- Kategori
- Mizah
Geç kalma
Gün tanem; sana bir tanem desem biliyorum ki geride kalan üç yüz atmış dört gün kırılacak. Ama idare et artık. Ben de Allah’ın bir sürü kulunun içinde gününü eğrileriyle doğrularıyla geçirmeye çalışan bir insanım. Gerçi geometri hocam yazdıklarımı okusa “Sen AB Doğru Çizgisi” ni bile beceremezdin” der ama umrumda bile değil. Yazdıklarım senin ve benim aramda. Koca bir takvimin arasında kaybolup gideriz herhalde ne dersin.
“Günaydın” temennilerinden midir yoksa benim içindeki pozitif ışıktan mıdır bilmiyorum ama yine güzel başladım sana. “Başlamışsın da bakalım bitirebilecek misin?” dediğini duyar gibiyim. Başlamak bitirmenin yarısıysa ben günün çeyreğindeyim. Geçmişte kalanları saymak oldu bitti işime gelmiyor. Geri dönüşüm kutusundan sağ kurtardığım günlerimi tecrübe dosyama aktarıyorum. Bu da pek kolay iş değil tabi. Epey zamanımı alıyor.
Güntanem;bazen kar tanesi gibi yağıyorsun üzerime usul usul. Bembeyaz, bütün pisliklerden arınmış tertemiz bir gün yaşatıyorsun bana. Bazen dolu gibi yağıyorsun. Nereye kaçacağımı şaşırıyorum. Yirmi dört saat sanki hızlı vagon gibi hiç durmadan geçip gidiyor. Bazen de yağmur olup üzerime boşalıyorsun. Senin en çok da gökkuşağı halini seviyorum biliyor musun? Zaman zaman hayat ve duyguların; tüm renklerini senden aldığını düşünmüyor değilim. Kimbilir!
İyi haberler getirdiğin zaman yüzümde güller açıyor. Ama kötü haberler verdiğinde değil günüm dünyam yıkılıyor. Hele çabucak geçip gitmeni istediğim anlarda lastik gibi sünüyorsun ya o zaman seni hiç sevmiyorum. Maaşa üç gün kala da sanki zamlanıyor musun ne artırımlı pirinç gibi çoğaldıkça çoğalıyorsun.
Şimdi gün, farkındayım bırak da biraz ben konuşayım diyorsun. Hadi bakalım söz senin!
"Sessizce doğar, sessizce batarım aslında. Her şeyi günlük günistanlık yapan sizlersiniz ama haberiniz yok. Gökyüzünden ışık bağışlıyorum size ama siz içinizdeki umudu bile aydınlatamıyorsunuz. Güneşimle, ayımla, yıldızlarımla yarattığım kardeşliği neden sizler yeryüzünde başaramıyorsunuz. İşte herhangi bir güne bakış: "Güneydoğu’daki saldırıda beş şehit verdik. Ankara Kumrular’daki patlamada şu kadar ölü şu kadar yaralı, Ankara Eskişehir yolunda hız yapan bir araç takla attı. Maalesef içindeki yolcular yaşamını yitirdi' Soruyorum şimdi size : 'tertemiz bir günü kan gölüne çeviren ben miyim?'
Her biriniz bedeninizle birlikte bir ruh taşıyorsunuz. Size verilen nimetlerin en büyüğü doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü ayırt etmenizi sağlayan aklınız. Düşünce mi, sizi diğer canlılardan ayıran bir düşünce sisteminiz olduğu aklınıza geliyor. Doğum gününüz geçeli ne kadar oldu bilmediğim gibi son gününüzü de bilmiyorum tıpkı sizler gibi. Ama “bir gün gelir, bir gün gider” derseniz “geçen günlere yazık, yazık etmişin gönül sen” şarkısını da peşinden söylersiniz. Benden söylemesi!"
“Şey… Söz istesem!”
“Randevu günü versem!”
“Yarın uygun mu sizce”
“Sağ çıktığın her günün ilk ışıkları senin. Yeter ki gününü yaşamaya geç kalma!”
Aysel AKSÜMER