Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '15

 
Kategori
Sinema
 

Gri alanda yaşanan cinsellik

Gri alanda yaşanan cinsellik
 

Jarmie Dornan ve Dakota Johnson


Grinin 50 Tonu

Yönetmen: Sam Taylor-Johnsson

Oyuncular: Dakota Johnson, Jarmie Dornan, Marcia Gay-Harden.

Ellili yaşlardaki İngiliz kadın yazar E.L.James’in yazdığı ve tüm dünyada 100 milyondan fazla satan üçlemesinin ilk romanı olan “Grinin 50 Tonu”, daha çekimler başlamadan hayranlarını heyecanlandırmıştı. Edebi bir değeri olmayan roman, en büyük ilgiyi orta yaşlardaki kadın kesiminden gördü hatta edebiyat çevrelerinde “Anne Pornosu” olarak adlandırıldı. Pembe dizilerin romantik formatını aşan, sado-mazoşist bir ilişkiye odaklanan romanın sırrı, klişelerle dolu karakterleri ve steril evreniyle +18 sınırlarını zorlayan, cinsel fantezilere yer açmasında yatıyor. Erkek kahraman zengin, yakışıklı, sahibi olduğu Grey şirketler grubunun yönetim kurulu başkanı Christian Grey. Bir çok kadının rüyalarını süsleyecek bir adam. Kadın kahraman ise henüz 20 yaşında, cinsel tecrübesi olmayan, sıradan üniversite öğrencisi Anastasia. Her ikisinin bir röportaj sonrası başlayan ilişkileri “gri” alanlarda yaşanmaya başlar. Nasıl yaşanmasın adam hem zengin, hem yakışıklı ve gay değil. Grey kendisinin hakim, dişi tarafın ise itaatkar olduğu bir anlaşma sunar. Bu cinsel hazzın her şeklinin yaşanacağı, madde madde bir anlaşmadır. Arada duyguya kesinlikle yer yoktur.

Çocukluğunda bulamadığı ilgi, sevgi ve bağımlılık ihtiyaçlarını güç sahibi olduktan sonra mazoşist eğilimleriyle karşılamaya çalışan Grey karşısında Anastasia savunmayı bırakarak kendini hazzın kollarına teslim eder. Kadını elde etmenin, onun üzerinde mutlak hakimiyet kurmanın verdiği yoğun zevk, Grey’in duygusal bir ilişki kurmasının önündeki aşamadığı engeldir. Cinsellik ve acı verme arasındaki bağ, onun güçlü hissetme duygusunu ayakta tutan bir çekim alanıdır. Kadınların romana olan ilgisinin temelinde, kadın hazzının tüm kuralların dışında yaşanması. Gizli, bastırılmış fantezilerin törensel biçimde, ıssız bir erkek tarafından yaşatılması yatıyor. 

Mickey Rourke/Kim Basinger ikilisinin ünlü “9 ½ Hafta”(1986), Steve McQueen imzalı başrolde Michael Fassbinder’in oynadığı “Utanç”(2011), Lilliana Cavani’nin unutulmaz “Gece Bekçisi” (1974) ve en son Lars Von Trier’in çektiği “Nymphomaniac”, sado-mazoşist ilişkilerin unutulmazları olarak filmin anımsattıkları. “Grinin 50 Tonu” geçmişi anımsatmakla kalıyor, ortada derinliğine bir meselenin olamadığı, stilize bir sevişme filmi var. Christian Grey’in mesafeli, kibirli kimliği Jarmie Dornan’ın erkek dergilerinden fırlama bedeninde karşılığını bulmuş. Hakkında hiçbir şey bilemediğimiz bir karakter sadece ideal vücut ölçülerinde işlenmiş. Daha iyi anladığımız bir karakter olan Anastasia’da ise Dakota Johnson gayet iyi. Masumiyet ve dişilik arasındaki geçişlerde inandırıcı ve güzel. Kendisinin Don Johnson ve Melanie Griffith’in kızı olduğunu da unutmayalım .

Yönetmen Sam Taylor-Johnsson omurgayı estetize sevişme sahneleri üzerine inşa etmiş. Erkek tarafın soğuk steril dünyası filme hakim. Kadın hakları koruyucularının cinsel istismar nedeniyle filmi boykot etmeleri, tüm dünyada sinema önündeki kuyrukları etkilememiş gözüküyor. Film +18 sınırına rağmen gişede her yerde rekora koşuyor. Filmin müzik kuşağı ise iyi şarkılardan seçilmiş. Annie Lennox’un seslendirdiği “I Put Spell on You” kulağımızın pasını siliyor. Ortada hoş ve boş bir film var, kısaca.       

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..