- Kategori
- Kişisel Gelişim
Geçmişten gelen yolcu...

Ne zaman geçmişe doğru bir yolculuğa çıksam özlemlerim gelir aklıma.. Acı, tatlı yanları olsa da genelde acı tarafı baskın gelirdi. Yapılan hatalar, düşüncesizce hareketler, anlık öfke patlamaları, kıskançlık… Bunlar olmasaydı hayat ne de güzel olurdu. Biz sahiplenmeyi fazla abarttık, boğdukça boğduk, farketmeden bir şey olmaz sandık.. Halbuki ilişkilerin, dostlukların ‘azı karar fazlası zarar ‘ diye boşuna dememişler. Ne kadar çok üzerine gitme o kadar uzaklaştırma, ne kadar fazla yakınlık bir o kadar çabuk gitmeye sebebiyet verirdi.
Ben bunları fazlasıyla yaşayanlardanım. Her geleni daha bir dikkatlice incelemek, beklemek, kendini aşırı frenlemek bunlar kısmen bir çözüm olsa da sonuca ulaştırmayandı. Zaman geçtikçe o sen sen de o oluyormuş, daha da ilerledikçe bir bakmışsın ki tutsaklığın esiri haline gelmiş, ondan da sonrası malum hayal kırıklıkları, hüzünlü bir bitiş. Ne kadar tanıdık geldi dimi? Hepimiz aynı şekilde yaşıyoruz aslında yaşadıklarımızın farkında değiliz. Farkında olduktan sonra akıl başa geldiğinde ya ben bunları mı yapmışım diyoruz. Başkasına kızdığımız gibi bu sefer kendimizi bir çocuk gibi azarlıyoruz. Bütün yaşananların yükünü üzerimize alıp bundan sonra hiç birşeyi haketmediğimizi düşünüyoruz. Karamsarlıklar, keşke yapmasaydım, onunda hatası vardı gibi düşünceler alıp başını gidiyor… Hata vardı‘evet’ sanma ki hata sadece sende var. Hatayı yapanda yaptıran da, düşüncesiz hareket edende suçlu.. O zaman suçlu cezasıyla yargılanmalı acısını çeke çeke öldürelim diyelim. Bir sonuca ulaşacak mı?
Düşünmeyi bilmiyoruz, bilmediğimiz gibi bildiğimiz şekilde hareket ediyoruz. Doğru olan işte bu deyip diretiyoruz. Gelen her türlü darbeye de ben dayanıklıyım deyip ortaya atılarak gardımızı alıyoruz. Bu değil, bunların hiç biri değil! Eğer böyle diyorsanız kendi kendinizle savaşmaya çoktan başlamışsınız demektir.
Bir sonuca ulaşmak ancak sakin kafayla düşünülebildiği zaman elde edilendir.
Özlem ÖZTULUM