Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Temmuz '16

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Gideros' a gidelim mi?

Gideros' a gidelim mi?
 

Her Veda Yeni Bir Başlanğıçtır Aslında.


Gideros’a (Kytoros) Gidelim mi?

Her veda biraz hüzün taşır içinde...

 

Kastamonu’nun sahil de küçük bir ilçe’sidir,Cide.  Karadeniz kıyısında; yeşille mavinin buluştuğu doğal güzellikleriyle ve Anadolu kültürü ile ünlü şirin bir İlçesidir.

1868 yılında İlçe olan Cide’nin kilometrelerce uzanan sahili, kıyıya dimdik inen dağların önünde ki muhteşem güzellikteki koylar ve her yanı yemyeşil ormanlarıyla yazar Rıfat Ilgaz'a da ilham kaynağı olmuştur.

Doğduğu ve yetiştiği kent olan Kastamonu'ya bağlılığını her fırsatta dile getirmiş olan Ilgaz, zaten soyadı devrimiyle kendine bu kentin en büyük simgesi olan Ilgaz Dağlarının ismini soyadı olarak seçti (1934). Özellikle doğduğu Cide ve kültürüne ve insanına yapıtlarında yer verdi.

 Türk şiir, roman ve öykü yazarı, Mehmet Rıfat Ilgaz. Özellikle Hababam Sınıfı romanıyla tanındı. Hem yazılarında hem de kişisel hayatını toplumcu bir çizgiyle devam ettiren yazar, 7 Temmuz 1993, 82 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

 

Şimdi, bayağı uzun bir aradan sonra kendi memleketime üçüncü kez gelmemin, yanı sıra iki, üç aylığına gelmiş olmanın heyecanını yaşıyorum. Ben inanıyorum ki burada da zamanla kendimi kanıtladığımda beni kabullenip sevecekler.

 Saymakla bitirilmeyecek güzellikleri olan İlçe’nin 8 yıldır, engelli oluşumdan dolayı daha sadece gidebilmiş olduğum Gideros köyünün güzelliklerinden sizlere kısaca bahsetmek istiyorum.

 Türkiye’nin tartışmasız en güzel koylarından biri olan Gideros köyünde çok yaşlı bir amcayla sohbet ettik. Amca eski bir Rum olduğundan bahsederken Türkçeyi çok güzel konuşuyordu. Yolu düşüpte görenleri hayran bırakan doğa harikası Gideros’u anlattı.

 Cide ilçe merkezine 11km uzaklıkta yer alan köyün tarihinin 3500 yıl önce Amazonların kurmasıyla başlanmış olduğunu söyleyerek, devam etti.

 İsmini ise, Cenevizli’lerden almış. Gideros (Kytoros) koyunun çevresi yemyeşil kestane, meşe, kayın, şimşir ve çam ağaçlarıyla örtülü. Bu ağaçların renklerini yansımalar halinde koyun üzerinden de hayranlıkla seyretmek mümkündü.

      Gideros’a Homeros’un metinlerinde de rastlanır. Korsanların da gizlenmek için dönemlerinde seçmiş oldukları, bu muhteşem koy kurtuluş savaşında üzerine düşeni de fazlasıyla yerine getirmiş. Günümüzde birinci derece de doğal, ikinci derece arkeolojik sit alanı olarak el değmemiş doğası korunmaktadır. Ve inş. Korunmaya da devam edilecektir.

 

Genellikle, hırçın dalgalarıyla da bilinen Karadeniz’imizin oldukça sakinde olabilen bu koyunda denizin dibindeki balıkları ve birbirinden güzel ördekleri görüp seyrederken, yeşilliklerin arasından size el sallayan dağ sincapları eşliğinde eşsiz mavi ile yeşilin buluşmasını izlerken, kendinize lezzetli siparişinizi de verebilirsiniz. Gideros’u görmek için en uygun zaman Haziran-Ağustos ayları arasıdır. Doğanın güzelliklerine şahit olacağınız Gideros’a gittiğinizde gün batımını seyrederken, isminin aksine insanlara çok alışmış olan yaban ördeklerini de besleyebilirsiniz.

 

Sanırım bundan dolayı da biraz duygusala bağladım ve sizlerle de bu duygularımı paylaşmak isterim…

Çocukluğunuzda olsa da, bırakıp gittiğiniz her neyse ona adanmış olan tüm parçalarınız orada onunla kalır aslında, ister zor şart ister bireysel istekle olsun koparıldınız mı, toprağınızdan? Yeniden filizlenmek, tanımak zaman alır o zorlu çetrefilli hayatı taşıyabilmenin diğer adıdır, yaşam savaşı ve mücadele aslında.

Örneğin ben,8 yaşlarındaydım. Köyümde bir ağacım vardı, hala merak ederim ama bir daha hiç gitmek nasip olmadı, göremedim. Sadece bir Gürgen ağacıydı başkaları için…

Biliyoruz ki, kimse yollarda karşılaştığın düşmanla fırtınalarla değil, menzil alanına gelip gelememenize bakıyor.

Dönüp arkana baktığında da…

Neler kaybetmişim! Say, say bitiremem. Çoktan verilmiş kararın, yavaşlatılarak sancısını çekmenin diğer adıdır, yalnızlık. Kimsesizlik… 

Bazen uzun, bazen kısa süre bir zamana hapsolmuş kimliğinin sessizce atılan feryatlarının da yankılarıdır. Uzaklara, ta uzaklarda büyümek. 

 

Her veda biraz da zamansızdır aslında, gençliğinin baharında ya da umulmadık zamanda...

Cesaret edilemeyen, söylenemeyen cümlelere koyduğun noktalar gibi!

Kimi zaman kurduğun hayalleri yaşatamamakla, yaşayamamakla gibi karışık bir durum.

Gerçekleşmemiş tüm faillerden biraz gönüllü biraz isteksiz vazgeçmek, sahte rollerin provalarında sahte gülüşler saçmak gibi…

Dışı tertemiz içi bulanık gülüşlerin ardından, acıyla karışmak acıyla yoğrulmanın ardından vazgeçip yitmenin adı veda etmek…

 

Her veda biraz hüzün taşır içinde...

Büyüdüğün, yaşadığın yerden koparılırcasına ayrılmak gibi. Küçüklüğünü arkanda boynu bükülü bırakıp giderken ki; peşinden sessizce bakan gözlerden süzülen yaşlara boğulmak gibi…

 Ya da bir annenin doğurup büyüttüğü çocuğunu ancak uzaktan seyredip dokunamayan, hüzün dolu dudağı ve yalvarırcasına bakan gözleri gibi.

Emek diye adlandırılan ne varsa boşa çıkarmak gibi, yoğun bir sevgisizliğin içinde açtığı iyileşmeyen yaralar gibi. Yokluğundan her tökezlediğinde tut elimden kalkmak için diyip, olmayan bir düş bir hayal olduğunu anlamak gibi bir şey…

Yine, başka baharlara havale ettiğin dilekler misali, hüzünle geri bıraktığın, belki-lere sığındığın hayaller gibi...

Her veda bir başlangıç olmalı aslında...

 

Bu veda metni de neyin nesiydi, diyebilirsiniz!

İnsan nelere veda etmiyor ki?

Sağlığa olan veda en acıları belki de sonra anne baba ya veda sevgiliye veda, eş’e arkadaşa veda her şeye her canlı, cansız nelere veda etmiyoruz ki?

Bu gün de aklıma bu takıldı sizlerle paylaşmak istedim, iyi ki 23 yıldır bizlere her şey olan hem annelik hem babalık eden bir ANNEM var,  iyi ki sizler varsınız…

Benim yıllardır belki az belki çok olduğum yazı ve yerler oldu, bazı yazılarla sizlerin sesi olmaya çalıştım bazen suç sayıldı eleştirildi, bazense beğenildi bunun için hata ve kusurlar insana mahsustur diyor, affınıza sığınıyorum.

 

Bütün veda’larınızın daha güzel başlangıçları getirmesi dileklerimle sağlıkla kalın.

 

 
Toplam blog
: 34
: 158
Kayıt tarihi
: 29.06.14
 
 

Merhaba güzel insan, buda benim youtube kanalım abone olursan kanal seninle güzellecek. Eğer kanalı..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara