Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Carolina Isolabella Özgün

http://blog.milliyet.com.tr/carolinaozgun

02 Mart '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Gerçek yalan...

Gerçek yalan...
 

Sahiden dediğine kendinde inanıyor musun? Başkasını aldattığını düşünürken hakikatten buna sen de aldanıyor musun? Gerçek bir yalan söylediğinde sende sana inanıyor musun? Yalanına, inandırabildiğin yalanına güveniyor musun?

Sorulacak soru çok, cevapsa az… ve de öz… ve de banal...!! Hatta adeta gereksiz…

Neden yalana sığınırız, neden yalan konuşmak zorunda hissederiz, yalanın beyazı da siyahı da yalan değil midir? Kimi incitmekten bu kadar korkarız, ya da neden illa ki korkarız?…

Kalıplaşmış inanç ve değer sisteminde, olmak istenen ve asıl olunan arasındaki git gelde illa ki başkalarına uyumlanmak gerek belki, ya da inanış bu belki. Kendin olabilme cesareti zor belki, ya da kendine duyulan özgüven az belki… Belki de belki… Bir sürü yanıtı olabilir, kendince hep haklı sebepler de süsleyebilir hatta…süsler, besler bir de inandırır o kadar ki sonunda kendi de inanır… Korkunun esaretinde binlerce yalan, sonunda arda kalan koca bir gerçek yalan, ne de komik, ne de ironik…

Birilerine tahakküm etmek, manipule etmek, onu yalana zorlamak, kendi olmasına izin vermemek, bunun zıddında ise asıl olan her şeye rağmen kendin kalabilme cesareti ve hürriyeti korumak ve de buna saygı duyulmasını sağlamak…

Aa o da olur mu, her şey de söylenmez ki, hem beyaz yalan normaldir hatta olması gerekir diye de bir inanışı empoze etmek. Ne sistem ama, oturmuş ve belki de hiç değişmeyecek bir sistem. Aslında tersinde bir insanı güçlendiren şeylerden biri gerçeği duymak değil mi ki, gerçeği ilk duyduğunda canın acısa da kabullenmekteki özgürlüğe eriş değil mi ki… Belki kaldıramayacağın hatta egonun zedeleneceği bir şeyi bilmek ve buna rağmen karşındakine istediği gibi olması hakkını vermek en büyük hürriyet değil mi ki… O anda acının ötesinde anlamak veya anlayabilmekteki o derin sevgi ve içinde nedenlerini hissetmek değil mi ki…

Sanırım en zorlu sınav bir insanı olduğu gibi kabul etmek, sevmek ve kendi olmasına izin vermek… O halde yalan konuş hatta gerçekten yalan konuş, sen yalanınla, varınla, yoğunla sensin, teksin ve evrensin, kabulsün ve bendensin…

Bunu yapma özgürlüğün var ve bu kabul edilebilir bir şey, bense yalan konuşmayı istememe özgürlüğümü kullanabilmek istiyorum, zorla duymak istenen şeyi söylemek yerine gerçeğimi söylemek istiyorum, illa ki duymak istemiyorsan sorma be kardeş diyorum…

Sorma bende söylemeyeyim, zorlama bende zorlanmayayım, yargılanmaktan korkma bende yargılamayayım diyorum…

Ayıp yok, günah yok, insan var, evren var, iyi ya da kötünün ötesinde akış var, anlayış var, yar var, yaren var, ses var, sesleniş var, o var, bu var.

Ne var ne yok dersen; inan sadece koca bir gerçek yalan var…

Yalan nerde dersen; hakikat perdesinin ardında yatan koca bir hiçte var…

O da ne dersen; ara da bul diyesim var…

01 Mart 2007

Işık….

 
Toplam blog
: 144
: 676
Kayıt tarihi
: 21.09.06
 
 

İstanbul'da yaşayan bir levantenim, yeni özler, sözler, gözler tanımayı, farklı bakış açılarını p..