- Kategori
- Gönüllülük
Gönüllü olmanın keyfini yaşamak...
Merhaba dostlar,
Sizlere bir gönüllü hikayemi anlatmak istiyorum.
Bundan 1-2 yıl önceydi.Bir kadın kuruluşu ile birlikte şehrimizde bulunan 12-18 yaş çocukları yetiştirme yurdunu ziyarete gitmiştik.Yetkili arkadaşlar bizi kuruluşun bir çok bölümünde gezdirip faaliyetleri hakkında bilgiler verdi ve çayımızı içtikten sonra oradan ayrıldık.
Ben insana dair çok hassasiyeti olan bir yapıya sahip olduğumdan birkaç gün hep oradaki çocuklara nasıl faydalı olabilirim diye düşünceler içindeydim.Amaç hem çocukları bazı konularda eğitmek hemde onlarla yakınlaşmak ve dost olmaktı.Bu düşüncelerimi ilgili kurumun yetkilisi Müdire hanıma açtığımda çok memnun oldu.Gerçi çocukların eğitim almaları için kurum bütün güçlerini harcıyorlar ve Halk Eğitim Merkezindeki yetkili hocalar çocukları eğitmek için seferber oluyorlardı.
Bunun üzerine ben gönüllü hocalık yapmak üzere çalışmalara başladım.Önce çocukların fazla ilgilerini çekmemesine rağmen, iletişim ilerledikçe kursu sevmeye başladılar.Çocuklara maket tablolar yaptırıyordum ve hiçte kolay bir sanat dalı değildi.Neyseki çocuklar tabloları başarıyla bitirip sergilediklerinde herkes yaptığı işten memnun oldu.
Bu bir el sanatı kursu dışında psikolojik alışverişti. Daha sonra ben bu çocuklarla artık bir anne gibi ilgilenmeye başladım ve sonunda ne oldu biliyormusunuz?
Ben orada büyüyen 18 yaş sonunda ayrılan çocuklarımdan ikisini evlendirdim.Bir ailenin henüz çocukları yok.Diğer ailenin ise dünya tatlısı bir oğulları var.Bu çocukların hepsi Devlet'in kurumunda yetişmiş eğitimli ve çok akıllı bireyler olarak şu anda hayatın içinde yerlerini aldılar.Bu arada bende hepsi bana anne dedikleri için hem anneanne hemde babaanne olma fırsatını yakaladım.
Çocuklarım beni her fırsatta arayıp [ANNE] nasılsın dediklerinde, gönlüme sağlık diyorum.
Hoşçakalın