Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

06 Ekim '10

 
Kategori
Siyaset
 

Genel seçimlerin gizli gündemi

Genel seçimlerin gizli gündemi
 

12 Eylül 2010 da yapılan Anayasa Referandumu sonrası siyaset gündemini yine Anayasa tartışmaları oluşturmaktadır.

Tartışmaları alevlendiren ise CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu olmuştur.

Kılıçtaroğlu referandum sonrası yaptığı açıklamada “Mecliste grubu bulunan partiler hemen bir araya gelerek yeni bir anayasa hazırlayalım ve bu Anayasayı 2011 seçimlerinden önce meclisten geçirelim” önerisiydi.

AKP Genel Başkanı Erdoğan, referandum çalışmaları esasında ve referandum sonrası yaptığı açıklamalarda CHP’nin yeni genel başkanı Kılıçtaroğlu’nun dialoğ çağrılarına olumlu yanıt vermiş, “yollarına gül dökerek karşılarız” demeyi de ihmal etmemişti.

Kılıçtaroğlunun “yeni bir Anayasa yapalım” önerisini Erdoğan samimi bulmamış olacak ki; “Kendi parti tüzüğünü 2011 seçimlerine kadar değiştiremeyeceğini söyleyenlerin, Anayasamızı bir haftada, bir ayda değiştireceğini söylemesi kadar sululuk olur mu?” sözleriyle “ipe un serilmeye” çalışıldığını ima etmektedir.

CHP’nin “yeni bir Anayasanın seçimlerden önce yapılması” önerisine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de sıcak bakmış, “getirsinler teklifi, mecliste grubu bulunan siyasi partiler olarak gerekli komisyonu kuralım ve çalışmaları başlatalım” sözleriyle “seçimlere yeni bir Anayasayla gidilebileceğinin” sinyalini vermiştir.

Şimdi dilerseniz biraz gerilere gidelim.

AKP “Kürt açılımı” çalışmalarında özelliklede “Habur görüntüleri” nedeniyle “duvara toslayınca” büyük sıkıntıya düşmüş, “mehter marşı” gibi “üç adım “geri atmak zorunda kalmıştı.

Ancak; İktidarın açılımdan da vaz geçmesi, hata yaptığını görmesi de mümkün değildi. Birçok kez Başbakanın söylediği gibi bu açılımı halkımıza “alıştıra alıştıra ve sindire sindire enjekte etmeye” kararlıydı.

AKP’nin “yol haritası” dediği “Kürt açılımının” temelinde İmralı, Kandil ve siyasi uzantı BDP’nin dayatmaları vardı.

İktidar Kürt taleplerini adım adım gerçekleştirebilmek için önünde büyük engel olarak duran Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısını değiştirmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Bu engeli aşmasının yolu da yeni bir Anayasaya, yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuyordu.

AKP bu engeli aşmak için hazırladığı Yeni Anayasa Paketini meclise sunarak referanduma götürmeyi başardı.

Halkın oyuna sunulan 26 maddelik bu paketin içersinde önemli iki madde vardı: Anayasa mahkemesi ve HSYK’nın yapısının değiştirilmesi, yargının da teslim alınması. Diğer maddelere zaten muhalefette itiraz etmemişti.

Sonuçta AKP’nin istediği oldu ve referandum sonucu % 58 lik bir kabulle Anayasa kabul edildi.

Artık yapılacak yeni Anayasa’da istenilen değişikliklerle ilgili cesur adımlar atılabilecekti. Özelliklede Kürt Açılımı ile ilgili Kandil, İmralı ve BDP’nin bazı talepleri yeni düzenlemelerle sağlanacaktı.

İşte tamda seçime gidilirken AKP, “Türkiye’nin tamamen dönüştürülmesine” yönelik böyle bir Anayasa yapılmasına rıza göstermesi beklenemezdi.

Böyle bir Anayasanın yapılmasına zemin hazırlamak zaten mevcut muhalefetin direnciyle mümkün olmayacaktı, üstelide AKP tamda seçim arifesinde “suçüstü” yakalanacaktı.

Başına gelecekleri çok iyi kestiren Erdoğan, doğaldır ki seçimlerden önce yapılacak bir Anayasa ya zemin hazırlaması mümkün görünmemektedir. Aslında “ipe un seren” bu aşamada AKP olmuştur.

Öyle görünüyor ki 2011 Haziran ayının ilk haftasında yapılacak Genel Seçimlerde AKP’nin yeni kozu “yeni Anayasa” olacaktır.

AKP’nin bu stratejisini fark eden muhalefet de “atak üstün atak” geliştirmektedir.

CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu, “Erdoğan’ın CHP’nin yeni Anayasa çalışmalarına koro halinde itiraz edeceğini düşündüğünü, ancak şimdi kendisinin kaçtığını, ezberinin bozulduğunu” söylemektedir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise: “Referandum öncesi ve sonrası yeni bir Anayasa konusunda iştahlı ve heyecanlı olan AKP şimdi suçüstü yakalanmış ve ipe un sermektedir. Anlaşılmaktadır ki, AKP Anayasa konusu önümüzde ki genel seçimlerde istismarın alanı olacaktır” sözleriyle Erdoğan’ın önünü kesmeye çalışmaktadır.

Görüldüğü gibi AKP genel seçimler öncesi yeni bir anayasa yapılmasına kesinlikle karşı çıkmaktadır. Seçim çalışmalarının temelini ise “iktidara yeniden gelirse yeni bir anayasa vaadi olacaktır.

Muhalefet cephesi ise özelliklede MHP seçim çalışmalarında AKP’nin iktidara gelmesi halinde düzenleyeceği yeni Anayasa ile, Anayasamızın “değiştirilemez, teklif dahi edilemez” denilen ilk üç maddesinde oynamalar yapılacağını, PKK, Kandil ve BDP’nin taleplerini karşılamak için buna mecbur olduklarını işleyerek, yine üniter devletin, cumhuriyetin t3ehlike altında olduğunu vurgulamaya çalışacaktır.

CHP’de ise henüz politikalar netleşmemiş görünmektedir. Kılıçtaroğlu’nun türban, Kürt politikaları ile ilgili net tavırları henüz ortada yoktur. Özellikle CHP’nin hazırlattığı, henüz kamuoyuna sunulmayan “Kürt Raporu” ve güneydoğu politikaları ortaya çıkmamıştır. CHP ileriki günlerde bu konularla ilgili politikalarını kamu oyuyla paylaştıkça, yeni politikaları da ortaya çıkacak ve yorumlar yapılacaktır.

Genel seçimlere daha uzun bir zaman var. Siyasette ise 24 saat bile uzun bir süre. Gelecek günler siyasete ve siyasi partilerimize neler getirecek, bekleyip göreceğiz.

Sonsuzluk (Osman Özeker) 06.10.2010

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..