- Kategori
- Siyaset
Görünmeyen parti ve "Görünmez Adam" !
BU ÜLKENİN GARANTİSİ CHP Mİ?
CHP Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu 7 Mayıs 2013 günü parti meclisinde yaptığı konuşmada çok önemli saptamalarda bulundu, başbakanı ve AKP politikalarını sert ve çarpıcı bir biçimde eleştirdi. Ancak, Kılıçdaroğlu’nun başbakanın kişiliğini hedef alan, alaycı ve aşağılayıcı söylemleri şık olmamıştır.
Ne yazık ki, bu ülkede özellikle AKP’nin iktidar olmasıyla, siyasal görgü ve nezaket kurallarına uymadan karşılıklı itişip tepişmek Türk siyasetinin kronik hastalığı, patolojik sendromu oldu. Diplomasi ve sofistike söylemlerin yerini kaba saba magandalık aldı. Buna neden hiçbir siyasetçi özen göstermiyor? Neden hemen kişilikler hedef alınıyor da söylem ve eylemleri eleştirilmiyor? Ve bu argo jargonuyla konuşma biçemi bulaşıcı bir virüs gibi her yere yayıldı. Artık kimse kimseye saygı duymuyor, anlamaya da çalışmıyor. Bu saptamayı yaptıktan sonra Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önemli satırbaşlarını özetleyerek aktarıyorum:
“Anayasanın ilk üç maddesi bizim kırmızı çizgimizdir. Türk milleti sözünü anayasadan kimse kaldıramaz, kimsenin kaldırmaya da gücü yetemez. Atatürk’ün kurucu ve önder rolü anayasanın başlangıç bölümünde yer alacak. Kimsenin gücü onu kaldırmaya yetmez. Bütün aydınlara sesleniyorum. Anayasa konusunda en son eleştireceğiniz parti CHP’dir”
Türk sözcüğüne alerjisi var. Bunu anayasadan çıkaracağım diyor. Recep Tayyip Erdoğan, bir tek CHP’li bile kalsa sana bu değişikliği yaptırtmayacağız. Kendisine sormuştum sen hangi ülkenin başbakanısın diye. Niye çıkıp “Ben Türkiye Cumhuriyetinin başbakanıyım” diyemiyorsun? Diyemiyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti alerjisi var. O zaman doktora git kardeşim, tedavi etsin.
Bir ülkenin başbakanı terör örgütünün tutsağı konumuna düşemez. Açıkça söylüyorum, sen esirsin, ne söylediğini bilmiyorsun ve onun için konuşmuyorsun. Çünkü ne söyleyeceğini bilmiyor. Korkuyorsun, konuşmuyorsun. Senin sözcün Kandil’den konuşuyor.
Sen bu ülkeyi Ortadoğu’da batağa sürükledin. Sen bu ülkeyi dünyaya rezil ettin. Polis devleti kuruyorsun.
Suriye’de siviller öldürülüyor. Pek çok masum insan öldürülüyor. Suriye’nin bugün yaşadığı tablonun sorumlularından birisi Erdoğan’dır. Hep şu örneği verdim. Bir apartmanda oturuyorsunuz. Komşunuzda yangın çıktı. Yangının üzerine benzinle giderseniz o yangın size de sıçrar, geldiğimiz nokta o. Suriye’deki olayların müsebbibi bu hükümettir. Ve onun çapsız Dışişleri Bakanı’dır.
Dışarıdan militan getiriyorsun. Türkiye’de eline silah veriyorsun, cebine para koyuyorsun, Suriye’ye gönderiyorsun, git orada kardeşini öldür diye. Silah verdiğin, cebine para koyduğun o insanlar bir gün gelir senin karşına dikilir. ‘Allah’ın yardımıyla Esad gidecek’ diyor Kızılcahamam’da. Onun söylediği tarihte İsrail jetleri Suriye’yi bombalıyor. Hepimize büyük görevler düşüyor. Günün 24 saati bize az gelmeli. Bu ülkenin garantisi CHP’dir. Türkiye’yi gezeceğiz, mücadele edeceğiz.”
Güzel, CHP nihayet güzellik uykusundan uyanıyor. Evet, madem öyle, o zaman kolları sıvayın ve harekete geçin, fakat nezaket, görgü ve saygı kurallarını unutmadan. Kuşkusuz bu söylediğim, tüm siyasileri kapsıyor.
Kılıçdaroğlu'nun “Bütün aydınlara sesleniyorum. Anayasa konusunda en son eleştireceğiniz parti CHP’dir” söylemine de katılmıyorum. Çünkü, her konuda ilk eleştireceğimiz parti CHP olacaktır. Eleştiri ve özeleştiriden çekinmeye gerek yok. Eleştiri yapılmıyorsa, yapılamıyorsa korkalım.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını baştan sona TV’den izledim. Bir iki kanal konuşmayı naklen verdi. Akşam haber programlarında ise kısmen verildi. Ancak, ogünkü gazetelere baktığımda hiçbir gazetenin bunu flaş haber yapıp konuşmayı manşetten verdiğini görmedim ve şaşırdım. Yandaş gazeteler tamam da, “özgür basın” diye nitelenen basın niye bu konuşmayı yayınlamıyor? Tiraj arttı diye habire tam sayfa ilan alacaklarına bu konuşma metnini yayınlasalar daha iyi olmaz mıydı?
Yani öyle garip bir sahne düzeni var ki: Sanki CHP görünmez bir parti, Kılıçdaroğlu da görünmez adam! Parti var, ama ortalıkta yok! İsmi var, cismi yok! Başkanı konuşuyor, ama duyulmuyor, işitilmiyor, medyada görülmüyor! Bu bana küçükken gördüğüm “Görünmez Adam” filmini anımsattı: Bir bilim adamı geliştirdiği bir formül ile görünmez olur. Fakat yeniden görünür olmayı bir türlü başaramaz.. Bakalım CHP görünür olmayı başarabilecek mi?