Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Hayatımız kaç mega pixel?

Hayatımız kaç mega pixel?
 

Hayatla ne kadar dostuz ve ne kadar ne istediğimiz konusunda kendimizle mutabıkız?

Birkaç kişiyle bu konu üzerine konuştum. Bakın neler demişler:

Sarışelale: Sevgili C. Şuanda kocaman bir şirketin yönetim kurulu başkanısın ve daha 29 yaşındasın. Kendi zevklerinin peşinden küçük çaplı birkaç araştırma sonrası gayet rahat koşabiliyorsun. Yani düşünerek hareket eden bilinçli bireylerden olduğunu biliyorum. Pekiyi şuan hayatın hangi aşamasına geçmek istiyorsun? Son hedefin nedir?

C.B: Vardığım nokta yaşamdaki zirve noktalarından biri diyebilirim. Lakin edinimlerimi çok çalışmaya ve hakkaniyetli davranmaya borçlu olduğumu söylemekte fayda görüyorum. Genç yaşta bu kadar sorumlulukla hareket edebilmek hakikaten kolay değil. Dışarıdan baba parası dolayısıyla ailemin verdiği yüce destekle yaşamımı kurduğum düşünülebilir ama her şeyimi kendi alnımın teriyle edindiğimi çok rahat söyleyebilirim. Evet, 29 yaşındayım sadece bir eksiğim kaldı; o da yaşamımı sevdiğim biriyle birleştirmek ama içimdeki kıskançlık huyu - beklide beni başarısızlığa sürükleyen tek huyum- böyle bir düşünceyi yaşamıma sokmaktan alıkoyuyor maalesef beni. Korumacı yapımı çevremdeki herkes bilir ama sevdiğim birini her şeyden sakınmam bazen rahatsızlık verebiliyor. Anlayacağın o ki hedefim bu karmaşıklığı çözebilmek.

Sarışelale: Demek kıskançlığın hissedilir şekilde ayan beyan ortada. Peki, geldiğin konum yaşam boyu sahip olduğun bilgelikler seni neden böylesine zora zokan tavırlardan uzaklaştıramıyor dersin? İnsanlar yeterince dürüst davranamıyor mu sana? Ya da ne istediğini yeterince açık ifade mi edemiyorsun acaba? Yani bu konudaki sorumlu bir tek sen misin yahut yeterince açık olmayan yorum yapmana mahal veren huzursuz eden karşılaştığın kişiler mi?

C.B: Bu iki taraflı bir şey beklide. Ya da bozulmuş düzenin bana yansıdığı olumsuz düşüncelerdir ana sebep. İnsanların çoğu maddiyatçı ve kendilerinin ekseninde dönen bir dünyada yaşıyorlar. Merhamet, sevgi, anlayış ve fedakârlık hisleri artık benliklerden çok uzakta duruyor. Böyle negatif faktörler, sevgi duyduğum masumiyetine inandığım kişilerde zamanla baş gösterince havada uçan kuştan, griye çalmış buluttan dahi nem kapmaya imkân sağlıyor. Ve nitekim hislerimde yanılmıyor ve karşımdakini sıktığımla kalmıyor bana oyun yapan kişinin düzeninin bozduğum gibi huzurumu da yitiriyorum. Böylelikle iyi niyetler çöpe, gelecek hayalleri de hayal mertebesinde saklı kalıyor. Bu yüzden hedefime ulaşamıyorum.

Sarışelale: Güvensiz dünyanın en gri yüzüne örnek teşkil eden bir çıkmazı özetleyen bu konuşmalara göre hem kendi içindeki negatiflikten hem de buna azmettirici kişilerden kurtulamıyorsun. Daha net kimliklerle de karşılaşmak hale hazırda mümkün olmadığından sahte kişiliklerin ruhuna verdiği zararlardan kurtulmak için zamanını bekliyorsun. Olumlu düşünmeye ve umutlu olmaya devam diyorum. Dilerim gönlünün huzur kapısını açan anahtar çok yakınlardadır. Teşekkürler paylaşımın için.

****

Bir başka söyleşimde ise bakın hangi konular sözcüklere döküldü.

Sarışelale: D.cim seni herkes sever, asil bir yapın vardır. Öyle kibarsın ki, kırılacağınız düşünürüm kimi zaman. Ama insanın hiç mi morali bozulup yüzündeki gülümseme eksilmez? Bu enerjiyi bu pozitifliği nereden alıyorsun? Ayrıca yaşında kemale erdi güzel bir işin var şuan ki hedefin hayattan talebin nedir bizimle paylaşır mısın?

D.K. Öncelikle teşekkür ederim. Kibarlık ve gülümseme sanırım annemden bana miras kalan güzel bir özellik. Bunun faydalarını oldukça yaşayan, itina ile tüketen biriyim. Çünkü kolay kolay kimsenin kalbini kırmadığım ve kimsenin yaşamına müdahale etme hakkını kendimde bulmadığım için kimselerle bir söz münakaşası dahi yaşamam. Bu beklide bir nevi sabırlı olmak saygılı olmak diye tanımlanabilir. Dolayısıyla kimsenin de beni incitmesine izin vermiyorum ve gülümsemeyi başarıyorum. Dışarıdan bu zor ve sıkıcıda gelebilir. Sen sinirlerini mi aldırdın diyenler olmuştur. Beklide benden esirgenmiştir bu sinirlenme durumu büyük şans değil mi? Ben sadece kendi yoluma bakarım. Bu yüzden “Çamura taş atma üstüne sıçrar” mantığıyla ne gözüm çamurdadır ne de taşlarda. Benim özel değerli bir dünyam var. Keşke herkes böyle kendini özel görebilse ama maalesef nefis benlik bundan alıkoyuyor kimilerini. Sence de öyle değil mi?

Sarışelale: Pek tabi nefsi terbiye ettiğimiz vakit tümden geldiğimiz anlayışına göre tüme daha bir yaklaşmış olacağız ama ruhla beraber nefis de bize verilmiş, haliyle insani bir durum. Sinirlenmek de, itiraz etmekte yapabileceklerimiz hatta bazen engel olamadığımız durumlardır. Seni tebrik ettim doğrusu. Peki, güzellik, bu kocaman gülümsemeyle ne istiyorsun bu yaşamdan?

D.K. Herkesin benim gibi gülümsemesini istiyorum Okul dönemlerinde tiyatro eğitimi almayı çok arzu etmiştim. Gülümsemeyi arttırmak herkese yansıtmak için. İyi bir komedyen olabilirdim. Maalesef kısmet olmadı, mühendis olarak yaşamıma devam ediyorum. Ama hayatın sahne olduğunu düşünerek bakarsak en güzel sahne bize verilmiş durumda. Güzel rollerde güzel kostümlerle keyifli bir serüveni seyretmek bilfiil rol almak istiyorum. Dostlarımın daha samimi, arkadaşlarımın daha olumlu ve iş dünyasında daha az kinci rekabet daha fazla verim istiyorum. Sanırım benim hedefim kendim odaklı olmaktan çok toplumsal bir mutluluk hedefi.

Sarışelale: Kesinlikle hayranlıkla dinliyorum seni. Umarım içindeki bu parlayan güneş hiç sönmez. Teşekkürler sorularıma yanıt verdiğin için.

***

Sevgili D. İle konuşmalarımızı yazıya geçme işlemini tamamlarken telefonum çaldı. Gayet mutsuz bir ses tonuyla;

H.T: Umarım rahatsızlık vermiyorumdur. İyileştiğini duydum, çok sevindim ama sana kendimle ilgili güzel haberler veremeyeceğim. Son 9 aydır yaşamımı renklendiren hayat arkadaşım diye tanımlayabileceğim kişi meğer bir eşcinselmiş. Şuan şoktayım ve aldığım haberi gözlerimle de şahit olmanın dayanılmaz bir acısını yaşıyorum.

Sarışelale: Ne nasıl olur? Aman Allah’ım. Çok şaşırdım bende. Peki, bu tarz eğilimlerde olduğuna dair aylarıdır hiç mi bir şey anlamadın. Hiç mi ışık yanmamıştı?

H.T: Birbirimizi tanımak adına o kafe senin bu kafe benim gezip durduk. Annesiyle tanıştım. Anne ve oğul yaşamlarını süren orta şekerli bir aile formatıydılar. Kendisi bir gelecek kurmak ve mutlu bir yuva da yaşamak amacında olduğunu söyleyip duruyordu. Eşcinsellik yıllarca düşünsem aklıma gelmezdi. Nasıl olurda beni böyle kandırır anlam veremiyorum. Ya evlendiğimde öğrenseydim nasıl baş edecektim bu konuyla? Ben nerde yanlış yapıyorum. Sinirlerim alt üst durumda canım.

Sarışelale: Hakikaten kötü canım. Ama neticede her işte bir hayır var değil mi? O da kendi kimliğiyle bir çatışma yaşıyor. Ne istediği konusunda mutabık olamayanlardan demek ki! Lütfen üzme canını. Her şey tecrübedir. Böylesine şahit olmana çok üzüldüm ama kafanı dik tut canım.

***

Görünen o ki kimi eş arıyor negatiflikten işleri yoluna koyamıyor, kimselere güvenemiyor, kimi toplum huzurunun peşinde, dünya yansa gülümsemeye devam kendinle barışık durumda, kimi ise yaşamın maalesef acımasız sonuçlarıyla haşır neşir, sadece dürüstlük istiyor. Yeterince net ve açık kendini ifade eden bireyler olabilmeyi başardığımızda yüzde yüz olmasa bile tüm bu arzu edilenlere kavuşabilnir diyorum. Ya siz ne dersiniz?

Işığınızı doğru yansıtmanız ve tüm arzu ettiklerinize kavuşmanız dileğiyle,

Sevgiler,

 
Toplam blog
: 93
: 1475
Kayıt tarihi
: 02.02.07
 
 

Elektrik mühendisiyim. Eğitimci bir ailenin kızıyım. Kelimeler ve rakamlarla geçen serüven dolu b..