Gerçeklikten Kopmamak...

Günlerdir bakıyorum hep aynı şeylerin etrafında dolanıyoruz:

Ayasofya Camii ibadete açıldı…

Birbirlerine muhalif partiler kılıçları çektiler:

Müslümanlar açısından kutsal addedilen bir mekân ibadete açılıyor, uzmanlar(!) yorumlarını serdediyorlar…

Kimsenin dinlediği yok. Artık uzlaşalım. Konuşalım.

Bu diyalogsuzluk daha nereye kadar devam edecek?

-----

Tehlike çanları çalıyormuş! Ne bitmez tehlike algısı var! Vehimler hiç bitmiyor…

Şimdi zamanı mıydı diyenler var… Ülkemizde farklı kesimlerin, hayat içindeki duruşlarına göre, alerji konuları var:

İslam düşmanlığı yapanlar mı ararsınız? Ya da ne bileyim hâlâ içinde yaşadığı çağın gerçeklerini ve gereklerini sindiremeyenler mi dersiniz! Bu dönemde, Hilafet özlemi duymak, Saltanat rüyası görmek…

-----

DİSK’in kendi bünyesinde yaptığı araştırmaya göre, 17 milyon 700 bin kişi işsiz.

Tamam, elma ile armudu birbirine karıştırmamak gerekiyor. Her şeyi menşeine bakmadan aynı torbaya atmamak gerekiyor. Ama, artık yapay ve suni şeylerle toplumu oyalamayalım. Toplumun tüm kesimleri birbirine karşı “saygılı” olmak durumunda.

Cumhuriyetle demokrasiyi taçlandırmak varken; hâlen birtakım imparatorluk hülyaları içinde “realiteden” kopmak, hayatı muhafazakâr değerlerle örmeye teşebbüs etmek, hiçbir şekilde toplumsal huzura da barışa da hizmet etmez.

Bu bağlamda, yaşamın rengi olan her nevi değerlere saygı göstererek, ortak bir yaşam havzası inşa etmek mümkündür.

Diyorum ki, artık birbirimizi incitmeden, kırmadan, şu işsizliği, yoksulluğu ve gelecek kaygısını konuşsak…