- Kategori
- Felsefe
Gökyüzü Ve Düşünmek
Gökyüzüne bakmak, tefekkürü sağlar
Bir arkadaş Cahit Zarifoğlu'dan bir alıntı paylaşmış:
"Gökyüzüne bakmayanların kalbi, daha çabuk kirlenir."
Altına da onun bir arkadaşı "saçma bir söz" yazmış.
Ben sözü okuyup, canı gönülden katıldığım anda birinin bu söze saçma demesiyle karşılaştım.
Üzüldüm.
Ama bir çift laf etmezsem rahat da edemeyeceğim.
Saçma filan değil kardeşim.
Gökyüzüne bak da, yeryüzünden kurtul.
İnsan gökyüzüne bakınca arınır. Yeryüzünün dertleri, insanı daha da derine gömmek isterken, gökyüzü sonsuzu düşündürür.
Kimsenin gökyüzünden bir rant elde ettiği görülmüş şey değil. Ama şu ayaklarını bastığın yeryüzünü tarih boyunca insanlar paylaşamadı.
Yeryüzü ayaklarımızla toprağa ne kadar bağlı olduğumuzu, gökyüzü ise gözlerimizle sonsuza bakabildiğimizi hatırlatır.
Başını öne eğip yere bakmak, kederi; başını geriye yaslayarak göğe bakmak huzur ve mutluluğu anlatır.
Dikkatle bakarsan göğün rengine, denizleri görürsün. Medeniyetleri doğuran denizleri. Toprağa istediğin kadar bak, ölmüş medeniyetleri görürsün.
Bize kendine mecbur eden yeryüzü yerine, ayaklarımızı yerden kesme ümidi veren gökyüzüne bakılmaz mı?
Gökyüzüne dalıp gitmiş mutsuz bir insan düşünebilir mi?
İnsan hangi iştahla, hangi menfaatle göğe bakabilir?
Gökyüzünün düşündüremediği insan, hesap yapıyordur. Sabrı ondan yoktur bir karşılık beklemeden göğe bakmaya...
Bırakalım hesapçıları, faydacıları, rantçıları biz.
Hepimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım...