Güle güle Roberto Carlos yolun açık olsun...

Türkiye’ye gelmiş geçmiş en kariyerli oyuncuya güle güle dedik dün akşam. Bu ülkeye birçok yıldız oyuncu geldi gitti fakat onun kariyer olarak çok büyük ve farklı bir oyuncu olduğunu kabul etmek gerekir. 10 yıldan fazla bir süre Real Madrid gibi bir dünya devinde ve dünyanın en büyük milli takımı Brezilya da oynayan bir oyuncuydu o ve Türkiyede ki birçok futbolcunun hayalini bile kurmadığı bir şekilde aynı sahada oynama fırsatı bulduğu bir ustaydı. Türkiye’ye gelişinde de büyük yankı uyandırdı ve kim ne derse desin Fenerbahçe tarihinde ki en büyük Avrupa başarısını onun verdiği emek ve özgüven sayesinde kazandı. Şampiyonlar liginde çeyrek final oynamak ve Dünya’nın en iyi üç takımından biri olan Chealse’ye bile kafa tutmak, hatta o seneki şampiyonlar liginde tek mağlubiyetlerini tattırmak Carlos’lu Fenerbahçe’ye nasip oldu. Türkiye adına paha biçilmez bir imaj ve reklam kaynağı olduğunu ve bu ülke futboluna katkılarını yazmakla bitiremeyiz aslında. Evet bir dev, bir usta, bir star geçti Türk futbolundan. Dünya’nın gelmiş geçmiş en iyi sol beklerinden biri olarak kabul edilen Roberto Carlos. Mütevazi ve sempatik tavırları ile taraflı tarafsız herkesin gönlünde taht kurdu gitmeden önce. Her futbolcunun forma değiştirmek için sıraya girdiği bir futbol efsanesi geçti Türk futbolundan. Kimileri 34 yaşında Fenerbahçe’ye gelmesinden dolayı homurdandı. Kimisi ise için için kıskansada beğenmez rolüne yattı onun için. Türkiye’ye geldiğine inanamayanlarda oldu. Netice itibari ile o Türk futboluna hizmet etti ve geldiği gibi örnek sporculuğu ve kendine özgü tarzı ile veda etti Türkiye’ye. Teşekkürler Roberto Carlos. Futbolseverlerin yüreğinde ve Türk futbol tarihinin içinde kendine inanılmaz güzel bir yer edindin. Umarım başka görevlerde yine Türk futbolu ile yolların kesişir. Umarım tüm hayatın istediğin gibi olur.

Seni unutmayacağız.