Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

10 Ekim '09

 
Kategori
Blog
 

Gözümde canlanır koskoca mazi (5)

Gözümde canlanır koskoca mazi (5)
 

Bugün farklı bir şey yapayım istedim ve son 10 sayfanın listesini hazırladım. Dikkat ettim de, yorumcuların çoğunluğu sayfama tesadüfen gelip yorum yazanlar değil, sayfamı özellikle okuyanlar. … :) Mutlu olmadım dersem yalan olur.

Bu konu çok yazıldı çizildi. Hep savunduğum bir fikir var. Yazarın amacı beğenilmek değildir, okunmaktır. Her yazıyı herkes beğeniyorsa o işte bir yanlışlık var demektir.

Beğenilmediği halde okunuyorsa yazar doğru yolda ilerliyor demektir.

Herşey iyi hoş da gecenin 21.45’inde ben niye böyle felsefe yapıyorum ki… Üzerinize afiyet biraz keyifsizim. Sanırım bu felsefe merakı ondan…

Hemen eskilerden keyifli bir yazı gireyim de moraller düzelsin…

Unutmadan; listede ne alfabetik sıra ne de başka bir sıra var. Bu anlamda lütfen kimse alınmasın. Tamamen benim teknoloji özürlü olmamdan kaynaklanıyor.

UÇURTMA

Oldum olası uçurtmayı çok severim. Şöyle kocaman olacak, upuzun da kuyruğu olacak, sonra masmavi gökyüzünde salına salına dans edecek. Bütün bunları yaparken de hür olacak başka uçurtmalarla karışmayacak...

Bende onu uçurabilmek için oradan oraya koşturup duracağım. Veya elimde çokça uçan balon olacak rengârenk. Sonra hepsini azad edeceğim. Gökyüzünde aynı anda birçok balon olacak.

Bir de kutu içinde köpük balonlar satılıyor hiç onları denediniz mi? Ben denedim. Rengârenk çok harika oluyor ama dikkat edin herkesin içinde balonları üflemeye kalkmayın. Görenlerin bakışlarından anladığım kadarıyla balon üfleyenler hakkında çok iyi şeyler düşünmüyorlar

Ya hiç koşup bir su birikintisinin içine zıpladınız mı? Biraz kirleniyorsunuz ama olsun kimse görmezse sorun yok. Gören olursa da sakın benden duyup yaptığınızı söylemeyin. Söyleseniz de size kimse inanmaz.

Hiç salıncakta sallandınız mı? Önce yavaş yavaş sallanıyorsunuz sonra hızlanıyorsunuz ve evet artık özgürsünüz. Kuşlar gibi uçuyorsunuz.

Bir alışveriş merkezinin hemen yanında park var her nedense parkta kimse olmuyor. Ne zaman alışveriş için gitsem parka uğruyor salıncakta sallanıyorum.

Sonra kenarları zincirle örülmüş, altında sallanan tahtası olan köprüden geçip zafer kazanmış kahraman edasıyla eve dönüyorum.

Eve döndüğümde buharlaşmış cam gördüğümde de hemen işe koyulup cama dört yapraklı yonca çiziyorum.62 den tavşan da var. Ama marifet 62 den tavşan yapmak değil marifet 62 den kedi çizmek.

Evet, yanlış duymadınız 62 den kedi de yapılabiliyor çokta güzel oluyor.

Ev ahalisiyle aramda geçen diyalogları burada yazmayacağım. Evinizin camına 62 den kedi resmi yapmaya karar verirseniz bizzat diyalogları sizde yaşar bizim evdeki diyaloglar hakkında da az çok bir fikir sahibi olursunuz

Ama daha önce de söylediğim gibi bunları benden duyup yaptığınızı söylemek yok!

İçinizdeki çocuğu özgür bırakın...

:) Ve işte Nostalji serimiz…

Emine Supcin

Bahara dönüş

Meral Yağcıoğlu

Gülalkan

Homeros

Cinford

Sennur

Nilgün Akad

Yüksel Önaçan

Silver035

Fahrettin Özcanan

Ata Kemal Şahin

Beran Uzer

Şule Yüksel Öztürk

Emin Öztürk

Şemsettin Murat

İzmirli97

B.Gelincik

Stilwater

Necdet Gürçiftçi

mine@

Özgece..

Sevtap Özkahraman

Güneşin kızı_firuze

Mordanpembeyegeçiş

Johannes

Fegokçe

Zuhal Voigt

Ruksan İldan

Sonsuzluk

Lillo

Bünyamin Demirci

Şermin Çıkrıkçı

Son Tual

Ünal Şöhret Dirlik

Giz

Samyeli

Çalıkuşu

Genç Osman

Hazandagüzeldir

Fugen

Yahya İncik

Ömer Faruk Mencikyılmaz

Mor Okyanus

Yeşilsoğan

Mavi Karadeniz

Olgun Ekinci

Murat Kocaadam

Mesut Karip

Tuncay Toka

Bumerang57

Muharrem Soyek

Rıza Üsküdar

Ahmet50

Mamut

Vakayinüvis

:) İyi bayramlar…

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara