Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Görücü usulü

Görücü usulü
 

Bir arkadaşım, son günlerdeki yazılarımın karamsar olduğunu söyledi, daha neşeli yazılar, mesela aşk üzerine yazmamı söyledi. Aşk benim konum. Ben aşk üzerine, kadın ve erkekler üzerine çok yazı yazdım, Milliyet blog da yayımladım. Aşk denilen şey ilginç bir şey. Tarifi yok, şekli şemaili yok ama kendisi var. Öyle bir var ki kadın ve erkek ayrı ayrı duygular yaşayarak, farklı beklentiler içinde aynı şeyi yani aşkı yaşıyorlar. İki aşığın eline kalem ve kağıt veya bir anı defteri verin, ve yaşadıklarını tarif etmelerini ve durumdan ne beklediklerini yazmalarını söyleyin göreceksiniz ki kadının yazdıkları ile erkeğin yazdıkları arasında çok az ortak noktalar vardır. Yazıları okuduktan sonra kendi kendinize “bunlar nasıl birbirlerine aşık” diyebilirsiniz.

İsterseniz deneyin. Çünkü aşkta kadının beklentileri o kadar çok ki, en azından sonsuz aşk aramak istemesi, erkeğe tümüyle sahip olma arzusu, sürekli kadın olduğunun hissettirilmesi, her özel günün özel bir şekilde hatırlanması, sürprizler yapılması, konuşmayı önemseme, erkeğin toplumsal konumunun yükselmesi, para harcama arzusu, alışveriş yaparken erkeğin mutlaka fikir vermesi, erkeğin mutlaka anlamaya çalışan taraf olması, bunlar kadın beklentilerinin bir kısmı.

Erkeklere gelince çok basit beklentileri vardır, iyi bir anne, sorun yaratmayan bir kadın, güzel bir kadın. Bence hepsi bu. Ben böyle değilim beklentilerim bu değil, ama genel erkek beklentilerinden söz ediyorum.

Durum böyle olunca aşkın evliliğe dönüşmesi durumunda işler karışıyor. Sevgili dostum ünlü psikaytr Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur aşkı “göz bozukluğu” evliliği ise “göz bozukluğunun düzelmesi” diye tanımlar ve bana göre çok doğru bir tanımdır. Onun “Aşk, evlilik ve aramızdaki her şey”  adlı kitabını evlilikte sorun yaşayan veya “bu adama ne oldu” şaşkınlığı yaşayan herkese tavsiye ederim. Okunası bir kitap, çabucak okuyabilirsiniz, dili insanı sıkmıyor.

Gelelim benim dediklerime, benim önemli bir tespitim var görücü usulü ile evlilik aşık olup evlenmekten daha sağlam temellere oturur. Neden mi? Görücü usulü deyince kimsenin birbirini görmeden yaptığı evlilikten söz etmiyorum. Referanslı evliliklerden söz ediyorum, iki tarafı da iyi tanıyan birilerinin tanıştırması  sonucu, eğer bu tanışmada bir ışık yanmışsa, sıfırdan başlayan aşkı en tepeye getirmek mümkündür ve tepeye gelindiğinde zaten ömür denilen şeyin çoğu tamamlanmıştır.

Oysa aşkla yapılan evliliklerde, en tepeden başlıyorsunuz duygusal yaşama, daha yukarısı yok, aynı yerde kalmak da çok zor, her şey yavaş yavaş veya hızla aşağıya inecektir. Aşk evliliklerinin çabuk bitmesine şaşırmayalım o yüzden.

Eğer aşk evliliklerinin uzn sürmesi isteniyorsa beklentileri azaltmanın gerekli olduğunu bilmek lazım. İstisna aşklar mutlaka vardır. Yeni tanıştığım bir arkadaşım, meme kanseri olduğunda kemoterapi sırasında saçlarının dökülmeye başladığını ve kocasının da o sıra saçlarını kazıttığını anlattığında çok duygulanmıştım. Böyle aşklar mutlaka var ama çok az. Kimileri de ölüme yaklaşan kanserli karısını terk edebiliyor ve bunun aşk sözcüğünü kullanarak savunmasını yapabiliyor.

Dünya böyle her çeşit insan var ama, kadın ve erkek türünün genel davranışları değişmiyor. O nedenle anlayarak yaşamak, bekleyerek yaşamaktan daha huzurludur ama akıl ister.

 

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara