Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '13

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Gelin referanduma gidelim

Gelin referanduma gidelim
 

Emeklilerin açmazları anlatan bu görsel sanal ortamdan alıntıdır


Size yarımızdan çoğunun çok sevdiği AB'de neler olduğunu öğrenmeniz için ilginç bir haber buldum.

İlgili haberin ‘neden, niçin, nasıl’ gibi içeriği pek ayrıntılı değilse de bize yansıtıldığı kadarı ile var olan bir sorunun çözümü için bize yol gösterici yönleri vardır.

Bu durum öncelikle AB'ci ve ABD'ci Liberal Kapitalist Muhafazakâr Demokratlar ile AKP İktidarına duyurulur. Umulur ki 2014 Bütçesi’nin TBMM’de yazılmakta olduğu şu günlerde kendinden menkul muhalefet için AKP'ye karşı yeni bir eleştiri kapısı açılmış bulunuyor.

Dört gün önce okuduğuma göre İsviçre her yetişkin yurttaşı için aylık (2800) ABD Doları ya da (5600) TL ödeyebilmek için referandum'a gidecekmiş.

Tüccar ve üretici İsviçre bence 'adil bir aylık gelir' peşine düşmüş! Belli ki bugüne kadar uygulamakta olduğu yamalı bohça içerikli aylık ödemeleri bir yana bırakılarak İsviçre her yurttaşına aylık (5600) TL tutarında ödeme yapabilmek için halkoyuna (referanduma) gitmeye karar vermiş.

İlgili habere göre 'Gelişmiş sosyal devlet imkânları sunmasıyla ünlü olan İsviçre'de her yetişkine aylık 2 bin 800 dolar (5 bin 600 TL) garanti maaş verilmesi konusunu referanduma götürmek için yeterli yüz bin (100.000) imza' toplanmış.

Bu haberi okur okumaz benzeri durum neden bizde de sağlanmasın, dedim içimden. Bildiğimiz gibi Türkiye'de çalışanlar da Emekliler Ordusu da aylık gelirlerinin yetmediği görüşünde.

Peki, nasıl çağdaşlaşacağız?

Bana göre bizde de özellikle ‘dar gelirliler’ olarak bilinen %75’lik bir toplum kesiminin aylık gelirlerinin iyileştirilmesi için halkoyuna başvurulması gerekiyor. Biliniyor ki özellikle 1980’lerden bu yana günden güne dayatılan ‘tüketim çılgınlığı’ ile onun içerisinde var olan ‘sağlıklı yaşamak’ ve ‘çağı yakalamak’ eğilimleri yaklaşık elli beş milyon (55.000.000) yurttaşımızı değişik biçimlerde mutsuzluğa itmektedir. Boşanmalar artmaya başlamış, suçlular da suç türleri de günden güne tırmanışa geçmiş ve hapishaneler dolgunluk sınırında bulunmaktadır. Dar gelirliler, öğrenciler, emekliler ‘ne iş olsa yaparım’ içerikli bir yaklaşımla ikinci bir iş peşine düşmüştür.

Bu konudaki durumlarımızı buyurunuz birlikte inceleyelim.

Çiftçiler, dağ köylüleri, toprak ağalarının marabaları ile besicilerin durumu da içler acısı olsa gerek diyerek başlayalım bir bir. İşte size çalışanlar ile emeklilerin durumu:

Kendimizi tanıyalım


Kendimi bildim bileli toplum kesimleri başa çıkılması hiç de kolay olmayan çok yönlü bir ‘geçim sıkıntısı’ çekmektedir. Çalışanlar, işsizler, topraksız köylüler, çiftçiler, öğrenciler ve emekliler sermaye kesiminin her iktidar ile kapalı kapıla ardında uzlaşa geldiği gibi usul usul arttırılan ‘enflasyon altında’ ezilmektedir.

1960’ların sonlarına doğru tartışmaya bazı arkadaşlarımla başladığım ‘kişi başına aylık gelir ne kadar olmalıdır’ konusu hiç gündemden düşmemiş olduğu için İsviçre’de gündeme gelen kişi başına ödenmesi gerek aylık ücret çok ilgimi çekti.

Peki, İsviçre’de kişi başına ödenmesi tasarlanan aylık (5600) TL tutarındaki aylık ücret bizde kaç TL olmalıdır?

Her konuda olduğu gibi bu konuda görüşler çok değişiktir:
'Kanaatkâr' kişilere 'üç kuruş' yeter de artar bile!
Çünkü onlar 'Geçinemiyorum. Geleceğim karanlık' diyenlere:
'Allah gözünü doyursun!' diyerek kızarlar.
Çoğu iktidar gibi AKP de Asgari Ücret için 'Yeterlidir. Bunu bile bulamayanlar var!' diyor.
Peki, her bir yurttaşımızın yaşamakta olduğu il, ilçe ve köye göre aylık geliri tespit edilse daha iyi olmaz mı?

Neden olmasın?

Olması gereken aylık geliri bulabilmek için önce var olan durma bakalım:
Türkiye'de yaşayan (76) milyona düşen ortalama para (10.000) ABD Doları yani yirmi bin (20.000) TL
Öğrenci kredisi: 260 TL
Asgari Ücret: 673.30 TL (Brüt: 940.50 TL'dir)
Milletvekili aylığı (19.290) TL
Çalışanların ortalama aylığı en çok üç bin (3000) TL.
Emeklilerin aylığı ortalama bin beş yüz (1500) TL.
En az iki ay çalıştığında emekli eski vekillerin aylığı (9000) TL’dir.

Gizlenmeye çalışılsa da sorunlarımızdan biri gibi belirmeye başlayan görevdeki milletvekilleri ile emekli eski milletvekillerinin, kendileri ve aileleri yanında yakın akrabaları için uygulanan ‘sosyal güvenlik hakları’ ile ‘dokunulmazlık’ içerikli bazı ayrıcalıklarının paraya çevrilmesi durumunda söz konusu aylık kazancın ne kadar olabileceğini ancak TBMM’de bulunan işin uzmanları bilir.


Durumlar çok mu kötü?


Bizdeki bu uygulamalara göre ne gibi bir gelir adaletsizliği içerisinde yaşamak zorunda kaldığımız ortada. Belli ki hiç bir iktidar 'adil gelir dağılımı sağlamak' ve 'adil vergi düzeni kurmak' gibi bir çözüme gitmek istemiyor. Bence bu yaklaşımların birer 'çıkmaz sokak' olduğu ve iktidarların yeniden seçilebilmek adlı cingözlüğünün uzlaşılmış bir yansıması olduğu iyice ortadadır.

Kişilerin sızlanmaması, eşit işe eşit ücret, ortalama gelir, enflasyon sepetinin içeriği, milletvekillerine yüksek maaş ödenmesi, kayıt dışı ekonomiye göz yumulması, rant ekonomisi içerisindeki oluşumlar ile pek çok yer altı örgütlenmesinin ortadan kaldırılması, nerden buldun yasasının çıkartılması, altın-gümüş-elmas ve pırlanta gibi değerli mallardan vergi alınması gibi yanlış uygulamalardan kurtulmak gerekir.

2014 Bütçesinin hazırlanmakta olduğu bugünlerde TBMM’deki iktidar partisi AKP ile muhalefet partileri bakalım içinde bulunulan çarpık çalışma hayatı ve aylık ödemeleri konusunda nasıl bir çalışma içerisine girecekler. Unutmayalım ki benim tahmin ettiğim yaklaşık elli beş milyon (55.000.000) yurttaşımıza verilebilecek ortalama aylık için ülkemizdeki kazanç kapılarının ne kadar yeterli olup olmadığının hesabını da topluma başta AKP iktidarı ile onun yönetimindeki sorunları eleştirmek ve uygulanması gereken doğru yolları göstermesi gereken muhalefet partilerine çok büyük görevler düşmektedir.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..