazetecilik nasıl yapılır bilmeden gazeteci geçinenler, aslanın geri çekildiği bir arenada başıboş dolaşan tilkilerdir.
Bu sıfattaki gazetecilerin, bırakın ulusal gazeteleri okumayı, kendi yazdıkları yazıyı bile ne gazetelerinde yayın öncesi, ne de yayınlandıktan sonra okumazlar.
Böyle bir alışkanlıkları bulunmadığı için, kendilerini geliştirme şansına da sahip değillerdir.
Bu gazetecilerin ve gazetelerin her biri, bir başka görüşle; kaçak yapılmış sonra da oy avcısı belediyeler tarafından oturma ruhsatı verilmiş, gecekondular gibidirler.
(Nasip Olursa Konu Devam Edecek)
Ayfer AYTAÇ - ayferaytac.com