Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '11

 
Kategori
Tiyatro
 

Genç Osman oyunu

Genç Osman oyunu
 

Oyundan bir sahne


Bülent Ecevit’in başbakanlığı ve sevildiği döneminde izlemiştim oyunu. (Kendisiyle görüşmemiz de oldu. Son başbakanlık dönemi anılmaya bile değmez! Çünkü o dönemdeki görevi, tüm artılarını sildi!) Ankara Opera’da oyun bittiğinde salondaki izleyiciler, ayakta ve ağlayarak dakikalarca alkış tuttular! Genç Osman’ın boğularak öldürülmesini bugün gibi anımsarım. Ben de alkışladım ve ağladım! Çünkü o gün orada Ecevit’le Genç Osman’ı özdeşleştirme vardı ve ben Denizli’nin Acıpayam-Kelekçi Kasabasında sürgündeydim!

***

Turan Oflazoğlu’nun kaleme aldığı “Genç Osman”oyunu, Saray’a her istediğini yaptıracak kadar çığırından çıkmış Yeniçeri ve Sipahi Ocaklarını zapturapt altına almaya çalışan bir Sultan’ı anlatıyor. Güzel mi güzel bir oyun! Yazarını da yakından tanırım. O gün kitabından da edindim. Kimi zamlan o şiirsel anlatımı okuyarak rahatlarım!

"İnsanlığın üstün bir anlayışa yükselmesi ancak büyük birinin batmasıyla olur bazen. Halkın gecesine Tanrı'nın uzattığı yeni tutuşmuş bir meşaledir bu ölüm. Yüz bin güneş birden ışık salsa, onun kadar genişletemez bilinç ufuklarını..." bölümü, hoşuma gider. Yenilikçi Sultan, Saray’da harem’i kaldırıp tek eşliliğe dönmek, Kur’an’ı her okuyanın anlayabileceği bir dile kavuşturmak ve Padişah’ın işine karışmayan bir ordu kurmak istiyor. Ne ki her yenilikçi gibi bağnazlık ve küstahlık duvarına çarpıyor!


Oyunun konusu: Genç ve deneyimsiz hükümdar olan Genç Osman, toplum yaşamında ve devlet işlerinin yürümesinde devrim yapmak istemektedir. Genç, dürüst, idealist bir o kadar da deneyimsizdir. Haremi ve çok eşliliği kaldıracağım, der.. Anadolu’yla birleşmek ve kalkındırmak gerektiğini bilir, ancak yanlış zaman ve yöntem seçer. Halkı ve ülkesi için kendisini yıkıma sürükleyecek tehlikeleri göze alır. Sonunda entrikacılar ve tahta göz dikenler kazanır. Genç Osman, devleti ve insanları için yaşamını hiçe sayar.

*

O gün severek izlediğim Genç Osman’dan sonra izlediğim oyunlarda onun verdiği tadı alamadım. Oyunun unutamadığım kimi bölümleri şöyle: Genç Osman, meczup ve biraz akıl sağlığı yerinde olmayan amcası Mustafa'nın yerine padişah yapılınca genç ve "toy" olmasına karşın girişimlerde bulunur. Yeniçerilerin ve sipahilerin haydutluklarının önüne şu tümcelerle geçmek ister: Hicaz’dan dönerken Anadolu'da kalıp yeni bir ordu kuracağım oradaki Türkmenlerimden. O bozulmamış kanla yenileyeceğim devletin bünyesini!” (Genç Osman, s. 98. T. Oflazoğlu, Kültür Bakanlığı Yayınları-Ankara)

Kim zaman tek eşliliğisavunmasında: “Harem hayatına, yüzyılların bu rezaletine son verip tek kadınla evlenmeyi başlatacağım ülkede!” deyip, (s.39) haremi dağıtarak kendisi örnek olur! Bu, kayınpederi Şeyhülislam Esat Efendi'nin bile hoşuna gitmez.

Öztürkçe ya da anlaşılır Türkçe’den yana devrimci yapıya sahip olan Genç Osman, Kuran’ın Türkçe söylenmesini ister! Bu konudaki düşüncesi de şöyle: “Öz halkım anlamıyor Kuran dilini, Tanrıyı Türkçe konuşturmalıyız!” (s. 57)

Anadolu'da eşkıyalarca tahılları, malları talan edilen yoksul köylülerin İstanbul'a göç etmelerini araştırır, onlara sahip çıkar! Yeniçerilerse sipahilerle bir olup Genç Osman'ın Anadolu'ya geçme düşüncesinden rahatsız olurlar ve1. Sipahi: "Niçin gitmek istediği bilinmektedir. Anadolu’ya geçmesi bizden vazgeçmesidir!” diyerek tasasını açıklar.(s.101)

Her ay yapılan kutlamaları, bayramları tek güne indiren Genç Osman: “Ne bayram delisidir bu benim milletim!” diyerek "Lala” ya emir verir: "Padişah yılda bir gün tebrik kabul edecek bundan sonra, bütün bayramlar kutlanmış olacak böylece!” sözcükleriyle bir başka yeniliğini açıklar. (s. 97)

Ülkesindeki insanların "Kul" değil de "Halk"olmalarını ister ve: "Ya ben kul değil, halk istiyorsam? Kulluk ortadan kalksın istiyorsam?" der. (s. 45)

*

İşte başka bölümler:

“ 1. Sipahi : (Bir kadeh yuvarlayıp) Rakı değil mübarek elmas tozu, yıldızlar çaktı boğazımda! (Dudağını yalıyarak) Kemençe yoksa, zulüm işkence çoksa, durum bomboksa; kanun yoksa, töreler kurallar çoksa, ama düzen yoksa, durum bomboksa; hele ney, yoksa, sevda denen şey çoksa ama sevgili yoksa, iştah pek çoksa, cepte metelik yoksa, çoklar aç, azlar toksa, durum bomboksa... Çalmazsa çalmasın sazlar! "(s.70)

" 1. Yeniçeri: Edepten çıkmak yok, biz bize değiliz; burda soylu kişiler var, boylu kişiler var.” (s. 73)

Genç Osman coşkusunu yenemeyerek sesini yükseltir:

“Yeryüzünün en güçlü devleti, en zengin ülkesiyiz sözde. Açlıktan ölenlerin bulunduğu bir ülkede şölenler düzenlenip tıka basa yeniyorsa, Çıplakların soğuktan titreştiği yerde kürklere sarınanlar olabiliyorsa; Ve bütün bunlardan sorumlu olan kişiye ‘cihan padişahı’ diye alkış tutuluyorsa Yazıklar olsun o padişaha da ona alkış tutanlara da! ” der…(s. 12)

"Genç Osman" oyunu, anlaşılacağı gibi tarihsel konumunun çok ilerisinde işler yapmaya çalışan padişahın acıklı sonunu anlatır. Karşısındaki güç "Yeniçeriler" ve "Sipahiler" ile gizli düşman aynı zamanda padişahın da kayınpederi olan Şeyhülislam Esat Efendi'dir.

Oyuna sonlandıran Genç Osman’ın Yedikule Zindanlarında boğularak öldürülüşünün çığlıkları, kulaklarımdan ve gözümün önünden hiçbir zaman gitmedi!

*

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..