- Kategori
- Eğitim
Geleceği kurmak

ABD'li komedyen, oyuncu ve yazar George Carlin (1937-2008)
İktidarlar bir şeyi hiç sevmezler:
O da eleştirilmektir.
Adına ne dersek diyelim buna ‘iktidarların topluma baskısı’ denir.
Dün olduğu gibi bugün de bu süreci yaşamıyor muyuz?
Bu kapsamda iktidarlar basın yayın araçlarına doğrudan ya da dolaylı ‘sansür’ uygular.
Şeffaflık, adalet ve güvenlik yoksa eleştiri çoğalır
Onlar hiç bir sırrın açığa çıkmasını istemez.
Şeffaflık da işlerine gelmez.
Onlar için varsa yoksa ‘kapalı kapılar ardında’ tasarlanan siyasi oyunlardır.
Açığa çıkan her şeyi ‘ballandıra ballandıra’ anlatanlara alkış tutulur.
Oysa onların sorgulanmasını yaparak ‘eleştiride bulunmak’ gibi bir yola sapanlar yanar.
Yoksa bomba patlamış bir anda 20 - 30 kişi ölüvermiş, karakollar evler basılmış onlara ne?
Ayrıca otobüsler yakılmış, yollar kesilmiş, bir bakanlığa bile saldırıda bulunulmuş önemli değildir.
Çünkü Devlet güçlüdür: Beslemek yerine asıverir ya da vurdurur!
Ayrıca ya biber gazı sıkar ya sinsice izler ya hapseder ya da gün gelir baş tacı eder
Oysa ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ile İspanya için böyle değildir!
Sabreder, izler, suç üstü yakalar ve bir anda bütün uzantıları ile birlikte ortadan kaldırır.
Bütün bunlar kişilik eğitimi yanında hukuk uygulamaları ve ince siyaset bilim sanatıdır.
Eğer bizde bazı sorunlar doğuyor; eğitimde ve siyasette Batılılaşamıyorsak yandık demektir.
Bugün toplumumuzdaki yangın bana göre eğitim, hukuk, çağdaşlaşma ve siyaset çarkının çarpıklığında gizli değil midir?
Sorgulamak gerek
Bu konuda araştırmaları bulunan eğitim bilimci Nihal Çakmak diyor ki:
‘Doğumumuzdan bugünümüze kadar bize dayatılan değiştirilemez denilerek öğretilen doğruları sorgulamadan gerçeklere asla ulaşılamaz.
Sorgula kardeşim her şeyi sorgula kendini sorgula, tanımları sorgula, yaşadığın düzeni sorgula.
Seni, beni ve bütün evreni yaratan Allah’ı sorgula.
Aklında soru işareti olan her şeyi sorgula.
Çünkü sorgulamadan doğru diye kabullendiğin hiçbir şeye tam olarak inanmış sayılmazsın.’
Onun bir çalışmasından aldığım aşağıdaki özlü sözü sizlerle paylaşmak istedim.
Günümüzden birkaç yıl önce ülkesindeki noksanlıklardan biri olarak vurgulamak istercesine, ABD'li komedyen, oyuncu ve yazar George Carlin’in, yukarıda görülen, ‘Çocuklara yalnıza okumayı öğretmek marifet değildir. Asıl meziyet çocuklara düşünmeyi ve sorgulamayı öğretmektir’ sözü ne kadar doğrudur değil mi?
Bilmek, öğrenmek, öğretmek, özgürlük bizi güçlü kılmaz mı?
Batı toplumlarında kişiliklerin gelişmesi için kültür tarihi, antropoloji ile felsefe de okutulur.
Böylece onlar da milyonlarca buluş sahibi ataları gibi düşünerek sorgularlar!
Böylece körü körüne ne ezberlerinin ne tutkularının ne de bazı efendilerinin kölesi olurlar.
Beyin gelişmesine de bağlı olarak eğitimde akıl ile yapılabilecek yetenekleri geliştirmek gerekir.
Bu da düşündüklerini yazabilmek, soru sorabilmek, karşılaştırmalar yolu ile sorgulayabilmektir.
Kur’an’ın, ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu’ tespiti ile
Peygamberimizin, ‘Bilim öğrenmek kadın, erkek herkese farzdır.’
‘Beşikten mezara kadar bilim öğreniniz.’
‘Bilim Çin’de bile olsa gidiniz’öğütlerini nasıl unutabiliriz.
Bir Çin atasözüne göre, ‘Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir ilerleyemediğiniz takdirde gerilersiniz’ taşıdığı özü de anlamak zorundayız.
Hz. Ali’nin, ‘Bana bir kelime öğretinin kölesi olurum’ sözü öğretmenin de bilgin de gücünü göstermez mi?
1937 ile 2008 arasında yaşamış olan ABD'li komedyen, oyuncu ve yazar George Carlin’in, ‘Size çok önemli bir soru soracağım. Dünyayı kontrol etmenin en etkili ve verimli yolu nedir? İki kelime: Akıl kontrolü’ sözü eğitimde neler yapılması gerektiğinin bir başka kanıtı değil mi?
1856 ile 1950 arasında yaşamış olan 1925’te Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan İrlandalı yazar ve eleştirmen George Bernard Shaw, ‘Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır’ diyerek akıl, bilgi ve sorunlar karşısında çıkar yol bulmak bakımından güzel bir değerlendirmede bulunmuş.
Bu bağlamda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri özgür, vicdani özgür, kültürü özgür kuşaklar ister’ sözü de sanırım bugün bile geçerliliğini koruyan önemli bir öğüttür.
Araştıralım, karşılaştıralım, düşünelim, sorgulayalım ve geleceği kuralım ki bizi hiç kimse teslim almasın!
ABD ile Rusya’nın da içinde bulunduğu Batı ile Çin’in ve Japonları milyonlarca buluşları ile yayılmacılıklarının gerisinde güçlü bir eğitim düzeni yok mu dersiniz?
Oysa bizdeki bütün bocalamalar ile pek çok yazboz oyunları eğitimdeki boz bulanıklık geleceğimizi karartmaktan öte ne işe yarıyor değil mi erenler?
İşte bu yüzden yarından tezi yok eğitim, hukuk, çağdaşlaşma ve siyaset sanatını çok iyi sorgulamalıyız.
Eğer bugüne kadar sağlıklı değerlendirmeler yapılmamış ise yarın bile ‘çok geç’ kalmış olabiliriz!