Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '15

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Gorbi‘yle Röportaj

Gorbi‘yle Röportaj
 

Gorbi


– Gorbi oğlum, senin bu adın nereden geliyor?
-Gorbaçov’dan. Rusya’dan geldiğim için, Cafer Ağbi bu adı koymuş bana.
1 aylıkmışım, kutu içinde getirmişler.
– Şimdi kaç yaşındasın?
-Eylülde 8’imi bitireceğim.
– Ne işin vardı Rusya’da?
- Bizim cinse Ruslar “Kafkas Kurdu” diyor. Pek kurda benzemiyorum ama, onlar öyle diyor. Osmanlılar zamanında Kafkasya’ya götürülen Kangal’larla çoban ve kurt köpeklerinin çiftleşmelerinden oluşmuş olduğumuzu söylüyorlar.
– Hep seni gezdirirken gördüğümüz şu uzun saçlı Murat kim?
-Murat Ağbi mi? Cafer Ağbi’nin yeğeni, artık ben ona aitim. Yıllardır o bakıyor bana, o yedirip içiriyor, aşılarımıo yaptırıyor, vitaminlerimi o veriyor. İkiz gibi olduk artık, giderek birbirimize iyice benzemeye başladık.
– Ne yiyip ne içiyorsun?
- Ben insanın yiyebileceği her şeyi yerim, insan hariç! Örneğin, şeftaliyle salatalığa bayılırım. Kışın bir tencere, yazın yarım tencere kemikli sebze yemeği yerim. Özel mama da veriyorlar, günde 600 gram filan.
– Hiç çiftleştin mi?
- İki kere dişi bir kurtla çiftleştirdiler. Ama hayvan çok gaddardı, bakmadı yavrularına, öldüler.
– Hiç âşık oldun mu?
- Dragos’ta bir hemcinsim var, adı Destan, tıpkı benim gibi. Ama çok vahşi bir dişi, yanına bile yaklaştırmıyor, nerdeyse parçalayacak beni. Başka çare kalmazsa, bu bahar suni döllenmeyi deneyeceğiz.
– En çok kimlere gıcık oluyorsun?
- Ben öyle her hayvana, kedilere bile, pek saldırmam. Ama şu finolar var ya, deli ediyorlar beni. Boyları küçük ama tam yüz metreden başlıyorlar havlamaya. Haydut adında minik bir fino var, Murat Ağbi tutmasa parçalayacağım. Ha bir de, Değirmen’e inerken sağda bir av köpeği var, ona hasta oluyorum, çok kışkırtıyor beni.
– İnsanlarla ilişkin?
- İnsanları severim. Beni kızdırmayana ne havlar ne saldırırım. İnsanlardan daha insalcıl olduğumu söylüyorlar. Yalnız, o şarhoşlar var ya, onlara tilt olurum. Bir tanesi var, içip içip geliyor balkonun altına, başlıyor bana ana avrat sövmeye. Ne yapayım şimdi? Çıldırıyorum tabii. Bir de, geçerken bana bira şişesi atan faytoncular var, balkon şişe kırıklarıyla doluyor. Siz olsanız ne yaparsınız?
– Bazı insanlar senden korkuyormuş?
- Beni tanımayanlar, çok büyük olduğum için gereksiz yere ürkenler… Örneğin Seferoğlu’nun Orhan Bey’i, her yıl bir dilekçe verir Belediye’ye, bizimkiler de gider her yaz ifade verirler. Bazen Murat, bazen Cafer, bazen Kemal, bazen de Kâzım Ağbi gider savunur beni. Oysa ben bayılıyorum, bahçemden, balkonumdan insanları seyretmeye!
– Çok güçlüymüşsün!
-m Gezdirirken, birden atağa geçebilirim. Eğer boş bulunursan kolun bir-iki santim uzayabilir!
– Kaç kilosun?
- 70-80 kilo varım herhalde, hiç tartılmadım. Kilo almamak için günde bir öğün yiyorum.
– Gezmeyi çok seviyorsun galiba?
- Günde en az bir saat dolaşırız. Kışın daha çok yürürüm, kar soğuk vız gelir. Haftada bir de Nizam Kayıkhanesinden denize girerim. Denizi çok severim. Tekneye de alışmaya başladım.
– Sana Reis diyorlar!
= Ormandaki köpekler reislerini bırakıp benim peşimden geliyor.
– Hiç arkadaşın var mı?
- Eskiden bir Kraf vardı, o da Adapazarı‘na gitti. Şu an hiç arkadaşım yok. Bir tek Murat Ağbi var.
– Sana nasıl komut veriyor?
- Bana özel bir komut öğretti; bir sözcük söylüyor ve ben o sözcüğü duyduğum an saldırıya geçebiliyorum. Ama henüz hiçbir canlıya karşı o komutu kullanmadı.
– O sözcüğü söyler misin?-
Hayır!
– Senin çok akıllı olduğunu söylüyorlar!
- Her gün bir şeyler öğreniyorum. Söyledikleri bütün sözcükler belleğimde, özellikle çocuklarınki. Beni kim dolaştırırsa onu dinlerim, onun karakterini benimseyip onun gibi davranırım. Ada’daki bütün sokakları, evleri, bahçeleri, köpekleri tanırım. Çiçeklere, çimlere hiç zarar vermem. Bazen benden kaçan köpeklere kurnazlıklar filan yaparım.
– Seni herkes tanıyor!
- Galiba Büyükada’nın maskotu oldum. Önümden geçerken hatırımı sormayan yok gibi. Turistler, günübirlikçiler bile öğrendi adımı. En çok da Ayı diyorlar!
– Sana “eski kulağı kesiklerden” diyorlar!
- Daha Rusya’dayken kesmişler kulaklarımı. Kuyruğumu da kesmişler. Herhalde diğerleri gibi beni de ayılarla dövüştürmeyi düşünüyorlardı.
– Senin bir de at gibi olanın varmış!
- Evet ben de duydum, benim iki mislim oluyorlarmış, at kadar. Kafaları da benimkinin iki misli oluyormuş.
– Yavruların kaçtan satılıyor?
- Bizim cinsin yavrularını pek bulamıyorlar. Ama olsa, en az 2-3.000 dolardır.
– Ayda ne kadar masrafın var?
- Murat Ağbi 150 lira diyor.
– Büyükada’yı seviyor musun?
- Bütün Adalar’ı seviyorum. Bazen Murat Ağbi götürüyor; müthiş güzel yerler!
– Sana Rusya’dan bir kız getirsek?
- Nataşa mı?
– Yok canım, evlenmek için!
- Getiremezsin ki, yasak!
– Yeniden dünyaya gelsen ne olmak isterdin?
- Herhalde insan olmak istemezdim!
– Peki bizden bir isteğin var mı?
-Benden korkmayın!
– Sağ ol Gorbi!
 
http://ascilgin.blogspot.com.tr/
 
Toplam blog
: 10
: 577
Kayıt tarihi
: 22.08.12
 
 

Turizm Otelcilik ve İşletme okudum. Balık tutmayı ve gitar çalmayı severim. Ayrıca hobi amaçlı ol..