- Kategori
- Ruh Sağlığı
Gene bahar gelecek ve gene çiçekler açacak.

Yeni yılın ilk yazısını yazacağım konuya bir türlü karar veremedim. İlk yazımı moral bozacak bir yazı yazmak istemedim. En sonunda yılın son günü ,son saatlerde olan ve beni çiçeklerin tekrar açacağı günlere götüren bir anımı yazmak istedim.
Yeni yıla saatler kala eften püften bir sebepten , yaşama kırgın oturmuş saatlerin geçmesini beklerken telefonum çaldı. Ben bu yeni yıl bütün yılbaşı kutlamalarımı monolog tarzında mesajla yaptım. Hoş bir süredir bu yolu deniyorum dostlarımı çeşitli günlerde kutlamak için. Zira bir süre görüşmediğin , ama kalbinde hep var olan dostlarını diyolog tarzında aradığında sen mutlu bir sesle konuşurken karşında bir hastalık veya ölüm haberi ile karşılaşabiliyorsun. Örneğin düğüne davet etmek için aradığın bir arkadaşın o anda hastanede olabiliyor veya bayram kutlaması için aradağın arkadaşın bir yakınını kaybettiği için ağlıyor karşı tarafta. İşte bu tatsız süprizlerle karşılaşmamak için ben artık kutlamalarımı sadece mesajla yapıyorum. İşte bu yıl da yeni yıl kutlamalarımı mesajla yaptım. Bazı arkadaşlarım sesimi duymak için bana döndüler ve ben onların neşeli, tasasız seslerini duyunca çok mutlu oldum.
Telefonum çalınca açtım. Karşımda yıllar önce Paris'te yaşarken çok şeyler paylaştığım bir genç arkadaşım vardı. Ben kızımın eğitimi için Fransa'da yaşarken o da öğrenci olarak bulunuyordu. Beraberce çok güzel anılarımız vardı. Bazen beraber üzüldük, bazen beraber çok güldük ama hep birbirimizi sevgi ile anımsadık. Arkadaşım mesajımı aldığını ve yeni yılımı kutlamak için telefon açtığını , bu vesile ile sesimi duymak istediğini söylüyordu. Konuşmamız başladığında ne kadar belli etmemeye çalışsa da sesindeki ince sızıyı hissetmiştim. Zira birbirimizi daha ilk kelimeden sızılarımızı hisesedecek kadar iyi tanıyorduk. Genç arkadaşım zor günler yaşıyordu. Çok sevdiğim ve benim de arkadaşım olan annesi birden çıkan bir hastalıkla mücadele ediyormuş. Bu haberi duyunca birden yıkıldım. Zaten o dakikalarda daha önceden kırılgan olan ruhum bu acı habere dayanamadı. Hiç yapmamam gereken bir şeyi yaptım ve telefonda ağlamaya başladım. Esas acının sahibi beni teselli etmeye çalışıyordu hattın öte ucunda. Oysaki o anda benim güçlü olmam ve gücümü ona aktarmak gerekti. Zira onun benim aktaracağım güce o kadar ihtiyacı vardı ki. Genç arkadaşım zaten uzun bir süredir ailesindeki bir başka hastalık ile uğraşıyordu. Bu kadar soruna dayanamayan nahif ruhu sonunda onun da bedenini hasta etmişti.Bütün bu mutsuzluklara rağmen yeni yıl gecesinde ailesini bir araya toplayacak bir yeni yıl yemeği organize ederek ne kadar güçlü olduğunu bir kere daha ispat ediyordu.
Telefonu kapatınca bir süre sessiz oturdum ve düşündüm. Bu telefon görüşmesinden yarım saat önce öyle gereksiz bir olaydan kırılmış ve üzgündüm ki. Oysaki arkadaşımın sorunları yanında benim sorunum çok komikti. Ben gereksiz bir konuyu dert edinmiş ve üzülmüştüm. Belki bir yıl daha yaşlanmanın verdği gerginlik, belki daha önce biriken sorunlar, yorgunluklar beni bu kadar kırılgan yapmıştı ama arkadaşımın sorunlarını düşününce benim çok mutlu olmam gerekiyordu. O anda babaannemin bir sözü aklıma geldi. Bize her zaman bir olaya gereğinden fazla üzülmeyin, Allahın gücüne gider, 'kulum bu olayı büyüttü, ben ona gerçekten üzüleceği başka bir olay vereyim.'der ve daha başka bir sorun verir,derdi.
Bütün bunları düşününce içimde bir sakinlik ve mutluluk hissi belirdi. Birden gene bahar geleceğini, çiçeklerin gene açacağını hissettim. Şu anda sağlıklı idim. Yaşamda sağlıklı olmak kadar büyük bir mutluluk olmadığını ve bu sağlıklı halim için yaşama teşekkür etmem gerektiğini düşündüm. Evet ben şu anda mutlu idim ve yeni bir yıla güçle girmeye hazırdım.
Bu sabah yeni yılın ardından güneş açtı. Biliyorum ki gene bahar gelecek ve gene çiçekler açacak.