Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gazilerimiz, şehitlerimiz, madalyalar

Gazilerimiz, şehitlerimiz, madalyalar
 

Sanırım İstiklal Savaşı gazisi kalmadı. Allah hepsine rahmet etsin. Kore ve Kıbrıs gazileri idi bizim asıl bildiklerimiz. Ama son 30 yılda ülkemize, milletimize yaşatılanlar, yeni bir gazi grubu daha meydana çıkardı: Güneydoğu gazileri.

Güneydoğu gazileri, orada yaşanılan çatışmaların şiddetinden dolayı vücutlarında ağır hasarlarla dolaşıyorlar aramızda. Sadece kolunu, bacağını değil, varını-yoğunu, eşini yoldaşını ve en nihayet aklını kaybedenler de var bunlar arasında. Ama onlar içimizde sanki varlıkları hiç belli değilmiş gibiydiler. Tıpkı Bayramdan bayrama mezarlıkları dolaşan televizyoncular olmasa varlıklarından haberdar bile olmayacağımız şehit yakınları gibi. Cenaze törenlerinde oyun ile tören arasında anlamsız bir koşturmaca yaşayan ve zaman zaman babam dediği fotoğrafı öpen çocuklar şimdilerde delikanlı oldular. Yeni şehit çocuklarına onlar da büyürler diye, acı bir tebessümle bakıyorlardır.

Kürt açılımı toplumu temelden sarstı. Bu mesele herkesin ayağına dolaşacak. Onu bir başka yazımızda ele alalım. Asıl söylemek istediğim tablo başka: Açılımla gerilen sinirler, Şehit yakınlarını ve gazileri dayanılmaz bir öfkenin içine sürükledi. Şimdi ülkenin her yerinde küçük (maalesef küçük) gruplar haleinde bir araya geliyorlar. Kimi madalyasını ayakları altına alıp eziyor, kimi şehitlik veya gazilik beratını yırtıyor. Protez kolunu veya bacağını fırlatıyor. Devlete karşı derin bir kırgınlık yaşıyorlar ve bunu da haykırıyorlar. Helal olsun onlara hiç olmazsa bunu yapabiliyorlar.

Bu tablo bana 1979'da İran Şahı Ruza Pehlevi'ye karşı yapılan bir gösteriyi hatırlattı. Hiç unutmuyorum fotoğraf şöyle idi: Şah'ın polisi SAVAK tarafından sorgulanan ve bu esnada çeşitli organlarını kaybeden sakat kalan bir grup, ellerindeki protez bacaklarını "Devlet" e fırlatıyorlardı. Tablo çok dramatikti. Sonucu herkes biliyor. Şah hayatını başka bir ülkede tamamladı.

Şimdi, övünç madalyasını ayaklar altına alanlar, şehitlik veya gazilik beratını yırtanların halet-i ruhiyesi bütün toplumu sarıyor. O tabloyu gözleri yaşlı seyredenler, nasıl bir kin ve nefretle doluyor? Bundan kim zararlı çıkacak?

 
Toplam blog
: 26
: 1397
Kayıt tarihi
: 10.08.08
 
 

Eğitimciyim. Mesleğimi seviyorum ama dünyaya ikinci defa gelme şansım olsaydı farklı bir meslekte..