Gezi Parkı siyasi ideolojilerin inatlaşma alanı değildir

Gezi parkı bizim ortak yaşama alanımızdır. Şehir nefes alsın, insanlar hoş vakit geçirsin, dinlensin diye yapılmış, şehrin ortasında kalan nadir yeşillik alanlardan biridir.  

Topçu Kışlası, 1940 yılında tek partili dönemde yıkılmış, yerine konut ve sosyal etkinlik alanları inşa edeceğiz diye bir kültür mirası bir gecede yok edilmiş, ancak  planlanan düzenlemelerin çok azı yapılabilmiş. Şimdi yapının yerinde asırlık ağaçları ile Taksim Gezi Parkı yer alıyor.  

Topçu Kışlası, tek partili dönemde hangi ideolojinin kurbanı oldu ise, Gezi Parkı da bugünlerde karşıt bir ideolojinin kurban olacaktı. Neyse ki mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Şehirler insanlar için vardır, şehrin yöneticileri de insana hizmet için. Ancak kültürel ve doğa miraslarımız ne yazık ki ideolojilerin elinde heba oldu gitti, gidiyor da.

Tarih ve doğa, sadece İstanbul’da değil Türkiye’nin pek çok yerinde asıl görevleri şehirlere ve insanlara hizmet etmek olan ancak ideolojilerin kurbanı olmuş siyasi iktidarlarca yok edildi.   

Topçu Kışlası, iktidar tarafından yeniden yapılmak isteniyor ve bu konuda ısrarlı bir inatları söz konusu. Amaçlarının tarihi yaşatmak olduğuna inanmak zor. Başbakan diyor ki  “ne istersek yaparız, ister AVM isterse rezidans. Kimse de buna karışamaz, yapacağız. “!.

Dolmabahçe Sarayı’nın arkasında stadyumun ne işi vardı? Diğer bir rantçı ideoloji örneği değil mi İnönü Stadı?

Yurt dışına çıkanlar bilir, tarihin de doğanın da nasıl korunduğunu, insanların nasıl uygarca yaşadığını ve şehirlerin nefes aldığını. Her gelen siyasi iktidar öyle kafasına göre iş yapamaz o şehirlerde. Çünkü o ülkelerin anayasaları bireyin hak ve hukukunu korur bizde ki gibi devleti değil!

Gezi Parkındaki muhalefetin de ideolojik olduğunu, ağaçlar kesildi diye hassasiyet gösteren duyarlı insanların az olduğunu düşünüyorum. Buradaki tepkiler de AK Parti ideolojisine karşı duruştur.

Gezi Parkı’ndaki tepki eğer çevreci olsaydı o kadar şiddet içermez çevreye de bu kadar zarar verilmezdi. Provokatörlerin de işine yaradı ve çevreye duyarlı insanların tepkisini kullandılar.

Polisin orantısız güç kullanması ise siyasi iktidardan bağımsız değerlendirilemez. Sonuçta polislere emri veren de iktidarın bakanlığı ve emniyet amirleri. Gezi Parkı'nda devlet terörü de iş başındaydı!

İktidar uzun süredir insanların sabrını zorluyor, inatla da zorlamaya devam ediyor! 

Gerçek demokrat, geçmişte apoletli apoletsiz başka çobanların halkı gütmesine, koyun yerine koymasına karşı durduğu kadar yeni muktedirlerin yaşam biçimimize müdahale etmesine ve ortak yaşam alanlarımızın rantçı ideolojiye kurban etmesine de karşı durabilendir.

Türkiye’de her iktidar kendi ideolojisinin borusunu öttürmüştür: Bugün Gezi Parkı’nı işgal eden her iki ideolojiye de karşı mücadele etmek gerekiyor.

Gezi Parkı ideolojilerin show alanı değil, bizim yani halkın ortak alanıdır. Herkes aynı bilinçte olursa ancak o zaman hem şehirler, hem insanlar hem de sistem nefes alabilir.