- Kategori
- Şiir
Gülümseyen şehidin ardından
Resim yandex görsel yayınlarından alınmıştır.
Sevgili yazar arkadaşlarıma ve Milliyet Blog okurlarına, yaşadığımız menfur terör saldırılarının ardından, acılı ailelere ve milletimize başsağlığı diliyorum. Şehitlik kelimelerle ifade edilecek bir mertebe değildir. Aramızdan ayrılan genç fidanlar ardında büyük acı ve feryatlar bırakırlar. Ailelerin acılarını anlamazlıktan gelmek mümkün olmasa da, onların sabır ve metanet duygularının tezahürü, bu mertebeye erişmenin tesellisi olarak yorumlanabilir.
Bu bağlamda aşağıdaki şiirimi paylaşmanın, acılı ailelere ve milletimize bir katkı sağlıyacağı kanısındayım.
Sokak ortasında sessizliği bölen bir sedadır aşk ,
Bilinmezin çıkmaz yollarına savurulmuş bir yokluk misali, şimdi
Öylesine şaşkın, öylesine düşkün ve çaresiz, nasıl sırrına ermez
Bu akıl, oysa vakit akşam, bu sevda yangınında, sağa sola yalpalar, önünü görmez.
Her asır, o sevdaya bir dirhem külçe daha eklenir, adına vatan dediğin,
Kollarını açıp sen yiğidim, bedeninde şehadet yeleği, kuğu gibi süzülürsün ölüme,
Yazdığın destanları okumaya ömür ermez,
Kurumuş gözyaşları.... bir kürek, bir kürek toprak daha çıplak bedenine.
Gülersin halimize, bir hiçlik yalanının rüzgarında salınışımıza,
Solmaya yüz tuttu yapraklar, güya kemikler çürüdü toprağında,
Ölümün tarifine erişememiş bu sefil akıl, ölüm, bir kürek toprakla
Uğurlanma değil hiçliğe, bir beyaz kefenle, o cansız tenle,
Hatıralardan silindiğinde tescilidir adı ölümün, heyhat,
Oysa hafızalara, o sevdalara kazındı, bu yiğit, bu kutsal hayat,
Sen ölmedin şehidim, ister bayrağa sarıl, istersen bin fersah,
Toprak altında, şarapnellerle vurulmuş, bir kan gölünde yat.
Refik BAŞDERE, Ankara, 29.11.2016