Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '13

 
Kategori
Edebiyat
 

Genç Kalemler - Türkçemiz - Mustafa Kemal ve TDK... 1

Genç Kalemler - Türkçemiz - Mustafa Kemal ve TDK... 1
 

"Genç Kalemler" Öncesi :

Divan şiirinde 18. yy da akademisyenlerin "Mahallileşme Hareketi" dedikleri bir hareket başlamıştı.En  iyi temsilcisi NEDİM olan bu harekette amaç "konuşulan Türkçe" ile Divan şiiri yazmaktı. Nedim'in çoğu şiirlerini -özellikle gazellerini- bugün dahi hiçbir sözlüğe bakmadan rahatça okuyabiliriz.

Aynı şeyi Nedim'den iki yüz yıl önce yaşamış NECATİ şiirinde de bulmak mümkündür. Hatta, "konuşulan Türkçe" ile yazdığı için Baki tarafından "alaya" alınmış, onun gözünde Divan şairinden sayılmamıştır Necati. Yine akademisyenler Necati için Nedim'in öncüsü, onu müjdeleyen şairdir derler...

Fuzuli'nin de çoğu şiirinde -onun da özellikle gazellerinde- sade bir Türkçe kullandığını görürüz. Saray çevresinden uzak olması, İstanbul'u hiç görmemiş olması bir de Azeri olması onu kendi döneminin ağır Osmanlıca kullanımından alıkoymuş olabilir.

(Azeri deyince aklıma geldi, gümümüz Azericesi aslında bizim Türkçemize (Anadolu Türkçesine) en büyük ders olmalı. Uzun süre Rusça baskısı altında kalmasına rağmen, bizim gibi dillerine müdahale etmediklerinden (Aman bu sözcük Arapça / Farça dilimizden atalım, demediklerinden) bugün konuştukları Azerice (Türkçenin bir şivesidir) bizim Türkçemizden neredeyse daha Türkçedir. Azerbaycan devlet başkanı bir ara "dilimizi bozuyor" diye Türk dizilerine kota getirmişti. Bizim açımızdan ne acı değil mi?)

Divan şiirin en ağır, en karmaşık (Türkçe+Arapça+Farça sözcükleri karıştırıp tamlama yapardı) dilini, sözcük oyunlarını pek seven BAKİ kullanmıştır. 16.yy (Necati küçümsendiğinden, Fuzuli de henüz bilinmediğinden) bir BAKİ yüzyılıdır. Anlı şanlı Kanuni dahi, Baki'nin şımarıklıklarına ses çıkaramamıştır.

Tanzimat'a gelindiğinde başta Namık Kemal, sonra Şinasi ve sonra Ziya Paşa (gerçi geri adım atacaktır da) Divan şiirini  ve dolayısıyla dilini reddetmelerine rağmen gene de aldıkları eğitim gereği herhalde "Divan nazım şekillerinden" kurtulamayacak; ama şiir içeriklerini değiştireceklerdir. Sadrazam Ali Paşa ile bitmez tükenmez kavgaları, onları bir "kaç-göç" yaşamına sürükleyecek, ömürleri Avrupa'ya kaçmak ile yurda dönmek arasında tükenecektir. Ama  hakkını yememek gerekir, Türk milliyetçiliğinden bihaber olsa da (eserlerinde hep "biz Osmanlı değil miyiz?" dedirtir kahramanlarına) bu üçlü içinde en dirayetli Namık Kemal olacaktır.

Servet-i Fünun dönemi yazar ve şairleri neredeyse bangır bangır 'konuşulan Türkçe' diye bağırsalar da eserlerinde ne (özellikle şiirlerinde) Nedim ne Necati Türkçesine yaklaşamayacak kadar ağır bir dil kullanmışlardır. Zaten "sanat sanat içindir" görüşünde olan Servet-i Fününcular (T.Fikret Servet-i Fünun'un okul kaçağıdır) dili neredeyse Divan şiirinden daha ağır bir dile çevirmiştir....

Fecr-i Ati dönemi, bir Ahmet Haşim dönemidir. T. Fikret'in başlattığı (Fikret'in öncesi Namık Kemal di.) "toplumsal içerikli şiir" den adeta kaçıştır. A:Haşim'in dili bazen dönemi gereği konuşulan Türkçeye yaklaşırken bazen hepten Osmanlıca dilidir.... Bana sorarsanız, Türk şiir tarihinde "nerede olacağını bilemeyen" tek şairdir A. Haşim...

Ve nihayet MİLLİ EDEBİYAT ve GENÇ KALEMLER...

Üzerinde uzunca konuşacağız  bunu bir ikinci yazı  yapayım sayın  okur...

 

Antalya / Ocak 2013

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 75
: 364
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

55 yaşında dershanelerden SSK emeklisi edebiyat öğretmeniyim... Aslen İzmirliyim... 95 yılından b..