- Kategori
- Gündelik Yaşam
Git, git ne olursun git
Mevlana, sözlerinin popülerleştiğini ve fakat bu sözlerden bi gıdım bile feyz alınmadığını görse sanırım “git, git ne olur git, yıkıl karşımdan” derdi.
Bu kadar çok sözlerinin paylaşılmasının nedeni, Mevlana'nın hayata dair bilgece yaklaşım içinde olması ve kazananın belli olmadığı bu dünyada her insanın bir kaybeden olduğu düşünüldüğünde, her insanın kendisine yakın bir takım sözler bulması olabilir.
Bununla birlikte okumayı pek fazla sevmeyen ülke insanlarının, facede bir kaç satır okumayla insanları düşünmeye, teselli etmeye, yenilsen de vazgeçmemeye, nefreti törpülemeye, affetmeye kısacası her insani duyguya bir karşılık çok kısa bir şekilde bulması da olabilir.
Bir romancı düşünün ki, üniversite tezini Mevlana üzerinden yaptıktan sonra, tüm edebi kariyerini de bu tez üzerinden yürütsün ve üstelik best seller bir yazar olarak, bir lokma bir hırka felsefesini yanı başına koyup, önüne kapitalizmin bütün imkanlarını sersin.
Bir lokma, bir hırka...
lokma lokma yerim seni...
Geçen sıcağın altında, Kemeraltı'nın arka sokaklarında yürürken, bu arka sokaklara dahi lokantalar yapılmış olduğunu gördüm. Biri uzun yıllar önce açılmış bi balık lokantası. Tamam, burayı biliyordum. Yanına yenisi açılmış. Konyalı lokantası. Malum pidesi falan meşhur. Bir iki adım atınca lokantanın bi köşesine bire bir insan boyutunda mevlevi mankeni koymuşlar. İnsan bi anda lokantanın köşesinde mevleviyi kıyafetler içinde, gözleri yere bakıp, ellerini göğsünde kavuşmuş gördüğünde tuhaf oluyor. Alakaya turp suyu mu dersiniz, ne dersiniz bilmem ama her şeyi sulandırmada birinciliği kimseye kaptırmadığımız kesin. Hem sulandırma, hem de kitch olmada kimse elimize su dökemez.
Bu kadar da olmaz. Ahlak demiyorum. Ahlaklı olma halini sevmiyorum. Çünkü ahlaklı olmak öğretilmiş ve sırf başkalarına yaranılmak için yapılan gösteri sanatları gibi geliyor. Ama insan dediğin etik olmalı. Kendine dair duruşu, kim ne der diye düşünmeden kendi adına yaptığı ya da yapmadığı bi takım tutum ve davranışları olmalı.
O konyalı lokantasının sahibinin mevlevi mankeni, bi hanutçu gibi vitrine koyunca kendisinden, duruşundan rahatsız olması gerekir. Sırf bunu koyduğundan dolayı insanlar tepki verir de (bekle vercek) günlük cirosu düştüğünden dolayı o mevlevi mankenini oradan kaldırıyorsa, bu yaptığı daha da korkunç olur.
Şimdi artık herkes çok ahlaklı yani anlayacağınız. Kimsenin etik bir duruşu yok.
Günümüz Türkiye'si ahlak ve ciro derdinde. Her şeyi tepe tepe, tepine tepine, suyunu çıkararak kullananların sahte cenneti.
Cirosunu kanatlandırıp, sahtelik gözlerinden için için akarken, her gece twiterda, facede Mevlana'nın sözleri ile teselli bulup, belki de o an için ruhunu kanatlandırıp, sabah yüzünü yıkayıp, başkalarına cehennem yaşatan kendi sahte cenneti için ahlak ve fazilet kumkuması olarak işinin başına gider.