- Kategori
- Gündelik Yaşam
Gözleri gülenim

Her şey bir sınav çıkışı başladı. Birşeyler içmek için arkadaşlarıyla bir kafeye oturdular. Havadan sudan muhabbet ederken laf ertesi akşam şehre gelecek olan o muhteşem kadın, Sezen Aksu ‘ya geldi. Kız kafenin hemen yanındaki gişeye doğru yürürken delikanlının o masum bakışları beklide her şeyin başlangıcıydı. Ön koltuklarda yer kalmamıştı. ‘’e o zaman yarın akşam duruma göre (bu, şehirde tercih edilen bir durumdu: dışardan dinlemek) dışardan da dinleyebiliriz’’ diyerek ayrıldılar.
Ertesi gün delikanlı akşam saatlerinde aradı, buluştular ve doğru tiyatroya gittiler ancak hem içerisi hem de dışarısı çok kalabalıktı. Arabada oturup dinlemeye başladılar o eşsiz sesi. An geldi hüzünlendiler, an geldi gülümsediler; nede olsa aynı dönemin çocuklarıydılar. Konuştukça da bu durumun daha da çok keyfine vardılar; çocukluk günlerinin çizgi filmleri, lise yıllarının mizah dergileri, aynı şarkılar, aynı şiirler, aynı filmler derken saatin nasıl geçtiğini anlamadılar. O gece ikisi de yüzlerinde gülüsemeyle uykuya daldılar. Takip eden günlerde de görüşmeye devam ettiler. Kah sinema kah kafe derken birde baktılarki aşık oldular. Aşkın o tarif edilemez ruhu çöktü üstlerine de; görmedi gözleri kimseleri. Gözleri Gülenim derdi genç adam sevdiğine. O, utanır; bakamazdı o anda; aslında güzel bakanın yüzüne… Çok sevdiler; gelecek planları yapmaya başladılar her gece, ayrı evlerde... Birlikte uyumak, yeni güne birlikte merhaba demenin keyfine varmak istiyorlardı artık. Ters giden hiçbir şey yoktu hayatlarında; aileler tanıştırıldı, gün kararlaştırıldı; düğün çok yakındı. Çocuklarının isimleri bile hazırdı: Defne ve Efe. Küçük bir sahil kasabasına yerleşip hayata orada yeniden merhaba diyeceklerdi.
Düğün için son bir-iki eksiği görüşmek üzere buluşacakları gün; kız içinde bir huzursuzlukla bekliyordu yol kenarında. Çok geçmeden genç adam göründü; ana caddeye cıkıyordu bir ara sokaktan; yol çalışması var diye dakikalardır dolaşmıştı sokak aralarında. Kızla göz göze geldiğinde fark edemedi o inşaatın geri geri gelen kamyonunu ve tabi kamyonda O’nu…
Şimdi genç kadın o sahil kasabasında; işinde gücünde ama yüreği hep ezik, hep içi acıyor; o adları Defne ve Efe olan kuşlarının her ötüşünde. Ve her akşam Sezen Aksu’yu dinleyip artık gülmeyen gözlerinden süzülen yaşları silerken şu mısralar dökülüyor ;
Hayat kadere inat, seni sil baştan yaşayacağım. Ahdım olsun…