Geleceğe Bırakılan Notlar-2

Bir yerde bilgiden kaynaklanmıyorsa kazanç emekle karşılanır, beden emeği de bir yere kadar. En azından yerinize, yerimize, yerlerine bir robot ya Allah bismillah derse işte o zaman yandık, yandınız, yandılar…

Sosyal hayat bilgisi falan filan görmüyor musunuz, zenginler sadece uzakta bir klan yakında onlar da gözden kaybolacaklar, çok uzaklara gidecekler inan, görmeyecek fakirler zenginleri, hem ne lüzumu var, nedir dertleri, ne yiyorlar, ne diyorlar falan filan…

 Eski solcu, solcu eskisi hem de benim de oldukça zaman zaman sevdiğim, bazen de çok kızdığım bir büyüğüm işletme kurmuş emekli olunca. Üç, beş çalışandan tokat yiyince tabi sinirleniyor da “yahu diyor biz yıllarca halk dedik hak dedik bu nedir, çalışanlarımız bizi sürekli kazıklıyor.”  Bu görüşe katılmıyorum. Öyle çok fazla verdiği falan yok ama Allah var ne zaman giderseniz gidin, karnınızı doyuruyor, yani şükür aç kalmıyorsunuz ama o kadar. Genellikle tek yönlü bir bakış açısı olmakla beraber tam da katılamayacağım bir eleştiri ama kendisi ısrar ediyor; bu emekçi, bu işçi milletini düşünmek bana mı düştü diye dert yanıp dururken bir yandan da “ver Allah’ın verdiğine, sev Allah’ın sevdiğini” diyor.

Vermez kimse kendine lazım olanı, bizi kurtarırsa bilgiyle donatılmış emek kurtarır, öbür seçenekler de var ama onlar ki diğer insan altı varlıkların yapabileceği şeyler. Eleştirmek bize fayda sağlamaz ama durum eğitim, bilgi emek ve paylaşım üzerine, herkes ne verirse! Fazla da açamıyorum kapıları, henüz Nisan ayındayız. Soğuk olmasına soğuk ama yalan değil, her şeye tamam, yalan söyleyene sürekli inanan kendine dünyayı cehennem eyleyen, ya ne olacaktı?