- Kategori
- Gündelik Yaşam
Geç olmadan...
Kaynağı bilinmeyen, kimi zaman durağan, çoğu zaman dalgalı ve bulanık, zaman zaman da serin ve berrak akan su misali yaşam.
Yaşamı kendi bildiği gibi yoğurup şekil vererek eserini seyretmek ve üzerinde yorumlar yapmaksa en büyük zevki insanoğlunun.
Su tek başına yoğurulup hamur olur mu hiç?
Yaşamın mayası merak, gözlemlerimiz ve depoladığımız bilgi, unu da kullanacağımız materyallerdir.
Resimle, yontuyla, ritmle, şiirle, yazıyla yoğrulmuş yaşamların sevgi, dostluk, barış dallarıyla süslenerek sunulmuş hali en lezzetli olan hiç şüphesiz...
***
Kendi ellerimizle yoğurduğumuz yaşamın lezzetini arttırmak, azaltmak ya da değiştirmekte mümkün elbette...
İnsan doğduğunun, yaşadığının ve öleceğinin farkında olan ve de farkında olduğunun farkında olan tek canlıdır.
Madem herşeyin farkındayız, yaşamımıza biçim vermek, istediğimiz türde anlamlandırmak da bizim elimizde değil midir?
Bu durum, önümüze sonsuz özgürlük kapılarını açarken aynı zamanda büyük bir yük getirir bize.
Yaşamımızı yoğururken tercihler yapmak, yaşam hamurumuzun baharatlarını seçmek özgürlüğü, yanında sorumlulukları da getirmiştir.Kendimizden sorumluyuzdur.Bu, belki de sorumlulukların en ağırıdır...
Öncelikler hepimizde farklı değil midir?
Hepimiz hamurumuza farklı çeşniler ekleriz. Para kokusu, şan, şöhret, acı, macera ruhu, sevgi, emek, korku, aşk, denge, mantık, nefret, merhamet vb...
Hamurumuzu yoğururken bilinçli tercihlerdir yaptığımız aslında.Her ne kadar yaptığımız tercihlerin olumsuz sonuçlarının vebalinden kurtulmak için kendimize yalanlar söylesek, bahaneler uydursak da gerçeği biliriz.
Küresel ısınma, susuzluk, açlık, nükleer tehlikeler, savaşlar ... Bu olgular ve olaylarla karşılaşmamıza ve yaşamamıza neden olanların hamurlarında ne ya da neler var dersiniz??
Yaşam devam ediyor ve biz hala tercihler yapmaktayız.Demek ki insanoğlunun tercihlerini, dolayısı ile de hamurunu değiştirmek için hala şansı var.
Çok geç olmadan...