Gerçekten hiç bir şey dışarıdan göründüğü gibi değil

Köşe yazarlarına hep özenirdim düşüncelerini başkaları ile paylaşma imkanına sahip olmalarından dolayı.

Milliyet blog sayfasını keşfedince çok sevinmiştim. Yaşadığım olaylarla ilgili eleştirilerimi, düşüncelerimi tanımadığım kişilere aktarabilecektim, belkide olumlu yada olumsuz tepkilerini alacaktım.

İlk başta yazacak o kadar çok konu var ki hangisini yazsam diye karasız kaldım fakat yazmaya başlayınca bu insanları neden ilgilendirsinki diyerek hep vazgeçtim. Böylece keyif alınarak ve kolay yapılan bir iş gibi algıladığım köşe yazarlığının ne kadar zor olduğunun anlamış oldum.

Çalışma hayatı devam eden ve olağanüstü yeteneği olmayan insanlar için (benim gibi) yazı yazmak göründüğü gibi kolay değilmiş. Bana göre insanlar birebir yaşadıkları olayları daha rahat anlatabiliyorlar.

Kurmaca bir yazı yazabilmek araştırma ve uzmanlık gerektiriyor. Bu da zaman demektir. İşte hem zamanı hem yazma yeteneği olmayan fakat yazmakta ısrar eden biri ancak bu kadarını başarabilir.

Bu nedenle çok sık yazamadığım için kendi sayfamı dahi takip edemiyorum. Dolayısı ile aldığım tepkilerin keyfini anında yaşayamıyorum ve cevaplayamıyorum.

Bu yazı bir önceki yazıma yorum yazan arkadaşlara cevabımdır. Geç de olsa benim gibi düşünenlerin olduğunu öğrenmek güzeldi teşekkürler.