- Kategori
- Şiir
Gebece’m
Yaslamış sırtını Güğlen dağına
Akdeniz’e yekten bakar Gebece’m
Almış çamı meşeyi koynuna
Ol nebata kucak açar Gebece’m
*
Çalışkandır insanı, riyakarlık bilmez
Taştan çıkarır ekmeğini yine ah etmez
Tez parlar ama kin nefret gütmez
Doğruluğa, dürüstlüğe yurttur Gebece’m.
*
Manavgat'tan çıkılır, Aksaz, Belenobası, Hocalı’dan geçilir
Yarbaşı’nda mola verip soğuk suyu içilir
Cücününbeleni, Deliahmetler’de sarıaltın biçilir
Harmanı yerleyince yaylalara göçülür
*
Mahrumçalı, Simoluğu, Kozağacı, Gedefi,
Köylünün sarayıdır nerede varsa su gözü
Yörüğünderesi, Biladınlı’sı, Azak’ı ve dahi Bel’i
Elliklenir, şenliklenir gelince oğlu kızı
*
Ne ekersen yetişir mübareğin dağında
Fasulyesi ünlüdür, domatesler bağında
Elmalar kütür kütür, kiraz dersen dalında
Sanırsın nazlı gelin, en utangaç çağında
*
Ömrüne ömür katarsın Garamıyarın gözünde
Kavaklar türkü söyler çıllavuklar sazında
Masallara soyunursun iledinin dizinde
Doyumsuzdur Gebece’m baharında yazında
*
Hiç bitmesin şiirin, türkülerin solmasın
Suyuna toprağına yaban eller konmasın
Aksın asırlar boyu, Garamıyar durmasın
Anlat torunlarına başka kimse duymasın!
*
Gebece’m, Gebece’m
Şarkım, şiirim, hecem!