Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Giden geri gelmesin zaten!

Giden geri gelmesin zaten!
 

http://www.inmagine.com


Körün ölüp badem gözlü olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Değerlerimize ruhunu teslim ettiği zaman sahip çıkar gibi gözüküyoruz da çok çabuk unutuyoruz.

Gazeteler merhumu sayfalarına taşıyor, daha önce pek ala sahiplenmişler gibi koca koca başlıklar atıyor!

Kaybettik!

“ Bizi Bıraktı!”

O artık yok!”

Nur içinde yat büyük insan, mekânın cennet olsun

“ Onun gibisi bir daha gelemez

Yeri zor dolar zor

Birinci ölüm yıldönümünde sevenleri göstermelik gözyaşları ile kocaman güneş gözlüklerini takıp, elleri göbeklerinin altına bağlanmış vaziyette kameralara bakıyor. Ağlayabilenin yanaklarından bir iki damla aşağıya süzülüyor...

Burnunu çeken acaba kamera beni mi gösteriyor diye çaktırmazken, objektiflere yakalanıyor...

Biz izliyoruz...

İçimizden “ne kadar vefalılar!” Diye geçiriyoruz

Mezarı başında toplananlar her sene azalıyor...

Üç beş sene sonra onca işin gücün arasında mezarlığa gitmeye de gerek kalmıyor...

Sorarlarsa, sıkıştıran olursa cevabımız da hazır zaten!

O ölmedi ki gönlüm de yaşıyor

Sözün burasında gönlü Taksim meydanı gibi olanlara alkış !!!

Dedemi kaybedip köyde tek başına yaşamaya çalışan Anneannemi yalnız bırakmamaya çalıştığımız günler...

Bahar ayları, sundurmada mindere uzanmış, uyumaya çalışıyorum..

Anneannem çiçeklerini suluyor.

Avlunun kapısı açılıyor, dedemle yıldızı barışmamış, dünya gözü ile oturup iki çift laf etmemiş amca giriyor içeriye, kuyunun yanında Anneannemle konuşamaya başlıyor...

Klasik teselli cümleleri havada uçuşurken şöyle bir cümle kullanıyor adam; “ köyümüz için büyük kayıp!

Dedem ne büyük insanmış da haberim yokmuş diye düşünürken, ekliyor “ tarlayı satmaya niyetlenirseniz ben alırım

Gidenin geri gelmemesi daha mı iyi ne?

Düşünsenize otuz yıl evlilikten sonra amansız bir hastalık sonucu kadın ölüyor, “onsuz yaşayamam benim de canımı al yarabbi” diye, cami avlusunda şov yapan elli yaşındaki bir adam, aradan üç ay geçmeden yirmi beş yaşında bir hatunla evleniveriyor...

Yüzsüzlüğü ele alıp soruyorsun!

Sen yalnızlık nedir bilir misin çocuk ?” cevabını alıyorsun!

Sahi; hayat kaldığı yerden devam ediyordu öyle değil mi?

Unutmuşum!

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..