Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

21 Ocak '15

 
Kategori
Cinsel Sağlık
 

Göçmenlerde üreme sağlığı

Küreselleşmenin sonuçlarından biri olarak karşımıza çıkan uluslararası göç olgusunun günümüzde en belirgin özelliği cinsel sağlık problemleridir. Göçmenlerin, daha iyi hayat şartları elde etmek için gittikleri ülkelerdeki genel sağlık problemleri, üreme sağlıklarına da yansımaktadır.
 
Ülkemiz uzun yıllar göçmenlerle ilgili yasal sıkıntılarla başı ağrımış ve 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) 28615 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bunun yanı sıra İçişleri Bakanlığına bağlı olarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuş ve her ilde göçmenlerin problemleriyle ilgilenmek amacıyla il müdürlüğü olarak örgütlenmeye başlamıştır.
 
Dünyada nüfus, kalkınma ve doğurganlık arasında kurulan iliski önce ‘nufüs planlaması’, ardından ‘doğum kontrolü’ ve ‘aile planlaması’ kavramlarının gelismesine sebep olmustur. Bu alanda yapılan calısmaların kadının statusü ile ilgili konularla ve kadının genel sağlık sorunları ile iliskisi, kadın nufüsa odaklanılmasına ve bu kavramlara ‘kadın sağlığı’nın da eklenmesine yol acmıstır. Günümüzde gelinen nokta, kadın ve erkeğin üreme sağlığı ve cinsel sağlığını bir arada ele almaktadır.
 
Göçmenlik olgusunun giderek arttığına dair en önemli bulgulardan biri de göçmen nüfusun genel nüfus içindeki payıdır. Gelişmiş ülkeler açısından bu oranın 1960’dan sonraki dönemde 2005 yılına kadar sürekli olarak arttığı gelişmiş ve yüksek gelirli ülkelerin genel nüfusları içindeki paylarının %10-13 arasında seyrettiği anlaşılmaktadır (UN, 2005). Genel olarak işgücü hareketliliğinin azgelişmiş ülkelerden gelişmişlere doğru yönelmesi dışında, son dönemde küreselleşme olgusu ile birlikte yeni göç hareketleri üzerinde arttırıcı rolünü de anımsamak gerekiyor. Özellikle sermaye hareketlerinin hızlanması ve uluslararası işbölümünün emek maliyetlerinin düşürülmesine yönelik çabalarını bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.
 
Göçmenlerin çoğu zaman parçalanmış ailelere sahip olmaları, gittikleri yerde güvenli cinsel ilişkiye girememeleri yaşadıkları en temel problemler arasında yer almaktadır. Özellikle sanayileşmenin artması, niteliksiz kadın emeğindeki artışlar ev hizmetleri başta olmak üzere birçok yeni istihdam alanını kadınlara açmaktadır. Ayrıca ülkelerin gelir düzeylerinin yükselmesi ile birlikte hizmetler içinde görülen eğlence sektörü, turizm otel konaklama ve seks işçiliği gibi alanlarda kadın işçilerin artan oranda iş piyasalarına katıldıkları gözlenmektedir. Bu kadınların göç ettikleri ülkede istihdam imkanı bulabildikleri temel sektörler fuhuş ve ev hizmetleridir.
 
Hizmetler sektöründeki gerçekleşen işlerin bir bölümü emek yoğun ve kayıt dışılığa çok daha uygun niteliktedir. Kadın göçmen işçilerin bu kayıt dışı alanlarda çalışmayı tercih etmeleri bu alanda daha uzun süre çalışmalarına imkân sağlayan esas unsur yapılan işlerin niteliği itibarı ile ev içinde gerçekleşmesi, onların cinsiyet özellikleri ile bağdaşır olarak kabul edilmelerinden kaynaklanmaktadır. Otel, lokanta, eğlence yerleri, ev hizmetleri gibi bir ölçüde kadınların ev içinde yaptıkları işlerin devamı niteliğindeki iş alanları yapılan işlere göre kadın göçmenleri erkek göçmenlerden ayırmaktadır.
 
Kadınların ve erkeklerin göç özelliklerinin temel ayırım noktalarından biri de kadınlar ve erkeklerin yaptıkları işlerin nitelikleridir. Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre kadınların göç etmeden önceki işlerini ve mesleklerini icra etmeleri çok küçük bir orandadır.
 
Herhangi bir kişi için göç kararının verilebilmesi bile o kişinin bireysel sağlığı ile yakından ilişkilidir. Göçmenlerin sağlık hizmetlerine başvurularındaki en büyük engel yasadışı çalışmaları nedeniyle sağlık sigortalarının olmamasıdır. Bu nedenle gerek özel gerekse kamu sağlık kuruluşlarına başvuru halinde cepten harcama yapmaları gerekmektedir. Ancak kadınların önemli bir kısmı aynı zamanda yasadışı göçmen statüsünde oldukları için kamu sağlık hizmetlerine başvuramadıklarını çünkü yakalanma korkusu içinde olduğunu belirtmektedirler. Çeşitli sağlık sorunlarından yakınan bir kadın “Buraya geldiğimden beri hiç doktora gitmedim nasıl gideyim ki yasak. Bir kaçağız” diyerek çaresizliğini ifade etmiştir. Bu da seks işçisi olarak çalışan kadınların başta HIV olmak üzere pek çok CYBE açısından riskli olduğunu ortaya koymaktadır.
 
Seks işçileri ülkeleri içinde ya da dışında geçici veya kalıcı olarak yer değiştirebilirler. Özellikle hızlı sanayileşmenin olduğu ülkelerde kırsaldan kente göç sık rastlanan bir olgudur. Seks işçileri kendi ülkeleri sınırları içinde tutuklanmamak için, özel sorunlarıyla baş edebilmek, daha fazla kazanç elde etmek hatta farklı yerler görmek için de dolaşabilirler. Gidilen yerler genellikle müşterilerin bol olduğu bölgelerdir. Bunlar turistik bölgeler, kalabalık şehirler ya da askeri bölgelerin yakınları ya da kamyon sürücülerinin uğrak yerleri olabilir. Seks işçileri savaş alanlarından uzaklaşan, festivallere, fuarlara katılmak üzere yola çıkan kalabalık gruplarla da birlikte hareket edebilirler. Yer değiştirme bazen yeni bir dilin öğrenilmesini ve kültürel değişimi gerektirebilir.
 
Kadın ve erkek seks işçileri gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere ticari seks sektörüne katılmak üzere yola çıktıkları gibi bazen kendilerini bu sektöründe içinde çalışıyor olarak da bulabilirler. Zengin ülkelere göç, dil ve kültür sorunlarını beraberinde getirdiğinden genellikle tutuklanma ve sınır dışı edilme korkusu bu sorunlara eşlik eder. Gelişmekte olan ülkelerden gelen seks işçileri genellikle varış ülkesindeki standart çalışma koşullarının altındaki işyerlerinde çalışma olanağı bulurlar. Göçmen seks işçilerinin genellikle müşterileri ile güvenli cinsel ilişki konusunda pazarlık etme şansları çok azdır. Kendilerine ya hiçbir hak tanınmıyordur, borç içindedirler ya da bilgileri çok yetersizdir.
 
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bölgedeki toplumsal ve ekonomik değimler sonucu baş gösteren yoksulluk, bu ülkedeki insanları ülkeleri dışında kazanç elde etmeye zorlamıştır. Eğitim düzeyleri ne kadar yüksek olursa olsun kadınlar için ülkeleri dışında kendilerine sunulan iş “fuhuş” olmuştur
 
Ülkemizde yabancı uyruklu seks işçilerinin çalışması yasak olduğundan her yıl binlerce göçmen seks işçisi emniyet güçleri tarafından yakalanmakta ve sınır dışı edilmektedir. 1996-2005 yılları arasında 30 bin kadının fuhuş nedeniyle sınır dışı edildiği Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilmiştir.
 
Seks işçilerinde ve müşterilerinde HIV enfeksiyonu görülme sıklığı toplumdaki diğer gruplardan genellikle daha yüksektir ve son yapılan araştırmalar bu eğilimin devam ettiğini göstermektedir. HIV enfeksiyonu genellikle toplum içinde yayılmadan önce seks işçileri arasında yaygınlık kazanır ve müşteri aracılığıyla toplum geneline yayılır.
 
- Seks işçilerinin HIV enfeksiyonuna yakalanmalarını kolaylaştıran etkenler şunlardır:
 
* Damgalanma ve marjinalleştirme
 
* Özellikle kadınlar için ekonomik olanakların kısıtlı olması
 
Sağlık, sosyal ve yasal hizmetlere sınırlı ulaşım
 
* Bilgilenme ve önleme programlarına sınırlı ulaşım
 
* Toplumsal cinsiyet eşitsizliği
 
* Cinsel sömürü ve insan ticareti
 
* Zarar verici, korumadan yoksun yasalar ve politikalar
 
* Yaşam tarzı ile ilintili risklerle karşı karşıya kalma (madde kullanımı, yer değiştirme, şiddet)
 
Göçmenlerin yeni yaşadıkları topluma uyumu arttıkça, üreme sağlıkları da düzelmektedir. Göçmenlerin dışlanması, ırkçı saldırılara maruz kalmaları toplumlardan uzaklaşmasına yol açabileceği gibi her türlü sağlık problemlerini de beraberinde getirmektedir. Göçmenlerin üreme/cinsel sağlığı da dahil olmak üzere tüm sağlıkla ile ilgili problemleri vize/çalışma izni gibi konulardan bağımsız düşünülmeli ve her türlü sağlık alanında hizmet alabilmeleri sağlanmalıdır..
 
 
-  Nedim Yüksel ÇAKIR
 
(Psikolog/Aile Danışmanı) 
 
www.facebook.com/NedimYukselCakir
 
 www.twitter.com/yukselcakir
 
 
KAYNAKÇA:
 
Cheng, SA. (2004), “Contextual politics of difference in transnational care: the rhetoric of Filipina
domestics’ employers in Taiwan”, Feminist Review, 77, s. 46-64.
 
Chloé Tavan, C. (2006), “Migrations et trajectoires professionnelles, Une approche longitudianales”,
Economie et Statistique, No: 393-394, 2006, s. 81-99
 
Dias, S. / Gama, A. / Rocha, C. (2007), “Immigrant women’s perceptions and experiences of health
care services: insights from a focus group study”, J Public Health, 2007; DOİ 10.1007/s10389
 
-010-0326-x
 
 Erder, S. (2004), Yeni Uluslararası Göç: Düzenli ve Denetimli Göçten Düzenlenmemiş Göçe,
UGİNAR Proje Raporu. Marmara Üniversitesi Araştırma Fonu s. 1-109
 
Erder, S. (2007), Yabancısız Kurgulanan Ülkenin Yabancıları, Türkiye’de Yabancı İşçiler,(Derl: A. Arı), İstanbul: Derin Yayınları, s. 1-83
T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü
Erder, S. / Kaşka, S. (2003), Düzensiz Göç ve Kadın Ticareti: Türkiye Örneği, IOM, Ankara: Fil
Yayınevi.
 
 
Toplam blog
: 37
: 1946
Kayıt tarihi
: 28.01.12
 
 

Klinik Psikolog (Ankara) Aile Danışmanı Fenerbahçe Kongre Üyesi www.twitter.com/yukselcakir  ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara