Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '11

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Rakı, balık ve kadın

Rakı, balık ve kadın
 

Boşa geçmedim ben köprüden, handan / Çok iyi anlarım gerçek insandan / Deryayım, bir şişe ne yapar bana / Sarhoşluk taslamam öyle yalandan. ” — Aydın Karasüleymanoğlu

Geçmiş dönemlerde kadınlara koşut kimi seçkin kesim, rakıyı seviyesiz bulur ve içene olumsuz yakıştırmalarda bulunurlardı. Oysa günümüzde bu kural yıkıldı ve rakı popülerlik makamına terfi etti. Günümüzde içmesini bilen kadınlar arasında rakı içmek de bir keyif ve kişiliği tamamlama aracı oldu, denebilir.

Aşağıdaki metni, Antalya’dan Ahmet çalışkan gönderdi. İster şiir olarak görünüz, ister düzyazı… Ama özenle kaleme alınmış özgün düşünce ve etkin tümceler var. Yazı, Yonca Topbaş’a ait. Bir başka gerçek, yazanın okura sunması sonrasında topluma mal olmuştur artık. Bana ulaşan bu metni okurlarımla paylaşmak istedim.

***

" Herkes, rakıyı erkekler içer zanneder. Oysa bence rakıyı en güzel kadınlar içer. Rakı kadındır, kadın da rakı. Birbirlerinin halinden, tadından anlarlar. Hiç konuşmadan anlaşırlar. Yalnızlık zor ve çekilmez geldiğinden ikisine de yanlarında mutlaka balık ve peynir ararlar. Herkes, rakıyı erkekler içer zanneder. Oysa bence rakıyı en güzel kadınlar içer.

Rakı kadındır, kadın da rakı.

Birbirlerinin halinden, tadından anlarlar.

Hiç konuşmadan anlaşırlar.

Yalnızlık zor ve çekilmez geldiğinden ikisine de yanlarında mutlaka balık ve peynir ararlar.

Ufak tefek tatlardan ve hatta acılardan da haz aldıklarından, yanında mezesi olmadan duramazlar.

Kadının içindeki beyazdır rakı.

Buğudur, dumandır, mesafedir.

Hem şeffaftır, hem bulanık. Temkin ister.

Alışmak için zaman ister, alıştın mı da dikkat ve özen ister.

Kadın, o yüzden pek güzel içer rakıyı.

Kadınlığının içinde saklanan erkektir rakı. Güçtür, meydan okumadır.

Elinde rakıyı erkek gibi tuttun mu, gözdağı verdirendir.

Dik durmaya zorlar adamı.

Eşitliktir rakı.

Doğu'nun içindeki Batı, Batı'nın içindeki Doğu'dur, Anadolu'dur.

Anadolu kadar yaşlı, onun kadar çeşitli, renklidir.

Politikadır, yenilen kazıktır, şikâyettir, isyandır.

Kalabalık sevdiğinden doğurgandır.

Bir kişi başlarsın bazen içmeye, bakmışsın olmuş masada on kişi.

Hiç bilmediğin nağmeleri öğretir rakı.

Bildiklerini unutturur, mucizedir.

Türk sanat müziğidir. Durup dururken ağlatır, olmadık yerde kahkaha attırır!

Kadın ruhludur rakı. Daldan dala her türlü duyguyu tek kadehte yaşatır.

Kafayı buldun mu, bet sesindeki buğulu nağmedir rakı.

Masadan kalkmadan, yıkılmadan, rezil olmadan darmaduman olmaktır.

Kadın gibidir rakı diyorum ya, çünkü içmeyi bilmeni ister rakı.

Kolay değildir. Dalgaya gelmez, hassastır.

Şerefe!” dedin mi, o sofrada anlatılan her şeyi sır gibi tutacağına dair “şeref sözü” verdiğin namustur rakı.

Kandırılmak istemez. Yalandan haz etmez.

Gerçekleri ortaya döker rakı.

Hesaplaşmadır, yüzleşmedir.

Rahatlamadır.

Rakı-balık masasında yoksa kadın, masadaki erkeğin dilindedir, havasında vardır.

Rakı kadınsız olmaz. Haremlik -selamlık durmaz.

Bir tek önyargı rakıyı erkek içer zanneder.

Rakıyı erkek gibi kadın da içer.

Bu toprakların parçasıdır rakı. Dil, din, ırk, köken bakmaz, tanımaz, ayrımlarla uğraşmaz.

Uhu'dur rakı; birleştirir.

Beyaz leblebimizdir.

Geçmişten bugüne, bugünden geleceğimize mirastır, gelenektir.

Yasak tanımaz, özgürdür.

Hicazdır, nihavenddir. “Makberdir”, “Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin” diyerek hayata avaz avaz tutturandır.

Deşarjdır, “ikinci bahar”ımızdır bizim.

“Kalamış”tır.

Bizimdir, bizdendir. Eskimiz, yenimiz, tarihimizdir.

Yadigârdır.

Sözünü esirgemeyen kadın gibidir.

Benim gibidir...

Rakı...”

*



 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..