- Kategori
- TV Programları
Gerçeğin peşinde ile rekabet kızışacak gibi...
Giriş jeneriği, tanıtımlar derken, stüdyoya geçildiğinde, dekoru görünce inanamadım. Müge Anlı'nın programındaki dekorun neredeyse aynısı vardı ekranda.
Ve taze bir reality programımız daha oldu.
Gerçeğin Peşinde...
Kanalı TV8.
Cinayetler, kayıplar, sırlar derken milletçe dedektif olduk.
Tabi bunda Müge Anlı'nın ATV ekranlarında yaptığı Tatlı Sert programının etkisi büyük.
Zira özellikle bu sezon, hem rating listelerindeki parmak ısırtan başarısı, hem de canlı yayında yapılan itiraflar ve çözülen cinayetler, sabah kuşağındaki programı aldı, bambaşka bir yere götürdü.
Evet, Serap Ezgü'de yıllar önce böyle bir program yapıyordu.
Şimdi Serap Ezgü Müge Anlı'yı taklit ediyor dersek, bence haksızlık etmiş oluruz.
Ancak bu işi bu kadar dikkat çekici bir hale Müge Anlı'nın getirdiğini de kabul etmemiz gerekiyor.
Yani Müge Anlı bu kadar başarılı işlere imza atmasaydı, TV8 'in patronu Acun Ilıcalı'nın aklına, yıllardır ekranlardan uzak Serap Ezgü gelmezdi.
Gelelim gerçeğin peşinde programının birinci bölümüne...
Programın başında; giriş jeneriği, tanıtımlar derken, stüdyoya geçildiğinde, dekoru ve koltukları görünce gözlerime inanamadım.
Müge Anlı'nın Tatlı Sert programındaki dekorun neredeyse aynısı vardı ekranda.
Bu bence öncelikle yönetmen ve yapımcı hatasıdır.
Zira program dekorlarının asıl karar verici mercileri onlardır.
Daha ilk günden itibaren Müge Anlı ile karşılaştırılan bir sunucunuz ve Tatlı Sert programı ile karşılaştırılan bir programınız var.
İnsan bile bile gidip Müge Anlı'nın dekorunun neredeyse aynısını kör göze parmak misali yapar mı hiç?
Bence büyük hata...
NOT:
TV8 bir türlü 1.Bölüm videosunu internette yayınlayamadığı için Gerceğin Peşinde programının stüdyo ekran görüntüsünü koyamıyorum.
Yeni bir programda bu rahatlığı ilk kez bir televizyon kanalında görüyorum. :)
Yayınlanır yayınlanmaz paylaşacağım.
Ancak neredeyse aynı yarım ay koltuğun beji, Müge Anlı'nın koltuğunun aynısının sarısı, arkada geniş led ekran falan...
Serap Ezgü, Müge Anlı kıyasından sıkılmış olmalı ki programa çıkar çıkmaz "geçmişte yaptığımdan farklı bir şey yapmayacağım" cümlesini kurdu.
Yani aslında alt metinde "ben yıllardır bu işi zaten yapıyorum" mesajı verdi.
Ve programı 16 yıl önce işlenen, 12 yaşında bir cinayete kurban giden Hande Çinkitaş dosyası ile açtı.
Gerçekten de olay enteresan.
İnsan izlerken hem üzülüyor hem de katilin kim olduğu bu kadar ortadayken, 16 yıl elini kolunu sallayarak dolaşmış olmasına şaşırıyor.
Serap Ezgü'ye programda Avukat Uygar Çöltekin, Emniyet'ten emekli cinayet araştırma uzmanı Orhan Kemiksiz ve Psikiyatr Tanju Sürmeli eşlik ediyor.
Her biri daha programa çıkmadan tüm dosyaları okumuş, araştırmalara katılmış hatta o dönem sorguyu yapan emniyet teşkilatındaki memurlarla bile görüşmüşler.
Yani olaya vakıflar.
Dolayısıyla kilit sorular sorup, enteresan dokunuşlar yapıyorlar.
Kısacası dosyanın işleniş şeklini sevdim.
Ancak... :)
Serap Ezgü belki de ilk programın heyecanından, olayları tekrar tekrar anlatıp durdu.
Tıpkı bir çocuğa anlatır gibi...
Her seferinde de anladınız değil mi diye sordu.
Sanki anlama güçlüğü çekiyormuşuz da, bir türlü anladığımıza ikna olamıyormuş gibi bir hali vardı.
Bu da ritmi düşürdü, zaman zaman da boğdu.
Birkaç kez de televizyonu yeni açanlar için dedi ve tekrar baştan aldı.
Bu hali de zaman zaman izleyiciler için biraz eziyete dönüştü.
Bence hızlıca vazgeçmeli.
Garip bir şekilde ikide bir stüdyodaki seyirciye söz verip durdu.
Bu davranış şekliyle de biraz evlilik programlarını andırdı.
Sanki birazdan kenardan bir orkestra çıkacak, "çay gelsin" şarkısı söyleyecekmiş hissiyatı ile izledim programı.
Yıllardır stüdyo seyirciliğini kendine meslek edinmiş,
Şarkılı türkülü programlardan artık tanınır hale gelen yüzler konuştukça,
Olayın ciddiyeti uçtu gitti.
Hatta Serap Ezgü, bir tık ileri götürüp, cinayet araştırma Uzmanı Orhan Kemiksiz tam tespit yaparken konuşmasını "bir dakika" deyip kesti,
Lafını ağzına tıktı da diyebiliriz ve seyirciye söz verdi.
Tam iki kez aynı sahne yaşandı.
Oysa Orhan Kemiksiz'in söyleyecekleri daha önemli ve kıymetliydi.
Zira dosyaya o hakim ve ayrıca da uzman...
Orada engin bir bilgi yatarken, bana ne seyircinin fikrinden.
Bu arada seyirciden sonra söz tekrar Orhan Kemiksiz'e geri gelmedi.
Arada kaynadı gitti...
Dediğim gibi ilk günün ayıbı olmaz, biraz da heyecana vermek gerek...
Bu ufak tefek ayrıntıların haricinde Gerçeğin Peşinde bence güzel gitti.
Gün geçtikçe çok daha iyi olacağına eminim.
Hele hele de muadil programlar yaz tatiline girince, alır başını gider diye düşünüyorum.
TV8'den güzel hamle. :)
Televizyon, sinema, yaşam ve sokaktaki hayat üzerine diğer yazılarımı okumak istiyorsanız, http://www.bibaksana.com.tr adresli bloguma uğramayı unutmayın. :)