Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '07

 
Kategori
İstanbul
 

Gidememek var ya..

Dün seni yaşadım İstanbul,

Yordun beni, tükettin beni ama ben sana aşıktım İstanbul..
Kırdın beni üzdün beni.. Ama sen de bilirsin ki büyük aşklardan kolay kurtulamıyor insan...

Ben de senden kurtaramıyorum kendimi... Ben senden kaçtıkça bir yanım sende kalıyor.. Bir yanım var ki vazgeçemiyor senden.. Tutulmuşum sana... Bir parçam olmuşsun...

Eteğime yapışıyorsun, paçalarıma dolanıyorsun..

Zorsun biliyorum hem de çok zor. Ölümcülsün benim için. Azrailim sensin. Yine de bir parçamsın İstanbul.

Çocukluğumun geçtiği sokakların, servisimi beklediğim durağın, artık büyüdüm ben diyerek servisten çıktığımda yokuşlarını inip iskelesine yürüdüğüm Beşiktaş, vapur sefalarımızda seyrettiğim Boğaz..

İşte İstanbul dün kaçmamak için bir sebep aradım sende.. Üsküdar'dan bindim vapura.. Uzandım Eminönü'ne.. Martıları dünledim.. Kimi "Kaçmak sana yakışmaz mücadele et" dedi, kimi umursamadı bile gitmemi.. Kapatmayı unuttuğum telefonum çaldı.. Yengemin sesi, daveti.. Ardından abimin baba yadigarı sesi.. Annem... yeğenlerim canlandı gözümün önünde.. "Hala bize gel" sesleri.. Uzaklara baktım.. Çengelköy sırtlarında servi ağaçlarının arasından babishim el salladı bana.. "Gitme deli kız" dercesine..

Vapur martılarla birlikte yanaştı iskeleye.. bekledim bekledim en son ben terkettim vapuru.. Sanki son Boğaz sefam olduğu için inmek istemedim..

Sonra kalabalığın yine üstüme üstüme yürüdü, o keşmekeş.. Çirkin bakışlı insanların hadi git ne duruyorsun buralarda.. Bu şehir artık bizim dedi..
Bir güleç yüzlü teyze belirdi torbaları elinde.. Belli ki istanbul'u birlikte yaşamışız.. O da benim gibi ne oluyor bu şehre diyenlerden..

Dönüş yolum başladı.. elimde kitabımla denize dalmışken farketmemişim ama yaşlar akmış gözümden.. Bir teyze sokuldu, "ne derdin var kızım" dercesine.. "Kitap mı çok hüzünlü?" diye.. "Yok teyzecim, hayat hüzünlü" demek istedim.. Yok rüzgardandır dedim.. İnanmadı başı kapalı teyzem.. Yapma kızım ben anlarım rüzgar yaşı ile hüzün yaşını dedi..

Kitabıma baktı "Kurt Seyt ve Murka", "Bilirim Nermin Bezmen kitaplarını" dedi.. "Üzme kendini..." Okudunuz mu dedim.. Sır'ı okumuş bir de Aurora'nın İncileri'ni.. Yazık bulamamış Kurt Seyt'leri.. Çok aramış ama.. Anlattım Kurt Seyt'in Rusya'ya elvedasını, düzene koyamadığı yaşamını...

Birlikte seyrettik denizi.. Son sözü, "Kitap için ağlanır mı a kızım oldu.."

Ne bilsin ağlatanın kitap değil hayat olduğunu...

Eh be İstanbul ne diyeyim sana.. Sensizlik bir türlü seninle olmak bir türlü.. Başı bağlı teyze de bu şehri paylaştıklarımdan biri.. Vapurdan inerken düşecek olmama aldırmadan bana çarpan kara yüzlü de..

Ne yapmalı İstanbul, kara yüzlülerini görüp senden vaz mı geçmeli, başı bağlı teyzelerini düşünüp seninle mi kalmalı...

Ah İstanbul.... Seni bırakmak mı zor, yoksa seninle savaşmak mı?

07/10/2007

 
Toplam blog
: 3
: 597
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

1973 doğumluyum, 27 yaşına dek babamın deli kızı olarak geldim. 2000 yılı 19 Kasım'ında ise babamı k..