- Kategori
- Spor
GENÇ Semih GENÇLERİ yıktı!

Babalık da, kaptanlık da pek yakıştı...
Bazı maçlar vardır, daha başlamadan "bu maç kötü geçecek," dersiniz. Bu maç da öyle maçlardan biri, yani bizim için, dezavantajlarla yüklü bir durum. Rakip ezelden belli, zor maçlar oynamışız, ligin diplerinde geziyor bu yıl, yeterli desteği göremediğinden, yavrusu ondan iyi oynuyor. Teknik direktör keza öyle, elaleme yenilir, bize gelince GS'li olduğu aklına gelir. Seyirci desen yok denecek kadar az, hem de başkentte, bizim çocuklar gürültüye alışkın, sessiz sahada oynayamıyor. Heyet-i hakemiyyeyi hiç sormayın, daha açıklandığında kafamda şimşekler çaktı.
Yani pes doğrusu, ancak bu kadar olur, bu haftanın konusu yine hakem olacak! Verilmeyen iki penaltı, çalınmayan bir sürü düdük. İlk 15 dakikada sarıkart sınırında olan Lugano ve Edu'ya sarıkartı gösterip, savunmanın eli ayağı bağlandı. Oysa daha fazla sert oynayan Tuna 90. dakikada gördü kartı. Çoktan kırmızı kartı görürdü başka hakem olsa. Alex düşmekten mahvoldu, verilen serbest vuruş sayısını sayamadım, bir de verilmeyenler. Tuna el ile
oynadı penaltı, ikinci yarı Gökhan gole giderken düşürüldü o da penaltı. Alex, kaleci topa vururken müdahele etti ve gol oldu, sayılmadı, hadi o hediyemiz olsun, pozisyon tamamlanmadan müdahele olmuş. Bakalım yorumcular ne diyecek, henüz izlemedim!
Maçın kahramanı, çok geride ve yalnız kalması nedeniyle iyi oynayamayan ama fırsat bulunca hiç affetmeyen Semih oldu, bu yıl gol kralı yine bizden olacak. Gökdeniz ile ikisi başabaş gidiyor. Maçta çok öne çıkan oyuncu olmadı, bu gayet doğal, yorgunluk ve zafer sarhoşluğu belli oluyordu. Maçın yüzdesine bakınca Fenerbahçe baştan beri üstün oynadı, Volkan'la topun buluşması da az fakat top dışarıdan bir türlü içeriye giremedi ve havalarda gezdi. Roberto Carlos ya sakat sakat oynadığı için ya da başka bir nedeni var, çok top kaybetti ve sık sık düştü. Ben az süre oynamasına rağmen Ali Bilgin'i çok beğendim, oyuna hareket getirdi. Gökhan Gönül de çok çabaladı, insan önce iyi oyununu görünce hep öyle olacak zannediyor oysa ki futbolcuların da günleri oluyor.
Sen, Avrupa'yı salla, gel sonlarda gezinen takıma karşı çaresiz kal, belki yorgunluk, belki küçümseme ama ne olursa olsun, rakip takımın oynatmama üzerine kurulu sert oyun düzeni çok zorlaştırdı. Neyseki stajiyerlikten terfi eden Zico Paşa tam zamanında riskleri alarak, oyunda önce denge, sonra üstünlük sağladı ve bu zor deplasmanı 2 üzel golle kazanarak, dört maç serisini tamamladı.
Şurada kaldı bir maç, haftaya Kadıköy'de Karadenizli Uşakları karşılayacağız. Yeneriz kesin! Son iki maç iyi oynadı ve kazandı Trabzon, havası çıktı, patlamaz. Yenilirse çok tepki de görmez. Gerçi Ersun Yenal da sürekli "Fener'i yenersem ben yenerim," edasıyla gezen sevimli teknik adamlarımızdan birisi.
Hey gidi hey, ilk haftalarda 16. sırada iken herkesin dalga geçtiği, bazı TV.ciklerde ilk beşe bile alınmayan Fenerbahçem, şimdi 3. sırada, 34 puan ve 1 gol averaj farkıyla, belki haftaya lider bile olur. Yavru gençler iyi oynarsa, abilerinin intikamını almazsa.
Sonuç farklı olsaydı, protesto etmek için yazı yazmayacaktım, kimin umurunda olacaksa (!) Böyle olunca kararım değişti:
Arkadaşlarım yazı bekler şimdi, değil mi, geri dörtlü Ahmetler, ortasaha Aydınlar ve Mesut Selek,
ileri uç Murat ve Efsane Metin kardeşler, kalede Mehmet Eren'ler(saz çalan değil!), kulübede bekleyenler ve tribünlerdeki, başta amigo Ergin olmak üzre diğer Fenerliler? (Karga ve Ali Gel henüz sakatlıktan kurtulamadı, bekliyoruz.)
Resim alıntıdır:
http://www.antu.com/images2007/fenerbahce/2007_2008/semih_baba/semih_bebek1.jpg
Yani pes doğrusu, ancak bu kadar olur, bu haftanın konusu yine hakem olacak! Verilmeyen iki penaltı, çalınmayan bir sürü düdük. İlk 15 dakikada sarıkart sınırında olan Lugano ve Edu'ya sarıkartı gösterip, savunmanın eli ayağı bağlandı. Oysa daha fazla sert oynayan Tuna 90. dakikada gördü kartı. Çoktan kırmızı kartı görürdü başka hakem olsa. Alex düşmekten mahvoldu, verilen serbest vuruş sayısını sayamadım, bir de verilmeyenler. Tuna el ile
oynadı penaltı, ikinci yarı Gökhan gole giderken düşürüldü o da penaltı. Alex, kaleci topa vururken müdahele etti ve gol oldu, sayılmadı, hadi o hediyemiz olsun, pozisyon tamamlanmadan müdahele olmuş. Bakalım yorumcular ne diyecek, henüz izlemedim!
Maçın kahramanı, çok geride ve yalnız kalması nedeniyle iyi oynayamayan ama fırsat bulunca hiç affetmeyen Semih oldu, bu yıl gol kralı yine bizden olacak. Gökdeniz ile ikisi başabaş gidiyor. Maçta çok öne çıkan oyuncu olmadı, bu gayet doğal, yorgunluk ve zafer sarhoşluğu belli oluyordu. Maçın yüzdesine bakınca Fenerbahçe baştan beri üstün oynadı, Volkan'la topun buluşması da az fakat top dışarıdan bir türlü içeriye giremedi ve havalarda gezdi. Roberto Carlos ya sakat sakat oynadığı için ya da başka bir nedeni var, çok top kaybetti ve sık sık düştü. Ben az süre oynamasına rağmen Ali Bilgin'i çok beğendim, oyuna hareket getirdi. Gökhan Gönül de çok çabaladı, insan önce iyi oyununu görünce hep öyle olacak zannediyor oysa ki futbolcuların da günleri oluyor.
Sen, Avrupa'yı salla, gel sonlarda gezinen takıma karşı çaresiz kal, belki yorgunluk, belki küçümseme ama ne olursa olsun, rakip takımın oynatmama üzerine kurulu sert oyun düzeni çok zorlaştırdı. Neyseki stajiyerlikten terfi eden Zico Paşa tam zamanında riskleri alarak, oyunda önce denge, sonra üstünlük sağladı ve bu zor deplasmanı 2 üzel golle kazanarak, dört maç serisini tamamladı.
Şurada kaldı bir maç, haftaya Kadıköy'de Karadenizli Uşakları karşılayacağız. Yeneriz kesin! Son iki maç iyi oynadı ve kazandı Trabzon, havası çıktı, patlamaz. Yenilirse çok tepki de görmez. Gerçi Ersun Yenal da sürekli "Fener'i yenersem ben yenerim," edasıyla gezen sevimli teknik adamlarımızdan birisi.
Hey gidi hey, ilk haftalarda 16. sırada iken herkesin dalga geçtiği, bazı TV.ciklerde ilk beşe bile alınmayan Fenerbahçem, şimdi 3. sırada, 34 puan ve 1 gol averaj farkıyla, belki haftaya lider bile olur. Yavru gençler iyi oynarsa, abilerinin intikamını almazsa.
Sonuç farklı olsaydı, protesto etmek için yazı yazmayacaktım, kimin umurunda olacaksa (!) Böyle olunca kararım değişti:
Arkadaşlarım yazı bekler şimdi, değil mi, geri dörtlü Ahmetler, ortasaha Aydınlar ve Mesut Selek,
ileri uç Murat ve Efsane Metin kardeşler, kalede Mehmet Eren'ler(saz çalan değil!), kulübede bekleyenler ve tribünlerdeki, başta amigo Ergin olmak üzre diğer Fenerliler? (Karga ve Ali Gel henüz sakatlıktan kurtulamadı, bekliyoruz.)
Resim alıntıdır:
http://www.antu.com/images2007/fenerbahce/2007_2008/semih_baba/semih_bebek1.jpg