Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '09

 
Kategori
Haber
 

Orhan Pamuk'tan olmayacak aşure tarifi!...

Orhan Pamuk'tan  olmayacak aşure tarifi!...
 

Liberal görüş:İslam+Laiklik=aşure


Fundamentalist laikler, İslam’ın bir sorun olduğunu düşünüyorlar, ancak ben öyle düşünmüyorum. İslamcı fundamentalistler de var. İslam’ın özel hayatın dışında bir ülkenin nasıl yönetileceği, yasalara ve hükümetlerle ilgili yönleri bulunduğu, kurallar da İslam ve Kuran’dan geliyor. Ancak bunlar, güçleri sadece ordunun gücü üzerine temellenen ultra radikal laiklerin tezleridir. Türkiye’de çoğunluğu oluşturan birçok kişi benim gibi, İslam ve laikliğin karışımına inanır. Şimdiye kadar Türkiye’de kamu yaşamı İslam kuralları tarafından belirlenmemişti, laikliğe göre belirleniyordu. Ben bir laikim, fakat liberal bir laikim. Halkın istekleriyle laikliğin enerjisi arasında bir uyum olmalı. Türkiye’nin laikleri aynı zamanda liberal olmalı. Güçlerini ordudan alan laiklerimiz var. Bu demokrasiye zarar veriyor.”

Yukarıdaki görüş Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’a ait. Gazetecilerin ”Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke laik. Bazıları bu laikliğin sınırına ulaştığını söylüyor. Bu laikliğin doğal olmadığını düşünmüyor musunuz?“ sorusuna verdiği yanıt.

Şimdi yanıtı irdeleyelim ama önce şu tümceyi yeniden okuyalım; “İslam’ın özel hayatın dışında bir ülkenin nasıl yönetileceği, yasalara ve hükümetlerle ilgili yönleri bulunduğu, kurallar da İslam ve Kuran’dan geliyor. Ancak bunlar, güçleri sadece ordunun gücü üzerine temellenen ultra radikal laiklerin tezleridir.”

Yazar; Kuran’ın yüzde atmışının sosyal hayata, toplum yaşamına dair kurallar içerdiğinden habersiz. Toplum yaşamına ilişkin Kuran’a dayandırılan görüşlerin Kuran’da olmadığını fakat bu düşüncenin arkasına Orduyu alan Ultra radikal laiklerin tezleri olduğunu öne sürüyor.

Bu görüşü öne sürebilmek için ya Kuran’ı hiç okumamak ya da önyargılı olmak gerekir.

“Türkiye’de çoğunluğu oluşturan birçok kişi benim gibi, İslam ve laikliğin karışımına inanır.”

Yine yazara göre; Türkiye’de çoğunluk liberal; din ile laiklik bir arada ( ABD patentli ılımlı İslâm’ı tarif ediyor.) toplumda sorun yaratmadan yaşanır.

“Şimdiye kadar Türkiye’de kamu yaşamı İslam kuralları tarafından belirlenmemişti, laikliğe göre belirleniyordu. Ben bir laikim, fakat liberal bir laikim.”

Kamusal yaşamda İslami kuralların etkin olmaya başladığını itiraf ediyor.Allah söyletiyor denir ya tam bu durumu ifade ediyor.Laik anlayışın yerini İslami kurallara bıraktığını söylüyor.

O örnek vermemiş ama biz anımsadığımız bir iki durumu not edelim buraya.İlk örneğimiz; Kamuoyunda metres yasası denilen yasaya göre resmi nikahlı olmayıp dini nikahlı olanlarında mirastan yararlanmasına yönelik yasa. Birde Binnaz Toprak’ın çok ses getiren ve laik yaşam tarzını benimseyenlerin içinde bulunduğu durumu gözler önüne seren çalışma…

“Halkın istekleriyle laikliğin enerjisi arasında bir uyum olmalı. Türkiye’nin laikleri aynı zamanda liberal olmalı. Güçlerini ordudan alan laiklerimiz var. Bu demokrasiye zarar veriyor.”

Özet;Dini siyaset için kullanmanın mahsuru yok!

Laikler tolerans göstermeli, ordunun katı laiklik anlayışını terk edip liberalleşmeli.


“On yılda bir askeri darbelerle karşılaşıyoruz. Allah’a şükür son 10 yılda böyle bir darbemiz olmadı. Ancak her gün, ordu bunu böyle yapmayın, bunu şöyle yapmayın diyor, ben bundan hoşlanmıyorum. Ancak bu sizin İslamcı fundamentalist olduğunuz anlamına gelmez. Ben aynı zamanda siyasi İslam’ın yükselişinden de kaygı duyuyorum. Yani iki tarafça da sıkıştırılıyorum ancak herhangi bir tarafı tutma zorunda değilim.”

Nobelli yazarımız bilmez mi ki Ordu büyük biraderin haberi olmadan darbe filan yapmaya kalkışamayacağını. Bu güne kadar yaşanan darbelerde kimlerin destekçi olduğunu bilmez mi. Ordunun her şeye dair görüş öne sürmesi gerçekten hoş değil. Hoşlanmadığım için İslamcı fundamentalist değilim diyor ve hemen İslam’ın yükselişinde de kaygı duyduğunu söylüyor. Kısaca her iki tarafta beni eleştiriyor diyor.

Pamuk’un; ilk paragrafta itiraf ettiği Kamusal yaşamda İslami kuralların etkin olmaya başladığı gerçeğinin liberal görüşlerin düşünsel partnerliğinde bu noktaya geldiğinin farkında olması gerekmez mi?

-“Batı korktuğu ya da rahatsız olduğu için daha fazla Müslüman’ı öldürüyor ve ’Bu medeniyetler çatışması’ diyor. Bu bir medeniyetler çatışması değildir. Bu sadece insanların öldürülmesidir.”

Ve son paragrafta kısaca Türkiye’yi her anlamda sert eleştirmekten kaçınmayan nobelli yazarımızın batı ile ilgili görüşlerini rica dilekçesi yazar gibi dile getirmesi düşündürücüdür.

Nobel almış bir yazarın en azından MB’de yazan kalemler kadar “batı” diyerek flulaştırdığı emperyalist iki yüzlülüğü mahkum etmesi gerekirdi.

İyi pazarlar.

18 Ocak 2009

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..