Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '12

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Genç işsizliği ve kayıp Kuşak

Ekonomi ile ilgilenenlerin çalışma hayatı ve iş konusunda bolca tekrar etmeyi sevdikleri bir söz vardır. Rostens; ‘dünyada en güç iş, işsiz gezmektir’ der. Bu durum böyledir şüphesiz fakat gençler açısından işsizlik daha büyük bir sorundur. Günümüz dünya ülkelerinin hemen hemen her birinde genç nüfustaki işsizlik gerçekten bir probleme dönüşmüştür. Örneğin genç Ruslar işsizlik sorunun çözümünü genelde ülke dışına çıkarak/kaçmakta ararlar ya da Mısır’da Tahrir Meydanı’na dökülen kalabalıklar umutsuzluğa gark olmuş düşleri içinde bu devrim geçtiğinde yine iş bulabilir miyim diye kendine sorarlar.

Avrupa’nın krizle boğuşan ülkelerindeki işçiler ve çoğunlukla işsiz gençler umutsuzluktan bir gösteriden diğerine giderler. Amerika’da gençler Wall Street’te sokakları mesken tutup gecelerler. Tüm bu grev ya da gösteriler bize göstermiştir ki işsizlik adeta sosyal bir patlamaya dönüşmüş ve gençlerin öfkeleri artmış, umutları tükenmiştir. İşsizlik sorunun giderek büyümesi neticesinde gelecek konusunda karamsar olan kayıp bir kuşak oluşmuştur. Genç nüfustaki işsizlik aslında tam anlamıyla bir felakettir.

Amerika İstihdam Ajansı’nın bugün açıkladığı rakamlara göre güya işsizlik son dört yılın en düşük seviyesi olan % 7,7 gerilemiştir. Tabi ki bu rakam bizce nispi bir değer olup Sandy kasırgasının yarattığı iş olanaklarının da müspet etkisi gözden kaçırılmamalıdır. Bir de hala 23 milyon Amerikalının iş aradığı düşünülürse bu açıklamanın psikolojik etkisi dışında fazla bir gerçekliği bulunmamaktadır. Allen Ginsberg’in biraz değiştirilmiş bir ifadesiyle söylersek Amerika, sokakların niçin gözyaşı ile dolu? Ve tüm bu gençler neden mutsuz o zaman?

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre; gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerdeki işsizlik oranları özellikle genç nüfusta bir artış kaydetmiştir. (Tüm dünya genelinde 2012 itibariyle genç işsizlik oranı % 12,7’dir) Ve son verilere göre (Kasım, 2012) dünya genelindeki genç işsizlerin sayısı 74,6 milyon kişidir. ILO’nun yıllık açıkladığı küresel istihdam eğilimi raporlarına göre genç nüfustaki işsizlik probleminin kriz öncesindeki normal seyrine dönmesi için en azından bir beş yıl daha gereklidir.

İşsizlik o her yıl yüksek ekonomik büyüme rakamlarıyla ön plana çıkan Çin’de bile yükselişe geçmiştir. Çin’in acımasız ekonomi politikaları neticesinde yalnızlık ve gelecek korkusu artmış, bu durum geç kuşağı da derinden etkilemiştir. Çin’in resmi istatistik bürosunun verilerine göre 15-24 yaş grubundaki işsizlik ortalaması 2012 Ekim ayı itibariyle % 11,9’a çıkmıştır. Merhametsiz devlet kapitalizmi toplumsal dokuyu ve geleneksel bağları parçaladıkça gençlerden meydana gelen kayıp bir kuşak ortaya çıkmıştır. Çin değişiyor ve giderek mucizevi büyüme yavaşlıyor.

Türkiye’deki genç işsizliği sorunu giderek büyüyen ekonomimiz içinde belki de cari açık meselesinden daha önemli bir hale gelmiştir. TUİK’in en son yayımlamış olduğu Ağustos ayı genç nüfustaki işsizlik bültenine göre Türkiye’deki genel işsizlik oranı ortalaması % 8,8 iken genç nüfustaki işsizlik (15-24 yaş arası) oranı % 17,2 olarak gerçekleşmiştir. Tüm dünya ortalamasının % 12,7 olduğu düşünülürse bizdeki genç işsizlik oranının nasıl büyük bir ekonomik sorun olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Devlet ve özelde hükümet bu oranı düşürmek için sürekli teşvik edici önlemler almaya çalışsa bile ocak ayından beri (%18,4) sadece % 1,2 oranında bir düşüş yaşanmıştır. Bu duruma karşı Çalışma bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı kriz kolaycılığına da kaçmamalıdır.

Gençlerin gençliklerinin KPSS gibi umut tacirliği olan sınavlarla berhava edildiği ve emeklilik yaşının 65 olduğu bir düzende ve yaşlıların bir türlü emekli olmamaları gibi nedenlerle nasıl sıkıntılı bir dönemden geçtiklerini anlamak için illa ekonomi uzmanı olmakta gerekmiyor sanırım. Bizim gençlerde öğrenilmiş çaresizlikten midir nedir tüm dünyadaki gibi bu duruma karşı ne yazık ki en ufak bir ses çıkmamaktadır.

Bizde ki İş Kurumu görüntüsüyle köhnemiş Sovyet Kurumlarını çağrıştırmaktadır. Bilmem hiç kurumun internet sayfasına girip açık iş ilanlarını ve pozisyonlarını inceleyeniniz oldu mu? Ama ben inceledim çoğu ilan genellikle eğitim düzeyleri nispeten düşük ve teknik beceri gerektiren (Elektrikçi, Kaynakçı, Makine Teknisyeni, Aşçı vb.) ara elamanlara yönelik. Ülkemizde yıllardır (28 Şubat Süreciyle de biraz ilintili) yetişmiş ara elemanların bel kemiğini oluşturan mesleki ve teknik liseler neredeyse bitirilme noktasına getirilmiştir. Ülkemizdeki gençlerin eğitim düzeylerinin Cumhuriyet’in kurulmasından bu yana arttığı düşünülürse örneğin okuyup bir Makine Mühendisi olmuş gencin bu tip pozisyonlarda yer almasının ne kadar absürt olacağı hemen anlaşılabilir. Buradaki mesele sadece İş Kurumu ile alakalı olmayıp büyük bir ölçüde eğitimdeki plansızlıktan da kaynaklanmaktadır.

Ülkemizde genç işsizliğinin yüksek olmasının temel nedenleri izlenen yanlış politikalar, mevcut işlerin gerektirdiği düzeyde işgücü piyasasının ihtiyaçlarına yönelik bir eğitim verilmemiş olması, asgari ücretlerin tüm dünya ortalamasının altında olması, gençlere yönelik işlerin genellikle işgücü mobilitesinin yüksek ya da kısa vadeli olması, sunulan işlerin gençlerin geleceğe yönelik beklentilerini karşılayamaması, genç nüfusun hızla artması gibi sebepler sayılabilir. Ülkemizde ve dünya da birçok ekonomi uzmanı yaşanan krize karşı Türkiye ekonomisinin başarısından bahsediyor ama bu gençler için sanırım çok da bir şey ifade etmiyor. Kendimize ironik bir şekilde şunu sormamız gerekir; Türkiye! Madem ekonomimiz çok iyi neden o zaman bu gençler mutsuz?   

 
Toplam blog
: 36
: 615
Kayıt tarihi
: 07.12.12
 
 

Beyaz Arif Akbaş, (d.1979 İstanbul) Türk eleştirmen şair/yazar. 2005 yılında Ahmet Yesevi Ünivers..