- Kategori
- Gündelik Yaşam
Gel tezkere gel
Oğlumun babası askerdeyken sevdiğim ve içselleştirdiğim bir şarkıydı “ Gel Tezkere Gel”. Esmeray’ ın sesinden başka seste de dinlemekten hiç hoşlanmadım. Kendi sesimden bile.
İşte böyle de alçakgönüllüyümdür. Şaka bir yana, alçakgönüllülüğün kendini tanımak, kendini kabullenmek olduğunu ben yeni yeni kavrıyorum. Şükürler olsun!
Sesimle ilgili tespitlerimde kendimle dalga geçebiliyorum; fakat söz konusu para ve cinsellik olunca, ne yazık ki çok ciddileşiyorum. Bu konularda da sert köşelerimi törpülemeye istekliyim, yalnızca bugün için.
Örneğin; önümüzdeki hafta Kıbrıs’ a gidiyoruz. Ben bunu bahane ederek, ihtiyaç kategorisine sokup gittim, bir sürü pahalı, marka alış-veriş yaptım. Sonra da günlerdir kızgınlık yaşıyorum kendime. Fakat bunu ben hep yapıyorum. Bunu da yaparken, suçu yine atalarıma atmaktan vazgeçmiyorum. İşte rahmetli babaannemin( kendisinden bile duymadığım, sadece annemin aktardığı) “ Yamarsan fakirlik üstüne kalır.” Sözünü kendime referans alıyorum. Ya da diğer bir repliğim “ Ucuz giyinecek kadar zengin değilim.” Gibi başka inanca sarılıyorum. Bunları daha da zenginleştirebilirim.
Sonuç: Kendime kızgınlık, öfke, acıma derken kendini kurban hissetmeye kadar varıyor iş. Peki, çözüm ne?
İnanın bilmiyorum. Sadece teori olarak “ Pis para “, “Ben bunu hak etmiyorum.” ,” Ben bununla baş edemem” gibi yine oldukça geniş yelpazede gelen yanlış inançlarımı kabullenmeye ve onların bugünkü yaşantımdan çıkıp gitmesine izin veriyorum. Nasıl mı? Dua ve meditasyonla. Tabii yine yapabildiğimin en iyisi ile.
Bir de yazıyorum. Şu an sizinle paylaştığım gibi. İyi ki varsınız.