Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Gidişinin ardından

Gidişinin ardından
 

Hayatta anlamını yitiren, bir zamanlar bizim için dünyalara bedelken, her şeylere değerken şimdi arkasından bakıp da bizim için nasıl anlamını yitirdiğine inanamadığımız pek çok şey yok mudur hayatımızda, yani başımızda? Yere göğe sığmayan, kelimelerin kifayetsiz, mantığın, iradenin, gururun ve bencilliğin basiretsiz kaldığı aşklar vardır hani. Söylenecek onca söz vardır da, dilden çıkınca bir kere o aşka haksızlık edecek kadar basit olur ya kelimeler, öyle yaşanan, yaşamaya çalışılan aşklar vardır. Yer, gök, derya, deniz, dağlar, bakılan her yerde o sevdiceğin kimliğine bürünmüş aşkı görür insan. Güzeldir de hani, ay parçası gibi, yoktur yeryüzünde eşi, kimsenin ona benzeyişi, tektir o, birdir, Yaradan misali.

Bir kere kaydı mı gönül, bir daha çıkarı yok sanırsın, mıhlanmışsındır onun gözlerine, sevdalanmışsındır el yordamıyla bile bilmediğin güzelliğine. Sonra zaman geçer, ya olur, ya olmaz. Olmazsa canım da olmasın, kanımda akmasın derken, bir bakarsın o yoktur ama sen canınla da kanınla da var olursun dimdik ya da düşe kalka günden geceye, ama buradasındır işte. İlk zamanlar ölecek gibi olursun, aslında ölmek nedir de bilmezsin ya, bu daha zoru gelir sana, ölsem daha iyiydi arabeskinin içinde gittikçe dibe dalarsın, vurgun sarhoşu olursun derinlerde. Acı iliklerine işler belki, en derinlerine.

Öyle yaralar görürsün ki yüreğinde, yüzünde, gözlerinde, sen bile korkarsın da kendinden, itiraf edemezsin, kaçamazsın benliğinden. Acı sızlar sürekli en başlarda, bağırırsın, ağlarsın, yalvarırsın, bazen yetmez üstüne tuz basarsın. Zaman geçer, hem de çok hızlı geçer, fark etmezsin bile, ardından bakakaldığın öyle dağlar, denizler, hayaller, hayatlar ve belki aşklar aşmıştır ki, sen hala acınla sızlayıp yaranla oynarken, sen hala deliler gibi onu sevip onu düşünürken.

Bir zaman gelir ki dönmesi adına beklediğin tüm zamanların, gökkuşağının altından geçme sevdası kadar cazip ama kandırmaca olduğunu görürsün, görürsün ama anlamazsın. Görmekten anlamaya uzanacak olan bu süreci de mümkün olduğunca uzatacaksındır çünkü. Gördüğün an şöyle bir sallanırsın ama idrak edince sarsılırsın ve yıkılırsın.

Ben idrak ettim. Bunu anlayana kadar geçen süreçte, geçen acılı ve sancılı süreçte kendimi bin parçaya bölmüştüm, anlayınca da bu bin parçanın her birini ayrı ayrı bin parçaya böldüm ve oldum sana 1000*1000 parça. Her bir parçaya da yokluğunun bin acısını sığdırdım. Seni ben ne çok sevmiştim, kaç kere sevmiştim, bu parçaların kaç katı yürekle sevmiştim. Yeteri kadar parçalanamadım belki ama biliyorsun ki seni severken bütün olmuştum, kocaman tek bir bütün, sen gidince milyarlara bölünememiş olsam da…

Seni severek, seni düşünerek, seni hissederek ve kendimi sana hissettirmeye çalışarak yıllarım geçti benim, hem de bazıları için bir ömür toplamı sayılabilecek yıllar. Seni severek geçirilen fazla mesaili, hafta sonu izni, maaş, sosyal haklar olmaksızın, sadece bir tebessüm, bir küçük buse için geçirilen ağır işçilik yıllarım. Senin gidişinle gittiğini anladığım o uzun zaman aralığı var ya, işte ben orada çok değiştim, seni ne çok ama ne çok sevdiğimi anladım.

 
Toplam blog
: 6
: 869
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz kenarında yaşıyorum, denize aşığım, bunu Ankara'da öğrendim. Bursa'da çalışıyorum, yaşadığım ş..