Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '13

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Geçmişten Günümüze Türk Sahne Sanatlarında Zengin Kız Fakir Kör Oğlan Edebiyatının Nedenleri

Sahne sanatlarıyla ilgilenen herkez Lüküs Hayat'ı bilir. Neydi sözleri bir hatırlayalım.
 
Şişli'de bir apartıman 
Yoksa eğer halin yaman 
Nikel-kübik mobilyalar, 
Duvarda yağlı boyalar 
iki tane otomobil 
biri açık, biri değil 
aşçı, uşak, hizmetçiler 
dolu mutfak, dolu kiler 
hanım gider, sen gidersin 
gündüzleri çaydan çaya 
gece olur, davetlisin 
ya dineye ya baloya 
hey 
lüküs hayat, lüküs hayat 
bak keyfine yan gel de yat 
ne güzel şey 
oh ne rahat 
yoktur eşin lüküs hayat 
yaz gelince adadasın 
mayo giymiş kumlardasın 
etrafında güzel kızlar 
canın çeker, burnun sızlar 
hanım motorla dolaşır 
hanım serbest, kim karışır 
takarsın şeyleri bazı 
dünya böyle sen ol razı 
sen de kendi hesabına 
topla akşam etrafına 
sarıları, esmerleri 
kır şampanya kadehleri 
hey 
lüküs hayat, lüküs hayat 
bak keyfine yan gel de yat 
ne güzel şey, 
oh ne rahat 
yoktur eşin lüküs hayat
 
Evet böyleydi şarkının sözleri. Aslında bu sözleri ve bir çok yazılmış eserlerimizi okuduğumuzda karşımıza zengin ve fakir zıtlaşma edebiyatını görmekteyiz. Bu zıtlaşmalar Türk sinemasında birbirini yineleyen ucuz senaryolar olarak defalarca işlenmiştir.
 
Peki neden? Başka senaryo mu yoktu? Başka konu mu bulamadılar?
 
Bunun nedeni ideolojikti. Osmanlı'nın son dönemlerinde başlayan Batılılaşma hareketi beraberinde dünyevileşmeyi özendirme şeklinde bilinç altına işlendi hep. Oysa işlenebilecek halkımızın eğitimine ve kültürel gelişime büyük katkılar sunabilecek bir çok konu olabilirdi. Olmadı.
 
Tamam biliyorum birileri çıkıp "Canım o dönemde halk bunlardan hoşlanıyordu, cahil halka ağır konularda fil yapılması doğru olmazdı, gişe kaygısıda vardı" gibi ucuza kaçan ve kendini haklı çıkarmak gibi sosyal ve sanatsal sorumluluktan kaçan ucuz bahaneler söylenebilir.
 
Bu bahaneler gerçeği yansıtmamakta. Türk edebiyatında YABAN gibi konular çok güzel bir şekilde drama edilebilir sahneye uyarlanabilirdi. Shakespeare'ın Hamlet'i, Othello'su önemsiz değil çok önemli eserler ama önce bizde üretilmiş olan nadide eserlere fırsat verilmeliydi. Bu yapılmadı. Bunun nedeni Batılılaşmanın sağlanması için dünyevileşen toplumun gerçekleştirilmesi gerekmekteydi.
 
Zengin kız fakir kör sanatçı oğlan sahneler sürekli işlendi. Zenginler önce kötü gösterildi sonra hizaya gelen tombul tatlı Hulusi Kentmen tipli adamlardı. Babacan fabrikatörlerdi hepsi. Önce kötü sonra iyi. Tıpkı dini anlayışta her naneyi 60 yaşına kadar ye sonra hacca gitgel tövbe et sonra iyi ol anlayışı gibi zengin olurken önce çıkarcı ol kendini düşün ez sonrada iyi ol paçayı kurtar kafası yerleştirilmeye çalışıldı ilkin. 
 
Sonra Ceyar ve Dallas. İpin koptuğu yer. Çıkarcılığın, ahlaksız kazancın, cinselliğin kutsandığı dizi tüm dünyada dünyevileşme ve ahlaksızlığın önünü açtı. Lusi amcası Rey'le o dizde yattı. Ceyar (JR) kardeşinden başka herkeze kazık attı.
 
Bu diziler toplumu bugünkü konuma getirdi. Şu an Türk dizileri olabildiğince zengin fakir, dedikodu, yasak ilişkiler, ensest, tecavüz, entrika, cinayet vb konuları ucu açık olmak üzere işlemekte. buna sadece Türkiye'de değil Fas'tan endonezya'ya, Tataristan'dan Kazakistan'dan Somali'ye kadar geniş bi coğrafyada bakılmakta. Sadece ülkemiz değil tüm İslam dünyasının ahlakını bozma görevi Türkiye'ye Dizilerine verilmiş durumda.
 
Lüküs hayat'la başlayan aslında ondan önce Osmanlı Tiyatrolarında 7 kocalı Hürmüz vb konularla başlayan dejenerasyon faaliyetleri Aşkı Memnunun günümüze uyarlanmış Amca Karısı ile aşna fişna olan yeğen öyküsü ile pik yaptı. 
 
Bu ve bunun gibi sıkıntılar yüzünden tutucu kesim sanata günah gözüyle baktı hep. Sanatın eğiticiliğini anlayacak bir kapasite olmadığından sanata, televizyona, sinemaya düşman olundu.
 
Bir TV kanalına çok güzel bir dizi konsepti hazırladım. Konusu Arap Baharıydı. Ne deseler beğenirsiniz? Sizin Dizi ve konusu güzel ama pahalı çekemeyiz. Bize içinde bol enrika, ensest geçen aile salon dizisi yazın. Ben asla böyle bişey yazmam....
 
Durum bu....
 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..