Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '13

 
Kategori
Kahve
 

Granül Kahvenin Hazır Kahve Olduğunu Biliyor muydunuz?

Granül  Kahvenin Hazır Kahve Olduğunu  Biliyor muydunuz?
 

İnternetten alıntı... Çok nefis gözüküyor...


Aslında başlığım,"  markaların , nesnelerin  adı oluşu"  olacaktı... Biraz daha  okunabilirliği çoğalsın düşüncesi ile bunu tercih ettim..." Çayı kuru içemeyenlerden...:)))"  olduğum için  evde yapılmış bir şey yoksa en azından -ille de- , yanında bisküvi olacak,çayıma eş olarak...  Çocukluğumuzun iki ünlü markası,Eti ve Ülker  ürünleri  dışındaki markalar pek itibar görmez  bizim fakirhanede.  Son aldığımız,büyük paket pötibörün üzerinde bisküvi ile yapılan tramisu tarifi gözüme çarptı.Malzemeleri eşime söyledim alması için.Bir tanesi de,granül kahveydi.  "O dediğin  ne ki" dedi  telefonda."Sanırım çekirdek kahve olsa gerek yani çekilmemiş" diye cevapladım. "Sanmıyorum, başka şey olsa gerek" dedi, o da.

Her  müşkülümüzdeki başvuru kaynağımız  google dededen öğrendim ki, ekşi sözlüğün anlatımıyla"bakkaldan çakkaldan "neskafe" diye istediğimiz hazır kahve"nin adıymış meğerse...Daha sonra onun  ilk kez kim tarafından nasıl ortaya  çıkarıldığını da öğrendim. Hemen  hemen yaşam kültürümüzün her sayfasına nüfuz eden  Sam amca'nın  parmağı var yine...

Bu  bilgiye erişince, özellikle altmışlardan sonra  yaşamımıza giren  yeni  buluşların  markalarının, nasıl eşya adları  olarak onlarla özdeşleştirildiğini anımsadım. En yaygını, mutfaklarımızda kullandığımız  gazlı veya elektrikli ocağı konu etmek istediğimizde,ondan "milangaz " diye söz  edişimiz...  "milangazı açık bırakma sakın..."  gibi...En popüler olan bulaşık deterjanları , vim ve pril için de aynı şey çok yaygındır toplumumuzda."Tencereyi vimledim pırıl pırıl oldu..."  Bulaşık bezine  azıcık pril  dökmen yeterli oluyor"...  Ha , bir de  çok ünlü bir pedimiz var. Ekranda reklamını gördüğümde  cinlerimi başıma çıkartan.  Hiç olmazsa  o kadar detaylı vermeseler...  Beş  saniye ver kardeşim,  ille onun üzerine sıvı dökme işlemini yapman şart mı...  Bunun bağnazlıkla filan alâkası yok, bu;  kadının o kendine özgü,  olması gereken mahremiyetine alenen tecavüz...  Erkeklerle  ilgili olan, çoluk çocuk oturulduğunda  izlemekten hoşlanmadıkları ,dikkati başka yöne çekmek için konu arandıkları nesnelerin reklamları  da  oluyor ama çok kısa ve  nadir  görüyorum o tarz reklamları.İşte  sözünü ettiğim o kadın bağından da, sanki marka onun adıymış gibi  konuşuruz, halkımızın çok büyük bir  kesimi olarak... Kağıt mendil yerine "selpak" deriz... Örnekleri çoğaltmak mümkün...

Sanırım bunun altında ; sorgulama, araştırma yerine,   edinilmiş  hazır  bilgilerin, olduğu gibi benimsenilmesi gibi , özü tembelliğe dayanan bir alışkanlık var. Dinden siyasete,bilimden , geleneklere kadar her konuda , toplum olarak böyleyiz.  "Anandan ,babandan gördüğünden şaşma" diye de çok  anlamlı! bir sözümüz  vardır, bizim kuşağın kulağına sık sık yinelenen...  Anamız,babamızı,  daha doğrusu bizden önceki atalarımızı bir evliya gibi görmemizi, onların izlediği yolu izleyen koyunlar olmamızı isteyen  bir anlayış... Elbette  onların tecrübelerinden, yaşanmışlıklarından ders almak, yol haritamızda onların ışığından da yararlanmak,gözardı edilmemesi gereken doğrulardan. Ama nihayetinde onların da birer insan olduğu, yanıldıkları noktaların  olabileceğini  hesaba katan bir bilince  sahip olan gençlerimiz,  haksız değiller bence. Şahsen  , benden küçüklerden, çocuklarımdan , gençlerden çok şey öğreniyorum. 

Bundan sonra, "Neskafe(okunuşu ile yazıyorum...) içer misiniz?"    yerine,    "Granül kahve  içer misiniz?"   şeklinde, dilimi eğitmeye çalışacağım.  Bakalım bu saatten sonra, ne kadar başarılı olabileceğim, doğrusu ben de bilmiyorum...:)))

 

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..