Gazze, samimiyet testi...

Günlerdir süren İsrail’in Gazze saldırısı insanlığın yüreğini yaraladı.

Olaya ilişkin düşüncelerimi yazmadan önce sağdan soldan yurttaşların gözlemlerini kısa tümceler halinde yazıyorum;

“İsrail ülkesini savunuyor!”

“Hamas terörüne artık yeter diyor!”

“Arap değiller mi, bizi arkadan vurmuşlardı, cezalarını çekiyorlar!”

“Rant var kardeşim orada, dünyanın yardımı, parası akıyor oraya. Arafat karısını Raris’te lüks içinde yaşatıyordu zamanında.”

“Müslümanlar topraklarını zamanında Yahudilere satıp başlarına bela aldılar.”

“Arkalarında Amerika var!”

….

Buna benzer birçok görüşü etrafınızda sizlerde mutlaka duyuyorsunuz.

Dünyanın küreselleşme ile küçük bir köye dönüştüğüne dair değerlendirmelerde gerçeklik payı var kuşkusuz. Ve bu köyün istisnasız söz sahibi sermaye sahipleri kartları istedikleri şekilde dağıtma ve tasarımı konusunda pek yetenekliler.

Bloglarıma yazılan yorumlara yanıt olarak pek çok düşüncemi ifade ettim ancak Obama’nın başkanlığı almadan önce orta doğuda yaşananın kısaca temizlik harekâtı olduğundan söz ettiğim yanıtlarımda sanal âlemde kayboldu gitti.

Gazze’de yaşananları İsrail’in tek başına yapamayacağını açık ve örtülü başta ABD desteği olmak üzere dünyanın birkaç ülkesi hariç suça ortak olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Katliama Chavez, Katar emiri ve Küba’nın dışında net tavır koyan ülke var ise lütfen anımsatın eklemeye hazırım yazıma.

Türkiye mi?

Pes doğrusu, Başbakanın yüksek perdeden gürültü çıkarmasını görmezden geldiğimi mi ima etmeye çalışıyorsunuz sahi. O zaman somut olarak şu soruma yanıt verin; Türkiye önümüzdeki günlerde İsrail ile yeni bir anlaşmaya hazırlanırken ve var olan ilişkisinde de somut olarak bir tepki vermezken nasıl düşünmemi, değerlendirme yapmamı beklersiniz!

Yani “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.” durumu.

Kısaca dünya yaşanan katliamı dolaylı olarak destekledi sayın okur. Birleşmiş milletler yetkililerinin bile bombalandığı fütursuzluk gücünü nereden alıyor sanıyorsunuz.

Birkaç ülke somut tepki gösteriyor; Güney Amerika ülkeleri, Katar!

Diğerleri ya susarak ya da kuru gürültü çıkararak İsrail’e” işinizi çabuk bitirin” mesajı yolluyor.

Ne günlere kaldık, dizi oyuncusu öldü diye mevlit okutan yurdum insanı büyük çoklukla ve ellerinde yeşil bayraklarla protestolar yapmıyor mu film kopuyor o an.

Yüreğim acıyor fakat dinsel duyarlılığı ön planda olan yazarçizer takımı memleketimizin siyaset esnafının ABD ve İsrail ile ortak politikaları uyguladığını bilerek nasıl göz yumuyor ya da TOPLUMUN GÖZÜNE PERDE ÇEKİYOR bu yeteneğe ve ikiyüzlülüğe donup kalıyorum.

Gerçi İslamcı diye adlandırılan kesim daha yeni seksen sonrası keşfetti sayılır Filistin sorununu. Şimdi meydanlarda Hamas, El fetih diye slogan atanlar kısa don ile gezerken çok önceleri Türkiye sosyalistleri Filistin’de İsrail’e karşı savaşıyorlardı. Deniz Gezmiş arkadaşları ile fırsatını bulup Filistin’e gitmişti. Gerçi şanssızlık yaşayıp İtalyan çukurunda ayağını kırdığı da bilinir.

Gazete köşelerinde iyi yer tutan Cengiz Çandar, Faik Bulut ve diğerlerinin de Filistin maceraları ayrı bir hikaye konusudur.

Özetle bu gün orta doğuyu kan gölüne çeviren emperyalist devletlere ve yandaşlarına karşı çıkan, altıncı filoya hayır diyen Deniz Gezmiş’leri bu gün yeşil bayraklarla timsah gözyaşları dökenlerin siyasi kökleri taşlıyorlardı.

Denizlerin mirasçıları dünde bu günde emperyalizme karşıydılar. Bu bakımdan sorun yok. BOP eş başkanıyım diyen başbakanı eşleştirmeyen İslamcı yazarlar herhalde Irak’ta bir buçuk milyon Müslüman ölürken sessiz kalmalarının vicdan azabını ve de temizliğini Gazze’de bin iki yüz olan ölüme karşı çıkarak hafifletmeye çalışıyorlar.

Özetle Gazze üzerinden toplumda bir ilüzyon yaşanıyor. İç politikaya yönelik mesajların samimiyeti tartışıla dursun en soldan sağa kadar tüm siyaset aktörleri meydanları kullanmaya seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

İktidar tepkileri yüksek sesle İsrail’i eleştirmesine rağmen kontrol altında tutmaya özen gösteriyor. Yahudi yurttaşlara yönelik olası ölçüsüz tepkileri de önlemek için azami gayret sarf ediyorlar. Zaten İktidarın bu tutumu İsrail tarafından da anlaşılıyor...