- Kategori
- Kişisel Gelişim
Gül yaprağı

Yaşam her yıl iyi dileklerle birlikte başlar ve 365 gün devam eder. Bilgi çağında ilerlerken, bir yandan da alınacak bilginin ne kadar önemli olduğunu, bilgileneceğiniz yöntemlerin ,eğitmenlerin,uzmanların, öğreti ve eğitimlerin de ne kadar hassas olduğunu bilmek gerekir. İnce düşünceye sahip ve aklını işletebilen insan, çağdaş ve ileriye doğru adım atan insandır. İnsan kendini yetiştirirken, bir yandan da çevresine katkıda bulunabilmelidir. Bireysel adımlarıyla birlikte, kurumsal adımlarını da birleştirip,denge oluşturdukça insanlığa katkısı da çok fazla olur. Hassas bir zihin yapısına sahip olan kişi, yılın 365 günü kendi kadar,diğerlerini de düşünerek kararlar alır. Paylaşımcı ve sevecen yapısı ile rekabetleri dahi, tatlı dönüşümlü başarılar dizisi haline getirebilir. Bireyin, kariyerindeki en önemli karizması, tıpkı bir bilge kadar aydın olduğunda ortaya çıkar. Bir öğrenci, müşteri temsilcisi, üst düzey veya orta düzey yönetici de olsanız fark etmez . Bu kimlik, kişilik ve zihin ,beden,ruh dengesini sağlamaktan geçer Kendinize özsaygı, ve özgüven ikizdirler. Beyin ise düşüncelerin evi. Akıl ve zeka düşünceleri kullanabilme sanatıdır. Bu sepebten dolayı, düşüncelerinizi kullanma sanatında , sadece olumlu düşünmek yetmiyor Olumlu düşüncenin ötesinde, ışıl ışıl yanan zekayı kullanabilmekte büyük önem taşıyor.
İşte size anlamlı bir uzakdoğu hikayesi.
GÜL YAPRAĞI
Uzakdoğu'da bir budist tapınağı, bilgeligin gizlerini aramak icin gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak veya can, zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki budist, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları basladı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı. Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su tasmamıştı. İçerideki budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.
365 gününüzün her an'ı bir gül yaprağının, inceliğini göstermek ve görmekle geçsin