Geleneksel Ayak Oyunları Başladı!

Bahar geldi mi, “futbolda ayak oyunları” başlar; çünkü bizde bu “oyun”lar, neredeyse, geleneksel bir nitelik kazanıyor!

Bu “oyun”ların kurucusu kimdir, bilinmez! Ama perde arkasından bir şeylerin tezgahlandığı, yürütüldüğünü gören de var, görmeyen de...

Çakan da var, çakmayan da...

Uçan kuştan nem kapan da...

Eskiden bir “teşvik primi” vardı. “Bana rakip olan, ama şu anda senin rakibin olanı yen, adam başı şu kadar vereceğim” dendiği yaygın bir kanıydı. Bunun doğruluğunu savunanlar yok değildi.

“Teşvik primi”nin, “Bana yenil, sana adam başı şu kadar para vereyim” biçimde de olmadığını kim söyleyebilir?

****

Eskiden gizli yapılanlar, zamanla açıktan açığa yapılır oldu.

Günümüzde “değişim” moda ya!

Bir kulüp başkanı çıkıyor, oynayacakları takımın şampiyon olmasını istediğini üstüne basa basa söylüyor. Kimi futbolcular da öyle... Açık sözlü olmakla övünenler de yok değil. Bu tür söyleyişlerin takım üzerindeki etkisinin nasıl olacağını söylemeye gerek var mı? Bari, o kadar açık sözlüler, “Düşüncemi sordular, ben de söyledim” ayaklarına yatacaklarına, “Biz gerekeni, düşüncemiz doğrultusunda yaptık” deseler...

Demeseler de olur!

Anımsarım, adı “büyük”e çıkmış bir takımda kaptanlık düzeyine kadar yükselmiş, gol kralı unvanı da kazanmış bir futbolcu, “büyük”lerden biriyle maç yaparken o “büyük”ün şampiyon olmasını istiyorsa, bunu da maçı televizyondan izleyenlere canlı canlı ulaştırıyorsa, bu, “yatma”nın babası değil midir?

O maçın sonucu mu?

Sormayın, “yatılan”ın rakibi bir başka “büyük”, önce gol yedi, sonra beraberliği yakaladı, ardında galip geldi, şampiyon oldu.

O “yatan” takım, maçın durumuna göre gol/ler yedi; yedikleri yanına kâr bile kalmadı.

Bir de, yenmek için değil de, yenilmemek için “yatanlar” var!

*****

“Ayak oyunları” başlayınca, dün/ eskiler akla geliyor.

“Yatan”lar, bakıyorsunuz, gün geliyor, kendileri için de “yatma” bekliyorlar.

Olmayınca...

Bırakın, “yatma”yı, “yatma oyunları”nı, çıkın, oynayın “top”unuzu, “topu”nun tozunu atın!

Yenin!

Önünüze çıkan her formalıyı da...

TURGUT ÇELİK/ Mersin