- Kategori
- Kültür - Sanat
Gerçek Efsane MJ

Nedendir bilmem ama Michael Jackson adını duymak artık beni büyük bir burukluğa sevk ediyor. Bu duyguya utanma ya da daha doğru bir ifadeyle pişmanlık da diyebilirim. Pişmanlığımın tek nedeni ise bu büyük efsanenin, farkına yaşarken değil bu dünyadan ayrıldıktan sonra varmış olmam.
MJ, Türkiye’ye geldiğinde çocuk yaştaydım ve o dönemde Ankara’dan İstanbul’a bir konser için gelmem söz konusu olamazdı. Bu nedenle buna hayıflanmıyorum. Ortaokul ve lise yıllarında da zaten MJ’yi takip ediyor, müthiş şarkılarını dinliyor ve inanılmaz gösterilerini herkes kadar izliyordum. Hatta bir doğum günümde okulumuzun radyo istasyonundan istediğim şarkı- ki o güne kadar ve o günden beri bir radyo istasyonundan istediğim tek şarkıdır- History’nin remiksiydi. Ama nasıl oldu bilinmez son on yılda bu müthiş müzik adamını, hem de çağdaşım olmasına karşın, hep görmezden geldim, onu unuttum, müzik adı altındaki bunca gürültü arasında bırakın onun keyfini farkına dahi varamadım.
MJ’nin büyüklüğünü anlamak mı istiyorsunuz? Bunun için size tek cümle yeter: içinde Billy Jean ve Beat It’in de olduğu Thriller albümünün piyasaya çıkış tarihi 1982. Bu albümdeki klipler ve şarkılar hala hepimizin tüylerini diken diken etmeyi başarıyor. Evet, MJ bir popüler müzik sanatçısıydı ama şarkılarının ömrü onu rahatlıkla bir klasik müzik sanatçısı yapabilir.
MJ’nin rekorları ile ilgili birkaç cümle duymak ister misiniz?
En pahalı klip: Scream - 7 Milyon Dolar
En fazla dinleyiciye ulaşan parça: Black or White – 500 milyon kişi
Aynı yılda en fazla Grammy Ödülü: 1984 – 8 kez
Aynı yılda en fazla Amerikan Müzik Ödülü: 1984 – 8 kez
Aynı yılda en fazla Dünya Müzik Ödülü: 1996 – 5 kez
Türkiye’de en fazla albüm satan yabancı sanatçı: 1.500.000 albüm
En hızlı konser bileti satışı: 2009 – 4 saatte 700.000’den fazla…
Yaşadığım MJ burukluğunun bir nedeni de sanırım sadece kurduğu 39 yardım kuruluşu ile değil bulduğu her fırsatta, zor durumda kalmış insanlara yardım etmeye çalışan, kendisini insanlara yardıma adamış, çocuk ruhlu bir milyarderin adının birkaç kez çirkin olaylarla anılması ve atılan çamurların izinin kalması. MJ’nin iyi niyetini bu şekilde suiistimal eden, aldıkları yardımlarla yetinmeyip daha fazlasını koparmaya çalışan bu alçak insanlar bugün çıkıp suçlarını itiraf ediyorlar ama bunun için biraz geç olmadı mı?
Belki size abartı gelecektir ama MJ ve benzeri insanların biz normal insanlardan farklı olarak bazı ilahi yetenekleri olduğuna inanıyorum. Bana göre Tanrı bu insanlara bazı yetenekleri diğerlerinden biraz daha fazla veriyor ve bize de sadece onları hayranlıkla takip etmek kalıyor. Yoksa nasıl bir güç konser meydanındaki yüzlerce kişiyi aynı anda Beat It dansı yapmaya zorlayabilir (<ı>http://www.dailymotion.com/video/x9u1fr_michael-jackson-tribute-dance-stock_music) ya da yüz binleri hayatta olmayan birinin konser biletlerini almaya?
MJ ile ilgili beni sevindiren tek nokta artık onun kelimenin tam anlamıyla ölümsüz olması. Şu düşünceye kesinlikle katılıyorum: eğer MJ planlandığı gibi dünya turuna çıksa ve rahatsızlığı nedeniyle sahnede herhangi bir şekilde tökezlese ya da o müthiş “Moonwalk”ını yapamasa bu durum kendisi için çok büyük bir yıkım olacağı gibi, belki de onun, insanların gözündeki değerini de yitirmesine neden olacaktı ama şimdi her ne kadar aramızda olmasa da, o, kelimenin tam anlamıyla bir efsane ve sadece biz değil sonraki nesiller de onun kaliteli ve çağının ötesinde giden çalışmalarının keyfini sürebilecek.
Yazdığım bu duygu yüklü cümlelerin üzerinde, fonda çalan MJ cd’sinin etkisi mutlaka vardır ama yanımızdaki kişiye bile kendimizi anlatmakta çok zorlandığımız bir dünyada, milyonları peşinden sürüklemeyi başaran ve bunu kişiliğinden asla taviz vermeden yapan bir yıldızın önemini anlatmak inanın hiç de kolay değil. Yakın çevresi MJ’nin en büyük tutkusunun sahne olduğunu ve kendisini en iyi orada dans ederken hissettiğini söylüyor. Umarım kral, şimdi sahnedekinden çok daha mutlusundur.